Ölenler ve ...... / İbrahim Kızar

Ölüm her canlıya yazılmış bir mukadderatır. Fermanı ilahi ile beyan edildiği gibi her nefis ölümü  tadacaktır. Bundan kurtuluş yoktur.

Ölenler ve ...... / İbrahim Kızar

Ölüm her canlıya yazılmış bir mukadderatır. Fermanı ilahi ile beyan edildiği gibi her nefis ölümü  tadacaktır. Bundan kurtuluş yoktur. Ölen insanların bazı istisnalar hariç amel defterleri kapanmıştır. İşte bu amel defterleri açık kalanlardan bazıları sağlıklarında insanlara bar ve zarar oldukları gibi ölüp gittikten sonra bile insanlar için bar ve zarardırlar.

Şimdi aslında ölüp gitmiş insanlar ile uğraşmak pek uygun bir durum ve hal olmasada bazen uğraşmak zaruri hale gelmektedir.

Ölen sıradan bir insan, bir müslüman, günah ve sevabı ile yaratıcısının huzuruna çıkmış, bir Fatiha bir duaya muhtaçtır. Müslümanlar, ölen müslüman kardeşlerini ölümü bile güzelleştirerek vefat etti, Hakka yürüdü,Rrabbine geri gitti gibi kelimeler ile dile getirir anarlar.

Bildiğimiz gibi vefat eden müslüman ister sadaka-i cariyeler ile amel defterini açık bırakmış olsun, ister ise geriye sadaka-i cariye bırakmayarak amel defterini kapatmış olsun, müslüman toplum, ümmetin vefat etmiş olanlarını hayır ile yad etmekte, dünyanın her yerinde müslümanların, müminlerin ruhlarına  Fatihalar, Yasinler ve Kur’an okunmakta, bağışlanmaları ve cennete derecelerinin yüklelmesi için dualar yapılmaktadır. Dünyanın hemen hey yerinden dua ile anılmak ne büyük bir lutuf değil mi?

Dualar yapılırken, Fatihalar, Yasinler ve hatimler okunurken hiç bir zorlama yoktur, dua edenlerin hepsi hür iradeleri ile dua yapmaktadırlar.

Hayır ile yad edilenler, dua edilenler, Fatiha,Yasin ve hatimler hediye edilenler, vefat etti, ruhunu Rahmana teslim etti, Hakka yürürdü, Rabbine yürüdü diye ölümleri bile güzelleştirilenle işin ilk kısmı idi...

Bir de işin ikinci kısmı vardır ki biz bunlara geberip gidenler, helak olanlar, cehennemin dibini boylayanlar, elleri kuruyanlar, diye biliyoruz. Bunlar da amel defterleri kötülükler ile dolup taşmak üzere Kıyamete kadar açık bırakmışlardır.

Peki bunların arkasından konuşulur mu? Konuşulur, hemde öyle bir konuşulur ki.

Sağ iken verdikleri zararlar yetmiyormuş gibi geberip gittikten, cehenneme yuvarlandıktan sonra, topluma verdikleri zarar hala devam ediyorsa niye konuşulmasın. Ebu Leheb Kıyamete kadar, eli kurusun  bedduası ile anılıyorsa, Nemrut, Firavn ve benzerleri kıyamete kadar lanet ile anılmaları zebanlara vird olumuşsa benzerleri için niye olmasın.

Ömürleri İslama, müslümanlara düşmanlık ile geçmiş bu zalim ve zorbaların, sözüm ona sevenleri Müslüman halkı, bu zalim, zorba, katil, sahtekar ve yalancı, yeri geldiğinde İbni Selülü mumla aratan cehennem odunlarını, rahmet ile anmaya, mahhale baskısı ile hutbelerde adlarını okumaya zorlamaya çalışyorlarsa, bizde neden onlar için Allahın rahmetinden uzak olsunlar, ila cehenneme zümera ve " bir munadinin Allahın laneti zalimlerin üzerine olsun" dediği gibi, Allahın laneti zalimlerin üzerine olsun   demiyelim.

Ve son olarak nasıl ki Dünyanın dört bir yanında müslüman insanlar için dualar okunuyorsa aynen öyle dünyanın dört bir yanında kürsü ve minberlerde, zalimler ve zorbalar, katiller ve insanlık düşmanları, yalancı ve sahtekar ibni selülü aratan cehennem odunları, Allahın ayetlerini inkar edip düşmanlık yapanlar için beddua ve lanetler okunmakta ve okunmaya devam edecektir. Hemde içten ve samimi olarak.

Kasım ayı gelince içimden ölümü ve geberip gidenleri yazmak geldi. Nedendir bilinmez.

Allaha emanet olun

İbrahim Kızar/Habernas