Elinde çocuğunun kemikleriyle bir baba / Mücahid Haksever

Yakup (as)’ı bir Peygamber olmasına rağmen hüzün ve ağlamaktan gözlerini kör eden oğlu Yusufun hasretiydi. Kur'an'ın haber verdiği bu olay, evlat acısının bir baba için ne denli büyük olduğunu gösteren belki de en ibretli bir kıssadır. Nitekim Ali İmran suresi 14. ayette Allah’ın insanlara verdiği dünya nimetleri sayılırken ikinci sırada çocuklar zikredilmiştir.
 
Medyada kaç gündür elinde çocuğunun kemiklerinin olduğu bir sandıkla bir baba resmi insanı ciğerini kanatmakta, hüzne boğmaktadır. Sandıktaki kemik sahibinin kim olduğu önemli değil. Sonuçta o bir ölü. Hesabını Allah’a verecek. O haldeyken ondan hesap sorma, cezalandırabilme imkânımız da yoktur. Bunu söylerken O’nun masum olduğunu, suçsuz olduğunu da iddia etmiyorum. Benim meselem cenaze değil. Cenazeyi elinde tutan babadır. Peygamberimiz (sav) de bir gün yanından geçen bir cenazeyi gördükten sonra hemen ayağa kalkmasından sonra sahabelerin kendisine bunun bir Yahudi cenazesi olduğunu haber vermeleri üzerine şöyle buyurmuştur: “O da bir insan değil mi?” Bu hadiste görüldüğü gibi, gayri Müslim dahi olsa cenazeye saygı göstermiş Peygamberimiz. 

Bir kavme düşman olabilirsiniz, karşınızdaki çok büyük cürümler işlemiş olabilir. Ama unutmayalım ki İslam, düşmanlığımızın da sınırlarını belirlemiş: “Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin” Bir babaya eline çocuklarının kemiklerini vermek adaletsizliktir, zulümdür. Peygamber Efendimiz (as), oğlu İbrahim’in mezarındaki bir yarığı kapatmayı unutan sahabeyi Resulullah (as), uyarmış. Ya Resulullah bu küçük bir yarıktır bundan bir şey olmaz deyince, Efendimiz (as) doğrudur ama o anne babayı üzer buyurmuştur. Hal böyleyken bir babaya sandıkta oğlunun kemiklerini nasıl teslim edersiniz? Nerde Müslümanlığınız? Nerde insanlığınız? Ülkesinde suç işleyen insanlara karşı kendi ülkesini, vatandaşını korumak, tüm devletlerin hakkıdır. Ama bu şekildeki bir tavır kimsenin hakkı değildir. Bu davranış ne İslami ne de insanidir. Ve unutulmamalıdır ki, وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى “kimse kimsenin suçunu taşıyacak değildir” Bir babaya yıllardır görmediği, haber almadığı oğlunun suçu yüklenemez. 
 
Rabbim karşımızdaki düşmanımız da olsa bizi haktan ve adaletten ayırmasın. Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek Allaha emanet olun. Dullarınızı bekliyorum.

Habernas / Mücahid Haksever