Elleri kurusun / İbrahim Kızar
Tebbet Sûresi’ndeki lanet, bugün hâlâ canlı: Ebu Leheb nasıl ki Peygamber’in davasına en yakınından köstek olduysa, bugün de Gazze kuşatması karşısında susan, yardım etmesi gerekirken siyonistlerle iş tutan Arap ve Müslüman yöneticiler aynı ihaneti sergiliyor. Elleriniz kurusun! Yardım etmek yerine engel olan, siyonistlere liman açan, direnişi izlemekle yetinen herkes, Ebu Leheb’in kaderine ortaktır.

“Elleri kurusun Ebu Leheb’in, kurudu da.” Diye buyuruyor âlemlerin Rabbi olan Allah. Peki, bu söz kimin hakkında? Hepimizin çok iyi bildiği gibi, Peygamber Efendimiz’in amcası Ebu Leheb hakkında.
Peki neden bu kadar ağır bir ceza, hem de Peygamber’in amcası hakkında? Üstelik bu ceza, kıyamete kadar milyarlarca insanın tekrar tekrar okuyacağı kutsal kitabımıza yazıldı ve “elleri kurudu” denilerek, bu cezanın hemen gerçekleştiği tasdik edildi.
Düşünüyorum… Amca, normal şartlar altında yeğenini başkalarına karşı korumak, kollamak zorundadır. En azından yeğeninin başarılı olması için engel olmamalıdır. Ancak Ebu Leheb bunun tam tersini yaptı.
Çadır çadır, ev ev, konak konak dolaşarak, Peygamber olan yeğenini davasından döndürmek, davasını akamete uğratmak, onu başarısız kılmak için elleri kuruyana kadar, ölüp kokuşana kadar uğraşıp durdu.
İşte işin püf noktası burada: Yardım beklenenlerin engel, mani, köstek olmaları. Ebu Leheb’in yaptığı da tam olarak buydu. Sessiz kalabilirdi ama o, engel olmayı ve bunun için herkesten çok çaba harcamayı tercih etti. Böylece hakkında inen kısa ve öz bir sûre ile ebediyen azap ve lanetle anılmayı hak etti.
Derdimizi biliyorsunuz.
Gazze’de yaşanan durumu düşünürken, aklıma Tebbet Sûresi ve Ebu Leheb geldi.
Durum sizce de benzemiyor mu?
Gazze’nin çevresinde birçok Arap devleti ve Müslüman ülke var. Normal şartlar altında, bu ülkelerden hem Arap hem Müslüman olmaları hasebiyle yardım beklenir, değil mi?
Peki yardım ediyorlar mı? Tabii ki hayır.
Ne yapıyorlar peki?
Siyonist çeteyle iş birliği yapıyorlar. Gazze’ye hiçbir şekilde yardım girmesin diye, Siyonist Yahudilerden daha çok çaba harcıyorlar. Kimse gizlice yardım etmesin diye sınırları tahkim ediyor, sınırlara kimseyi yaklaştırmıyorlar. Her şeye rağmen yardım etmeye çalışanları hapse atıyorlar.
Yani Ebu Leheb ne yaptıysa, onlar da aynısını yapıyor.
Siyonist çetenin ihtiyaç duyduğu malzemelerin tedariki için limanlarını kullandırıyor, gemi ve uçaklarını seferber ediyorlar.
İçten içe Gazze’deki bu direniş bir an önce sona ersin, Siyonist çeteler galip gelsin diye bekleyip duruyorlar.
Biz de bunların hepsine şöyle diyoruz: ELLERİNİZ KURUSUN!
Allah’ın izniyle yakında ellerinizin kuruduğunu, cesetlerinizin kokuştuğunu göreceğiz!
Gazze’ye imkânı olduğu hâlde yardım etmeyen, bunu üzerlerine vazife saymayan, savaşın bitmesi ve ablukanın kaldırılması için çaba göstermeyen; İnsani, İslami ve ırkî sorumluluklarını yerine getirmeyen; Kendini ümmetin önderi olarak görüp sorumluluktan kaçan;
Siyonist çeteyle her ne şekilde olursa olsun iş tutan, ticaret yapan, diplomatik ilişki kuran, onları devlet olarak tanıyan; Ve zerre kadar dahi olsa Siyonistlerin işini kolaylaştıran tüm devletlerin — özellikle Arap ve Müslüman devletlerin — idarecilerinin, yöneticilerinin ve onlara alkış tutan kitap yüklü eşeklerin ELLERİ KURUSUN!
Biz de akıbetlerini dünya gözüyle görelim.
Ebu Leheb için tasdik edilip uygulanan ceza nasıl tam ve yerindeyse, bizim bu bedduamız da kimi Arap ülkeleri ve Arap olmayıp da Müslüman bilinen ülkelerin yöneticileri için yerindedir, uygundur.
Allah’tan dileğimiz, duamız: Ellerinin kuruduğunu ve cesetlerinin kokuştuğunu acilen görmemizdir.
Allah’a emanet olun.