Güzel sözler, kötü ameller / İbrahim Kızar

İnsanın hoşnut olacağı güzel şeyleri duyması iyi, güzel de her güzel konuşan, güzel şeyler dile getiren, ne yazık ki, insanların hoşuna gidecek amel ve icraatlarda bulunmuyorlar.

Güzel sözler, kötü ameller / İbrahim Kızar

Güzel konuşan, güzel şeyler söyleyen birini gördüğümüzde hepimizin hoşuna gider. “Falankes şöyle güzel, böyle güzel konuştu” der, konuşan şahsı överiz.

İnsanın hoşnut olacağı güzel şeyleri duyması iyi, güzel de her güzel konuşan, güzel şeyler dile getiren, ne yazık ki, insanların hoşuna gidecek amel ve icraatlarda bulunmuyorlar.

Bunun örnekleri günümüzde ne kadar da çok. İnsan şöyle bir geriye dönüp te bakarsa, bir çırpıda sayamayacağı kadar örnek hatırlar.

Mesela, Saddam gidecek Irak’a demokrasi gelecekti, kaç yıl oldu hala değişen bir şey yok. Halbuki  demokrasi kelimesi ve Saddam’ın gidişi kulağa ne kadar da hoş geliyordu.

Arap baharı, Suriye ye de geliyordu. Diktatör oğlu diktatör gidecek, Suriye özgürlükler ülkesi olacak,  Emevi Camiinde cuma namazı kılınacaktı. Gerçekten güzel sözler idi. Hele Emevi Camisin de kılınacak cuma namazı... Ne diktatör gitti, ne de cuma namazı kılndı. Suriye’nin düştüğü durum ise herkesin malumu....

Memlekete gelince, sadece seçim dönemlerinde verilen sözlere ve vaadlere bir kulak verince, şu an coğrafyamızın cennet misal bir köşe olması gerekiyordu. Ne yazık ki, verilen söz ve edilen vaadler tam zıddı ile icraat alanında görülüyor.

Mesela birileri Barış diye ortalığı vel veleye veriyorsa,  ellerine geçen ilk fırsatta savaş körükleyicisi olduklarını görürüz.

Mesela birileri, “Anneler ağlaması” diyorsa, bakarsın ki anneler kapılarında rez olmuş ağlayıp duruyorlar.

Mesela birileri, “herkes özgür olacak” diyorsa, ellerine geçen ilk fırsatta aykırı gördükleri en masum hal, heraket, giyim ve kuşamı bile baskı altına alarak yasaklamaya çalışmaktalar.

Mesela birileri, “elimize imkan, iktidar güç geçse herkese eşit davranacak, hiç kimseyi aşından ekmeğinden etmeyeceğiz”, derler. Fırsatı yakaladıklarında ise adamına göre davranır, yandaşları kayırır, aykırı gördükleri temizlik işçisinin bile işine son verirler.

Mesela birileri, “halkın içinden geldik, mağdur olduk, damdan düştük, damdan düşeni biliriz” derler. Uzun yıllar imkan olmasına rağmen, düştükleri damı rant kapısına döndürür, sorunları çözmek yerine  sürüncemede bırakırlar....

Dediğimiz gibi, örnek çok da biz niye böyle her güzel konuşan, güzel şeyler vaad edenlere inanıp duruyoruz. Daha önce icraatları, filleri ortada olan kişi ve zihniyetlere, belki bu defa söylediklerini yaparlar, belki bu defa doğru söylüyorlar, diye kendi kendimiz kandırmaya çalışarak inanıyoruz.

Halbuki Allahu Teala bizleri böyle şahıs ve zihiyetlere karşı uyarmaktadır.

﴾Bakara204﴿ İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatı konusundaki sözleri senin hoşuna gider; o, hasımların en yamanı olduğu halde kalbinde olana Allah’ı şahit de tutar.

﴾Bakara205﴿ Hâkimiyeti aldığında ise ülkede bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.

Kur'an-ı Kerim’de kendisine karşı uyarıldığımız şahıs ve zihniyet, bu gün teşkilatlanmış, örgütlü hale gelmiş, legal ve legal olmayan şekillerde çalışmakta, şehirler ve ülkeler idare etmektedir.

Ayette belirtildiği gibi dünya hayatı hakındaki sözleri gerçekten insanların hoşuna gidecek şekildedir ama icraata gelince şekil değiştirmiş olsa bile, bozgunculuk peşinde koşmakta harsı ve nesli helak etmektedir.

Bizlere düşen ise ilahi uyarı gereğince her güzel konuşana inanıp kanmamaktır. Hele ki, bu güzel konuşan zihniyet daha önceki icraatleri ile harsı ve nesli helak etmiş ise…

Allaha emanet olun.

İbrahim Kızar / Habernas