İslam ve Arap liderlerinde serbest düşüş devam ediyor / İbrahim Kızar
Sözde İslam ve Arap ülkeleri liderleri, Gazze’deki soykırım ve bölgedeki Siyonist vahşete karşı etkisiz ve yetersiz kalıyor. Direniş kahramanları yalnız ve desteksiz bırakılırken, lojistik yollar kesiliyor ve bölgeler Siyonist vahşilerin insafına terk ediliyor.

Biz “bu kadarı olmaz” dedikçe durum daha da vahim hale geliyor; her geçen gün bir önceki günü aratıyor. Başka bir tabirle sözde İslam ve Arap ülkeleri liderlerinde, nerede duracağını bilemediğimiz bir serbest düşüş devam ediyor.
Her ne kadar “çıkmamış candan umut kesilmez” sözü, daima umutlu olmayı telkin etse de, şu anda lider, önder, kral, başkan ve reislerden hiçbiri, maalesef, hiçbir işe yaramıyor. Toplanıp yarım ağızla yaptıkları kınama mesajları ve sanki asıl sorumluluk kendilerinde değilmiş gibi başkalarından bir şeyler yapmalarını istemeleri, insanları çileden çıkaracak bir seviyeye geldi.
Sözde Müslüman ülkeler, yarım ağızla Siyonist vahşilerin yaptıklarını kınarken, bazen ahmakça, bazen haince pratikleriyle bölge ülkeleri Siyonist vahşilerin çiftliğine dönmüş durumda. İki senedir Gazze’de devam eden soykırım, açlıktan ölümlere dönüşmüş durumda. Müslümanların evlatları açlıktan ölürken, 57 ülkede hayat durmalıydı. Ama yok; bizi önce 17 senelik abluka, sonra iki senelik bombardıman, şimdi de açlıktan ölümlere alıştırdılar.
Zamanında Rus kuffarına karşı cihad bayrağını yükselten Şeyh Şamil, hac için gittiği Mekke’de yoğun ilgiden dolayı Kâbe’nin damına çıkarılmış ve bütün hacılar böyle bir kahramanı görme şerfi ile mesrur olmuştu. İşte Gazze’de, Filistin’de Siyonist vahşilere karşı cihad bayrağını yükselten tüm mücahidler, Şeyh Şamil gibi Kâbe’nin damına çıkarılacak kadar değerli kahramanlardır. Bu kahramanlar korunmalı ve desteklenmelidir.
Oysa bizden görünen hain ve ahmakların çabalarıyla, bu kahramanların logistik destekleri kesildi, yalnız ve imkânsız bırakıldılar. Bu kahramanlar yalnız ve desteksiz bırakılırken, var olan lojistik yollar da kesildi; Suriye altın tepside Siyonist vahşilerin önüne atıldı ve bugün Siyonist vahşiler Suriye’yi istedikleri gibi kullanıyor. Görünüyor ki, Suriyenin toparlanmasına izin vermeyecekler. Ahmak oğlu hainler ise, Suriye-Lübnan sınırında güvenliği sağlamakla övünüyor.
Lübnan’ı ise istediği zaman bombalamakta beis görmüyor ve işgal ettiği topraklarda kalıcı olduğunu söylüyor. Lübnan’daki baş ahmak ya da baş hain ise, direnişin elindeki silahlara göz dikiyor.
Barış, barış diye Hamas’a baskı yapan Katar ise, bugün Siyonist vahşilerin bombardımanına maruz kalıyor ve başkentinde suikast girişimiyle karşı karşıya bulunuyor. Yarın sıra hangi sözde devlete gelecek, bilmiyoruz. Acı olan, Siyonist vahşilerin yaptıklarının sıradanlaşmasıdır.
Evet, İslam ve Arap ülkelerinde en çukura doğru serbest düşüş devam ediyor.
Ya kendinize gelin artık; Filistin için değil, kendiniz için. Yemen’i destekleyin; her biri Kâbe’nin damına çıkarılacak kadar değerli birer kahraman olan direnişi destekleyin. Dünya ya da Birleşmiş Milletler’den dilenmeyi bırakın. Barış ve ateşkes arayışlarının, oyalama oyunlarından başka bir şey olmadığını artık görün.
Yoksa serbest düşüş, cehennem çukurunda son bulacaktır. Ülkelerinizin sınırları içinde bile, Siyonist vahşilerin şerrinden ve verdiğiniz tüm tavizlerden emin olamayacaksınız. Bu dünyada etiketi olan birer rezil, ahirette ise cehenneme odun olacaksınız.