Korona alarm veriyor / Çetin Tufan

Korona öyle bir şey ki görünmez kuvvetleri ve askerleri var. Yakaladığını yıkıyor, süründürüyor, hatta öldürüyor. İnançlı inançsız, zengin fakir, beyaz siyah, Asyalı Avrupalı Amerikalı ayrımı yapmıyor. Hepimizi fabrika ayarlarına dönmeye zorluyor.

Korona alarm veriyor / Çetin Tufan

Alemlerin Rabbi olan Allah (cc)'ye hamd, Resulü Muhammed Mustafa'ya (sav) salih ve salihelere salat ve selam ile....

İslam'ın insana ve sağlığa ne kadar önem verdiğini; sıhhatli müminin sıhhatsiz müminden evla olduğu konusundaki hadisi şeriflerden, aklı selim, ehli ilimin açıklamalarından aynel yakin bilir ve kabul ederiz.

Bunun yanında salgın hastalıklarda alınması gereken sağlık tedbirlerini, Resulullah (sav)'in hadisi şeriflerinden, Sahabeyi Kiramın tatbikatlarından, günümüz tıbbının izahatlarından ve bunu  bağıra bağıra anlatan hastalardan anlamaktayız.

Buna rağmen nedense insanlar kendi sıhhatlerini hiçe sayarak, sanki bu tedbirler kendileri için değilmiş gibi davranmaktadırlar. Bunlar din ve akılla alakası olmayan bahaneleri ileri sürerek, kendi ırkının, cinsinin, milliyetinin hatta ekolünün bu hastalıktan ari olduğunu dahi iddia edebilmektedirler.

Halbuki Korona öyle bir şey ki görünmez kuvvetleri ve askerleri var. Yakaladığını yıkıyor, süründürüyor, hatta öldürüyor. İnançlı inançsız, zengin fakir, beyaz siyah, Asyalı Avrupalı Amerikalı ayrımı yapmıyor. Hepimizi fabrika ayarlarına dönmeye zorluyor.

Tabi bunları söylerken paranoyak nispetinde fiziksel mesafeyi, sosyal mesafe olarak anlayıp, bütün dost ve ahbapları ile ilişkiyi kesen, bir telefonu dahi etmeye üşenen, tedbir ve temizliği hastalık derecesine çıkararak ruhi ve bedeni sağlıklarını zedeleyenleri kast etmiyorum.

Hadi kendi nefsini ateşe atanları kınasam da neticede, kendi tercihleri diyerek bir nebze, Rabbim sizlere akıl fikir versin der geçerim. Ama başkalarına, ailesine, dost ve ahbaplarına bilerek veya tedbirsizlikten dolayı bilmeyerek bulaştıranlara ne demeli.

Bu şahıslar hasta olduklarını bilerek, kibirden, kültürel zorlamadan (düğün, cenaze vb. etkinliklerden) veya kin veya hasetten dolayı başkalarına bulaştırıyorlarsa ki bunu yapanlar azda değildir. Bu şahısların en azından vicdan ve adalet şaftının kaydığını söyleyebilirim. Bunlar ceza hukukunda adamı öldürmeye taammüden teşebbüsten, yaralama gibi bir cezaya müstahak olurlar.

Çünkü bu ileti bulaştırdıkları, hastalanarak yaralanmakta, ölmekte, kurtulsa dahi bedeninde kalıcı tahribatlar bırakmaktadır. Bu, birinin başına eşek arısı dolu kovanı döküp, arı sokmasından, adamı yaralayan ya da öldüren kişinin, ben mesul değilim demesi gibi bir şey olsa gerek.

Bununda ötesinde bu kişilerin her hesabı hakkıyla, eksiksiz bir şekilde gören alemlerin Rabi'nin huzurunda ne diyeceklerini tahayyül dahi edemiyorum. Yakınını akrabasını hatta can dostunu, ya da tanımadığını tedbirsizlikten kendi hatası sonucu bu ilete bulaştıranın muhakkak bir vebali yüklendiğini unutmaması gerekir. İnsanların bir dirhem hayır için didindikleri o hesap gününde bu gibi bir sebepten müflis duruma düşmek, bütün hayırlarını bu vebali telafi için vermek, ne kadar acı olsa gerek.

Öyle ise tedbiri elden bırakmadan fiziksel mesafe ve temizlik kurallarına uymalı, örfi ve kültürel baskılara yenik düşüp, fert ve toplum sağlığını tehlikeye atmamalıyız.

Burada Hoca Nasrettin'in ''düşenler halimden anlar.'' deyişiyle,'' düşmesek te,'' düşen kardeşlerimizi anlamakta, onlara ve bütün hastalara acil şifalar dilemekteyiz. İnşaallah bu hastalıkların günahlarına kefaret olacağı temenni ve duasındayız. Vefat eden bacı ve kardeşlerimizin Rabi'mizin rahmet ve bereketiyle af edilmiş kullardan olmasını, kalanlara ise sabrı cemiller dilemekteyiz.

Selam ve dua ile....

Çetin Tufan / Habernas