Yaş İlerledikçe! / Muhammed Hadi

Yaş ilerledikçe, telaşlanır gibi olur insan. Artık gözü daha çok geçmişinde gezinir ve melüldür. Öylesine birikmiş ki kendi kendini aldatmaları, bu son kez deyişleri art arda. Kaçıncı kez olduğunu bile unutmuşken; bir daha düşmek aynı hataya, af edilmez ki maşeri vicdanda!

Yaş İlerledikçe! / Muhammed Hadi

Yaş ilerledikçe, telaşlanır gibi olur insan. İlerisini görme merakı sükût eder. Artık gözü daha çok geçmişinde gezinir ve melüldür. Ya ulaşamamıştır istek ve arzularına ya da pişmandır geçmişin mağrurluğundan. Biraz daha sağlam adımlarla yürümesi gerekir geleceğe. Hataya iltimas yoktur, eskisi kadar. Çünkü, kaçıncı kez olduğunu bile unutmuşken; bir daha düşmek aynı hataya, af edilmez ki maşeri vicdanda! Öylesine birikmiş ki kendi kendini aldatmaları, bu son kez deyişleri art arda. Toplaması zor, artık çıkartma yapması lazım gelir. Not verilir birazdan, tekrarı yok sınıfta kalanlara.

Şimdi eskisi gibi değil, perdelerin arkasından bakmaz, en ön sıralarda izler kendi filmini. Bir zamanlar gençken delikanlı dediklerinden... O zamanlar da heyecan doluydu; yorgunlukları, korkuları ve umutları. Şimdi biraz daha az deli gibi. Gerçi tabibi tecrübeli, bir hayli mahir işinde. Hastalarının sayısı belli değil. Kimisi kabristanda yatar, kimisi de son dersini almakta, terhisine biraz kala...

Bir de yalnız değilim gibi, çoluk çocuk... Külli bir tarihin mirası da cabası. Aydınlatanlar kadar, karanlıklar da var. Hepsini toplasan, hakikatten geriye başka ne var!

Sanırsam önden gidenlerde bekliyordur hala, doyamamıştık muhabbete. Bende geleceğim diye söz vermiştim, çıkınca feragatnamem ilk fırsatta.

Giderseniz bekleyin demiştim, bir gül bahçesinin kenarında. Eş dost toplansın, düğün dernek kurulsun, halay çekilsin. Tanıdıklarım ve ismini bir ömür övdüklerim de olsun. Bir de keremine kurban olduğum.

Anımsayacaktık koşuşmalarımızı maziden. Kâh gülecek, kâh buruk olur gibi sessizleşince, burası zamanı değil! Ebedi yurdu, hüzünden mücerret. Çocukluk anılarım, gençlik haylazlıklarım ve kavgalı gürültü, sonu iyi olan türden.

Ama hala cesedim sıcak ve tıklayan bir kalbim var. Yazılanı gören yok, yazandan başka. Ya gelirse! Hazır mıyım, şimdi zamanımı diye. Endişelendim bir an ya da bir son nefeste. Hep çaresiz gözleri gördüm, babalarına bakarken hayalimde.

Zor geldi gitmek; sanki ihanetti, arkamda buğulu gözleri görmek. Biraz daha kırlaşınca saçlarım ve dökülünce şakaklarımdan aşağıya beyazlar; anladım ki, ben sahibi değilim, hiçbir şeye sahip olmadığım kadar. Ve tesellim; anlayınca her şeyin gerçek, tek sahibini.

Artık sessizleşti düşünceler, ruhuma dokundu sonlu gerçekler. Ve düşünmedim arkamda kalan evi barkı, beş paralık pahayı; yok diyecek kadar çok, çok diyecek kadar az tüm varlığımı. Başka neyim kaldı ki na’şımdan gayrı. Gitmiş, yalnız bırakmışken ruhum cesedimi; anladım ki o vakit, gömmek bile eziyettir beni, geride kalanlara!... 

Muhammed Hadi / Habernas