Bana dünya demeyin! / Abdullah ÖNCEL

Bugün, on üçüncü gün.

Kardeş dediklerimizin üzerine ölüm yağmaya devam ediyor.

Güvenli hiç bir mevki, yer kalmadı Gazze sakinleri için. Allah’ın gazabına uğramış ve peygamberlerin dili ile lanetlenmiş bir kavmin canileri tarafından.

Dünyanın bir kısmının kendilerinden yana, diğer ksımlarının ise etkisiz ve ölü olduklarını çok iyi bildikleri için, katliamda hiç bir insani ve vicdani sınır tanımıyorlar. Zaten insan da değiller.

Sık sık ‘dünya artık bir şeyler yapsın’ çağrılarına şahid oluyoruz, en son dün gece şahid olmuştuk. Ben ise artık bu çağrıyı duymak istemiyorum. Bana ‘dünya bir şey yapsın’ demeyin artık.

Siz dünya derken Avrupa ve meşhur deyim ile Büyük Şeytanı kast ediyorsanız, onlar zaten ellerinden geleni yapıyorlar. Siyasi, askeri ve ekonomik olarak siyonist melunlardan yanadırlar ve her koşulda bunu dile getiriyorlar.

Hatta siyonist melunları eleştiren gazetecilerin işlerine son veriyor, futbolcuları kadro dışı bırakıyor ve siyonist melunlara karşı gösterileri bile yasaklıyorlar.

İşte gözleriniz ile görüyorsunuz. Oraya koşup duruyorlar ve desteklerini ilan ederek bunu pratikleri ile de ortaya koyuyorlar.

Söz konusu olan kendileri ya da destek verdikleri olmaz ise (Avrupa ve Amerika), ne savaşta ne de barışta hiçbir insani ve ahlâki kural tanımazlar. Gazze’de yapılanlarda bunu tekrardan gözlerimiz ile gördüğümüz gibi.

Biz sizden birşeyler beklerken, sizde onları bir şeyler yapmaya davet ediyorsunuz.

Biz çok iyi biliyoruz ki , ‘bir şeyler yapsın’ denilen dünya onlarındır. Birleşmiş Miletler’de bütün kurumları ile onlarındır. Halkı Müslüman ülkelerin üyelikleri ve dünyanın diğer kısmının üyelikleri bir kandırmacadan başka bir şey değildir.

Ey halkı Müslüman olan ülkelerin liderleri! Artık ‘dünya birşeyler yapsın’ demeyin bize. Daha önce de yazdım. Yapacaksanız siz bir şeyler yapın. Yok yapmıyorsanız bizi aldatmayın. Çünkü ‘bizi aldatan bizden değildir’'!

Evet siz bizden değilsiniz. Melun israilin büyükelçisini ülkesinden kovan Kolombiya kadar izzet ve gayret sahibi olamadınız.

Onlar hergün sizleri küçümsedikleri halde kiminiz melun israil ile ‘normalleşme’ dediniz, kiminiz onlarla gaz anlaşmaları yaparak ekonomiyi kurtarma hayalleri kurdunuz. Zillet ve meskenet damgası yemiş ve Allah’ın gazabına uğramış bir kavmin yanında izzet arayanların, var olan izzet kırıntılarını da kaybedebileceğini hiç mi düşünmediniz.

Ne kadar aşağılık bir durum değil mi?

Allah’tan duam, üzerine titrediğiniz; reisliğiniz, başkanlığınızın, krallığınızın, sultanlığınızın tez elden elinizden gitmesi ve yerinize en kısa zamanda şeref ve izzet sahibi idarecilerin gelmesidir.

Halbuki izzet ve şerefi seçebilir, ‘Filistinli kardeşlerimizi her koşulda kayıtsız şartsız destekliyoruz’ diye bilirdiniz. Peşpeşe Filistin’e gidip kardeşlerinize ‘sizin yanınızdayız’ diyebilirdiniz.

Gösteri yapan bağrı yanık halka yol verip elçlik binalarının yerle yeksan edilmesine göz yumabilridiniz.

Kısa süreliğine de olsa ticareti kesebilir, elçilerini kovabilirdiniz.

Melun siyonistleri, destekleyen sözde basın mensupları, sözde sanatçıları, futbolcuları iş yapamaz/bulamaz hale getirebilirdiniz.

Böylece dünyanın şeref ve izzetini, belkide ahiretinizi de kazanabilrdiniz. Ne yazık ki siz boş boş konuşmayı, bizleri kandırmaya çalışmayı, hiç bir şey yapmamayı tercih ettiniz.

Allah’tan duam, üzerine titrediğiniz; reisliğiniz, başkanlığınızın, krallığınızın, sultanlığınızın tez elden elinizden gitmesi ve yerinize en kısa zamanda şeref ve izzet sahibi idarecilerin gelmesidir.

Allah’ım başımıza musallat olmuş idarecilerde bir hâyır bir hayat alameti yok. Sen yerde ki ve gökte ki orduların ile, dilediğin şekilde mücahid kardeşlerimize yardım et. Attıklarını hedefine ulaştır. Sırlarını muhafaza et, onları muzzafer eyle.

Amin.

Abdullah ÖNCEL / Habernas