İtikâf sünneti mutlaka ihya edilmelidir

İtikaf fıkıh terimi olarak da ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalınmasını ifade eder.

Hz. Âişe’nin “Resûl-i Ekrem ramazanın son on gününde i‘tikâfa girerdi. O bu âdetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları i‘tikâfa girmiştir” şeklindeki rivayeti de itikaf vaktinin Ramazan ayının son 10 günü olduğunu açıklıyor.

İtikaf’ta neler yapılır?

Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde ibadet etmek için zamanının belirli bir kısmını ayrılır ve bu esnada meşrû bile olsa her türlü nefsânî ve şehevî arzulardan uzak durması kişinin mânen olgunlaşması için önemlidir.

Farz ibadetlerin yanında nâfile ibadetlerin de itikafta önemli bir yeri bulunuyor. Dinî duygu ve düşüncenin yoğun bir şekilde yaşandığı, mümkün olduğu ölçüde maddî ilgilerden uzaklaşarak yüce yaratıcıya yönelinen derin bir ortam sağlanıyor.

Hanefi ve Şafii mezheplerine göre mescitte bir müddet kalmak da itikafa niyetlenmek için yeterli. Vakit namazlarına camiye gidenler çıkıncaya kadar itikafa niyet edebilirler.

"İtikâf sünneti terk edilmemeli"

Hazreti Muhammed'in hiçbir zaman terk etmediği itikâf sünnetinin mutlaka ihya edilmesi gerektiğini ifade eden alimler, "Bir kişi itikâfa girdi mi mutlaka Kadir Gecesine denk gelir. Kadir Gecesi Ramazan'ın son 10 gününde tekli gecelerde aranması gereken bir gecedir. İtikâfta olan insan mutlaka bu geceyi elde edecektir. Resullullah her zaman Ramazan'ın son 10 gününde itikâfa giriyordu. Hatta vefat ettiği sene 20 gün itikâfa girdi. Hem bu sünneti elden bırakmamak hem de büyük bir sevap olduğu için itikâfı yerine getirmek gerekir. 10 gün sürekli camide ibadet yapılamazsa dahi bazı günler ve saatlerde yapılabilir. Camiye girildiğinde bile itikâf niyeti getirilirse bu sevap kazanılabilir. Müslümanlar mutlaka bu sünneti ihya etmeli, onu terk etmemelidirler." tavsiyesinde bulunuyor.