Biliyorum / İbrahim Kızar

Dünyanın kalbi, verimli Mezopotamya ovasında, halkı Müslüman olan dört ülke içinde, toprakları bölünmüş, aralarına sınırlar çekillmiş bir şekilde yaşamanın zorluğunu biliyorum....

Biliyorum / İbrahim Kızar

Dünyanın kalbi, verimli Mezopotamya ovasında, halkı müslüman olan  dört ülke içinde,  toprakları bölünmüş, aralarına sınırlar çekillmiş bir şekilde  yaşamanın zorluğunu biliyorum....

Bu ülkelerin bir kısmında halkımın dilinin hala bilinmeyen dil konumunda, bazılarında ise halkımızın hala vatandaş değil ecnebi , kimliksiz olarak kalmasının zorluğunu da biliyorum.

Bir başka ülkede ise zaman zaman insanlarımızdan bir kısmının, çeşitli sebepler ile dar ağaçlarında salandırılmasının verdiği acıyı da biliyorum...

Hak isteme bahanesi ve süslü kelimeler ile halkımızın evlatlarının dağlarda kurda kuşa yem edilmesi, iç infazlar, bazen de bazı ülkelerin menfaati için bile bile ölüme göderilmesinin acısını, düşünme yeteğinin elinden alınarak robotlaştırılmasını ve  bir milletin enerjisinin boş yere heba edilmesinin ne demek olduğunu da biliyorum.

Vatandaş olarak değerli görülmediğin bir yerde, dilinden tut mal varlığına kadar, ormandan tut, ağacına kadar hiç bir maddi ve manevi varlığının bir kiymeti harbiyesinin olmadığını da biliyorum.

Yaşadığın ülke içerisinde insani ve İslami haklarını  elde etmek için mücadele ederken dünyanın diğer coğrafyalarında, zülme uğrayanların  mücadelelerini sahiplenmek onları desteklemenin zorluğunu da biliyorum.

Yaşadığımız ülke içerisinde yaratılıştan gelen haklarımızın mücadelesini verirken, başka coğrafyalarda  zülme uğrayan müslümanların mücadelesini desteklemenin, sahiplenmenin, acılarını ve sevinçlerini paylaşmayı,   bazılarının anlamakta zorlandığını bazılarının ise kasten anlamazlıktan geldiğini de biliyorum.

Yaşadığımız ülkede hayat ve mücadele şartları ne olursa olsun doğru olanın, insanlığın ve Müslümanların yararına olduğunu düşündüğüm  bütün değişimlerin yanında olmanın gerektiğini biliyorum...

Yaşadığımız ülkede hayat ve mücadele şartları ne olursa olsun, imkanlar dahilinde zülme uğrayan diğer ülkelerdeki müslümanların acılarını, milliyetleri ne olursa olsun, dile getirmenin, gündeme getirmenin lüzumlu olduğuna inanıyorum.

Zor  olduğunu bilsemde, halkımızın yaşadığı acıları çok az kimse yada hiç kimse, hiç bir ülke, hiç bir halk dile getirip paylaşmasa da, insanlığın ve müslümanların yararına gördüğüm her türlü gelişmeye sevinecek, mesela lübnan Hizbullahının siyonistler karşısındaki zaferine sevindiğim gibi, Ayasofyanın Cami olmasına da sevineceğim.....

Rohinga Müslümanlarının acılarını yüreğimde hissettiğim gibi, Çin zülmüne uğrayan Türkistanlı Müslümanların acısını da hissedeceğim...

Ve en önemlisi aramızdaki sorun ve problem ne olursa olsun, hiç bir zaman başkalarının yanında yer alarak bir Müslümanı dövmeyeceğim.

İbrahim Kızar/ Habernas