2022 Dünya Kupası’nda örnek davranış / Ahmet Rençber

Japon taraftarlar vitrinlere atılan çöpleri toplayarak çok güzel bir davranış sergilemiş oldular. Adeta bir belediye işçileri gibi ellerine aldıkları çöp poşetleriyle yerdeki çöpleri toplayarak çevreyi ve temizliğe verdikleri önemi gösterdiler. Bu davranışlarıyla dünyada her kesin takdirini kazandılar. Ve işte insan dediğimiz insaniyete sahip olmak bu olabilir.

2022 Dünya Kupası’nda örnek davranış / Ahmet Rençber

Bu yıl Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası turnuvasına bir çok ülkenin milli takımı katıldı. Futbol takımlarıyla birlikte taraftarları da Katar’a gidip kendi takımlarına destek oldular. Oraya giden taraftarlar giydikleri renkli giysileriyle, oyun ve dansları ile statlara ayrı bir renk kattılar. Farklı ülkelerden gelen futbolcular oynadıkları güzel futbolu ile insanlar keyifli maç izlediler. Kimisi de bu turnuvayı fırsat bilerek kendi reklam ve propagandası peşindeydi. Katarlı yetkililerin yaptığı gibi. Elbette Katar devleti yaptığı bu organizasyonu büyük başarıyla tamamladı. Burada yaptığı hizmetlerin başında yaptıkları stadlar dikkat çekiyor. Çok büyük paralar harcayarak inşa ettikleri bu stadlar sadece bu döneme ait turnuva maçları oynansın diye inşa etmişlerdi. Nitekim maçlardan hemen sonra bu stadları tekrar yıktıklarına şahit olduk. Burada mesele sadece futbol yada yapılan para harcamaları değil. Maksat Katar devleti kendi reklamını yapmak ve FİFA ise oraya başka kültür ve düşünceyi inşa etmekti. Dolayısıyla burada sadece futbol oynamadığını, burada bir çok oyunun devreye konulduğunu söylesem sanırım yanlış olmaz. 2022  dünya kupası Katar da oynanması FİFA tarafında bunu kabul etmek tesadüfi bir iş değildir. Burada başka hesap ve oyun peşinde olduklarını daha önce de söylemiştim. Bu söylediklerim komplo teorisi diyenler de oldu.

Şimdi Futbol ile Katar’a kültürel transferin yolunu açmış odular. Tıpkı ülkemizde yaptıkları gibi. Daha sonraki adımı ise kıyafet ve harf devrimi olacak. Bunu da sosyal medyayı kullanarak zihin ve benliklerini işgal ederek yapacaklar. Bu söylediklerim bu gün pek anlaşılmayabilir. Ama yirmi, otuz yıl sonrası, beklide bir nesil sonra bu gün bir çok ülkede olduğu gibi Katar Devleti de bir çok değerinden uzaklaşmış ve seküler yaşamı benimsemiş bir gençlik yetişecek. Bu plan sadece Katar damı uygulanacak tabi ki değil. Bütün İslam ülkelerinde buna benzer başka planlar uygulayacaklar.  Hatırlayın! Tam yüz yıl önce ülkemizde  şimdi giydikleri resmi kıyafet nede bugün ki yazı yazdığımız bu harfler mevcut değildi. O gün nasıl başardılarsa inanın bugün de aynı şekilde başaracaklar. Sizce bu mümkün değil mi? Niye mümkün olmasın ki? Olmaması için ne yaptık ve ne yapıyoruz? Hiç. O zaman elimizde bir hiç varsa hiçin ederi de hiç olur. Elimizde ki hiç ile başkasının elindeki planla yarışabilmek sizce ne kadar başarılı olunur gene elimizde hiç kalır. Hiç ile varacağımız hedef de hiç olur. Messi’nin itirafını kulak verelim ne diyor. Arjantin milli futbolcusu Messi dedi ki futbol bir kumar oyunudur, kumarda zarı atarlar her zaman kazanmayabilirler. Buna rağmen peşini de bırakmazlar. Ve her zaman ellerinde yeteri kadar kumar zarları mevcutlar. Tam da Katar’da yapmak istenen işte budur. Bugün istediklerini alamasalar bile bir başka uygun zamanı beklerler.

Malumunuz olduğu üzere Japon Futbol takımıyla birlikte  taraftarları da Katar’a gelmişlerdi. Japon taraftarlar vitrinlere atılan çöpleri toplayarak çok güzel bir davranış sergilemiş oldular. Adeta bir belediye işçileri gibi ellerine aldıkları çöp poşetleriyle yerdeki çöpleri toplayarak çevreyi ve temizliğe verdikleri önemi gösterdiler. Bu davranışlarıyla dünyada her kesin takdirini kazandılar. Ve işte insan dediğimiz insaniyete sahip olmak bu olabilir. Geçenlerde Diyanet İşleri Eski Başkanı Mehmet Görmez Hocayı dinlerken şöyle bir cümle kullandı. Şunları söyledi biz hacca gittiğimizde Arafat Dağına çıkarız ve Hac vazifemiz bittikten sonra geri döner ve bazen aylar sonra tekrar Arafat’a çıktığımızda dört beş ay öncesinde buraya gelen hacıların yiyip içtikleri ve arta kalan çöpleri olduğu gibi yerinde durduğunu  görürüz. Ve dolayısıyla bizlere yakışmayan bir manzara görüntüsü olarak orada kalır. Görmez Hocanın dediği gibi hangi ahlak ile yaşıyoruz. Bizleri bu duruma bu mağaraya hapis eden nedir?  Neden biz Müslümanlar günlük hayatımızda örnek gösterilecek davranışlarımız olmuyor? İnsanlar bizlerden uzak durmaya dikkat ediyorlar! Oysa ki Müslüman elinden ve dillinden emin olan kimsedir. (Hadis-i Şerif) Demek ki konuştuklarımız ile amellerimiz bir olamıyor ve ne yazık ki başka inanç ve milletten olan insanlar Müslümanların bugün ki amellerine güven duymamaktalar. Bunları bire bir yaşamış biri olarak anlatıyorum. Ancak örnek olsun diye birkaç konuya değinmek istiyorum.

Katar 2022 Dünya Kupası’nda Fas Milli Takımı gerçekten güzel futbol oynadı. Güçlü rakiplerini mağlup ederek yarı finale kadar çıktı. Ve yarı finale çıkan ilk Afrika ülkesi oldu. Bu başarıdan dolayı bir çok ülkede Fas milli takımını sevinçle alkışladılar. Gerçekten de takım olarak bunları hak ettiler. Fakat futbol takımının başarısına gölge düşüren bir taraftar kitlesi sokak ve caddelere çıkarak zarar verdiler. Vitrin, dükkan camları, araba ve bir çok iş yerlerini yakıp, yıktılar. Sebebiyse Fas Milli Takımı rakip takımı yendiği için sözde kutlama yapıyorlar. Bu nasıl kutlamaysa ben de anlamadım. Bunu bir kaç Faslıya sordum ve ilginç cevaplar aldım. Cevaplardan biri şu idi onlarında kutlama haklar vardır. Bir diğeriyse bu kutlamalara katılanların çoğu genç ve çocuklardan oluşuyor dedi fazla büyütmeye de gerek yok dedi. Bunlar özellikle Avrupa’da yaşaya Faslı taraftar grubudur. Düşünün her iki eylemi göz önüne getirin ve bizim nerede olduğumuzu hangi resmin içinde göründüğümüzü  siz söyleyin. Japonlar inanç olarak çok tanrılık olan Şintoizm  inanırlar yani Allah inancı olmayan bir topluluktur. Faslılar ise Müslümandırlar yani tek olan Allah’a inanırlar. Burada da görüldüğü gibi kimlikte yazılı olan dini İslam yeterli olmuyormuş. Önce yapmamız gereken şey ahlak, eylem ve amellerimizi İslam’ın emrettiği gibi hayatımızın her alanında olduğu gibi yaşamalıyız. Sonuç olarak biz ne zaman elinden ve dilinde emin olan bir Müslüman oluruz? İnsanlar elimizden ve dilimizden emin oldukları zaman.

Ahmet Rençber