Genç aktivist Salsabeel: Mısır hapishanelerinde 12 yıllık işkence döngüsü

Mısır’da 29 yaşındaki aktivist Salsabeel el-Garbavi, 17 yaşından beri gözaltılar, tecrit, kötü muamele ve tecavüz tehditleri dahil ağır hak ihlallerine maruz kalıyor. 2023’te yeniden tutuklanan Salsabeel, dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. İnsan hakları savunucuları bu durumu sistematik bir baskı politikası olarak değerlendiriyor.

Genç aktivist Salsabeel: Mısır hapishanelerinde 12 yıllık işkence döngüsü

Mısır’da genç aktivist Salsabeel el-Garbavi, henüz 29 yaşında olmasına rağmen siyasi faaliyetlerinin başladığı ilk günlerden bu yana ağır hak ihlallerinin hedefi olmaya devam ediyor. Salsabeel’in yaşadığı süreç, 30 Aralık 2013’te, sadece 17 yaşındayken Ezher Üniversitesi’nde bir gösteriye katılmasının ardından gözaltına alınmasıyla başladı. 12 Şubat 2014’te ise 1000 Mısır lirası kefaletle serbest bırakıldı.

Salsabeel’in yaşadıkları, 2018’de babasının Akrep Hapishanesi’nde hayatını kaybetmesinin ardından daha da ağırlaştı. Hem kişisel yas sürecini hem de hukuki baskıları çok genç yaşta omuzlamak zorunda kaldı.

Genç aktivist, 17 Aralık 2023’te Kahire Havalimanı’nda yeniden gözaltına alındı ve daha sonra dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. O tarihten bu yana zorla kaybetme, fiziksel saldırı, sözlü aşağılamalar, tecavüz tehdidi ve diğer ağır istismar biçimlerine maruz bırakıldığı bildiriliyor. Bu uygulamalar, tutukluların işkence ve insanlık dışı muameleden korunma hakkı da dâhil olmak üzere en temel hakların açık ihlali niteliğinde.

Salsabeel’in yaşadıkları, özellikle reform talep eden genç kadın aktivistlere yönelik baskının sürdüğü daha geniş bir çerçevede değerlendiriliyor. Bu uygulamalar ifade özgürlüğünü ve sivil katılım hakkını zedelerken, Ezher Üniversitesi’nden siyasi görüşleri nedeniyle atılması sonrası akademik haklarına yönelik ihlalleri de gözler önüne seriyor.

Bugün hâlâ ailesine kavuşma özlemi taşıyan Salsabeel el-Garbavi, kendini ifade etmek ya da kamusal hayata katılmak isteyen gençlerin karşı karşıya kaldığı tehditlerin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Genç kadın aktivistlerin özel olarak hedef alınması, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakılması ve tecavüz tehdidinin bir baskı aracı olarak kullanılması, kadınların siyasal alandaki kırılganlığını derinleştiriyor.

Genç aktivistlere yönelik bu sistematik ihlaller, bağımsız seslere karşı yürütülen baskı politikasının sürdüğünü ve uluslararası standartların açık bir şekilde çiğnendiğini ortaya koyuyor. İnsan hakları savunucuları, bu ağır ihlallerin derhal son bulmasını, aktivistlerin korunmasını ve sorumluların hesap vermesini talep ediyor.