'Sisi koronavirüsü anayasayı devre dışı bırakmak için kullanıyor'

Mısır'da koronavirüs gerekçesiyle yapılan OHAL yasası değişikliği geçen günlerde yürürlüğe girdi. Mısır muhalefetinden Eymen Nur, Sisi'nin koronavirüsü öne sürerek anayasayı devre dışı bıraktığını söyledi.

'Sisi koronavirüsü anayasayı devre dışı bırakmak için kullanıyor'

Mısır, 2017'nin nisan ayından bu yana olağanüstü hal (OHAL) uygulamasını sürdürüyor. Anayasa 3 ayla sınırlı uygulamanın sadece 1 kez uzatılabileceğini ifade etse de OHAL 3 yıl boyunca tam 12 kez uzatılarak bugüne kadar devam ettirildi.

Son olarak geçtiğimiz nisan ayında COVID-19 pandemisi gerekçe gösterilerek zaten ordu ve güvenlik güçlerine geniş yetki tanıyan bu yasada bazı değişiklikler yapıldı ve ordunun yargıdaki yetkileri artırıldı.

Resmi gazetede 11 Mayıs'ta yayımlanarak yürürlüğe giren yeni düzelemelerin arasında, gerekli olduğunda cumhurbaşkanı ya da onu temsil eden kişiye, eğitim ya da çalışmaya ara verilmesi, elektrik, su ve gaz fatura ödemelerinin ertelenmesi, devletin alacaklarının taksitlendirilmesi, yurt dışından gelenlerin zorunlu karantinaya alınması, bazı mal ve ürünlerin ihracatının yasaklanması, bireylere ya da ailelere mali ya da ayni yardım yapılması ve devlete ait binaların COVID-19'la mücadelede geçici sahra hastanelerine dönüştürülmesi, salgından zarar gören sektörlere mali destek verilmesi yetkisi tanınması var.

Ayrıca OHAL'in yürürlükte olduğu dönemde silahlı kuvvetlerin bildirdiği suç vakaları soruşturması, askeri başsavcılık tarafından yürütülebilecek. Bu soruşturmalarda nihai yetki sivil başsavcılığa ait olacak.

HRW: Mısır yönetimi salgını OHAL'in kapsamını genişletmek için kullanıyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Mısır yönetimini, salgını OHAL yasasını reforme etmek için değil kapsamını genişletmek için kullanmakla suçladı.

Yapılan 18 değişiklikten sadece 5'inin toplum sağlığı kriziyle ilişkilendirildiğini belirten kuruluş, diğer değişikliklerin salgın durumundan bağımsız olarak OHAL'in geçerli olduğu tüm zamanlarda kullanılabileceği uyarısını yaptı.

Kuruluşun Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı JOE Stork , “Mısır yönetimi, baskı araçlarını artırmadan mevcut kamu sağlık endişelerini giderecek adımlar atmalı” ifadesini kullandı.

OHAL değişikliklerini TRT Haber için değerlendiren Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi lideri Dr. Eymen Nur, Mısır'ın yakın tarihi boyunca toplamda 50 yıldan fazla bir süreyi olağanüstü hal altında geçirdiğine dikkat çekti. Bunun, hep "gerçek olmayan sebeplerle yapıldığının" altını çizdi. Nur, ülkesinin OHAL tarihini şöyle özetledi:

"Bu hep farklı sebep ve gerekçelerle oldu. Ancak bu gerekçelerin hiçbiri gerçek değildi. Bu süreç yaklaşık 1954'ten başlayarak aralıklarla sürdü. Hatta (eski cumhurbaşkanı) Hüsnü Mübarek döneminde Mısır 30 yıl boyunca OHAL kapsamında yönetildi. Devrimden sonra OHAL uygulaması sona erdirilmişti. Ancak (2013'te darbe ile işbaşına gelen Abdülfettah Sisi döneminde) 2017 yılında tekrar uygulamaya konuldu." 

"Sisi anayasayı zerre kadar önemsemiyor"

"Tüm bu süreç boyunca despot rejimlerin, anayasayı ve kanunları devre dışı bırakmak amacıyla bazı gerekçeler uydurarak OHAL'e başvurduğunu" savunan Nur, "Bu rejimler, topluma hegemonyasını dayatmak, ifade, insanların bir araya gelme ve eylem düzenleme özgürlüğünü kısıtlamak için demir yumruk yolunu seçiyor" değerlendirmesini yaptı.

Eymen Nur, Sisi'nin OHAL'i 2017'den bu yana düzenli olarak uzatıp 2014 yılında kendi döneminde kabul edilen anayasayı açık bir şekilde ihlal ettiğine vurgu yaparak, "Anayasa, OHAL'in birden çok kez uzatılamayacağını ifade ediyor. Oysa Sisi, bu uygulamayı tam 12 kez uzattı. Maalesef Sisi, anayasaya zerre kadar aldırmıyor. Herkes artık görüyor ki Mısır süresiz olarak OHAL kapsamında yönetiliyor" dedi.

"Ortaya çıkabilecek toplumsal tepki ve ekonomik krize karşı atılmış bir adım"

Bu yasa değişikliğinin, Mısır'daki rejimin, koronavirüs salgını sonucu ortaya çıkması muhtemel toplumsal tepkilere karşı aldığı bir tedbir olduğunu belirten Nur, şunları söyledi:

"Görüyoruz ki COVID-19 salgını ve onun ekonomiye etkileriyle mücadelede her geçen gün artan bir başarısızlık vardır. Toplumda gerginlik hakim şu an. Son dönemde bu gerginliğin bazen su yüzüne çıktığını gördük. Yargı organını ordunun vesayeti altına koymak, rejimin kaygılarının bir sonucu. Çünkü toplumsal tepki ve ekonomik çöküş bekleniyor. Sisi bu tehditlerle OHAL silahı ve ordunun yetkilerini genişleterek baş etmeye çalışıyor.

Benim aldığım güvenilir duyumlara göre, ordu bayram tatilinden önce sokaklara inerek kapsamlı bir sokağa çıkma yasağı uygulayacak. Bu adım aslında devletin ne derece askerleştirildiğini ortaya koyuyor.

Yapılan OHAL kanunu değişikliği ile koronavirüs arasında gerçek bir bağlantı yok. Mısır'daki rejim, tıpkı daha önceki despot rejimlerin yaptığı gibi, gerek doğal afetler, gerek salgın hastalıklar, gerekse de sözde terör olaylarını öne sürerek kendi başarısızlıklarını örtmeye çalışıyor."

"IMF'nin kapısına gitmek için de koronavirüs bahanesi kullanılıyor"

Eymen Nur, Mısır'ın Uluslararası Para Fonundan (IMF) yadım talebine de değindi. Uluslararası kuruluşla müzakerelerin salgından önce başladığını hatırlatan Nur, "Şimdi borcun koronavirüs ile mücadele için gerektiğini öne sürüyorlar" dedi. Eymen Nur sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rejim, ocak ayından beri Uluslararası Para Fonu ile müzakerelerini yürüttüğü krediyi şu an koronavirüs ile ilişkilendirerek halka lanse etmeye çalışıyor. COVID-19 salgını, rejimin geçirmeye çalıştığı tüm projeleri için bahane olarak kullanılmaya devam edecek. 

Maalesef benim ülkem için istediğim bir şey değil ama anlaşılan Mısır, özellikle ekonomi açısından büyük bir krize doğru ilerliyor. Bölgesel ilişkilerin de gergin bir evreye girdiğini görüyoruz. Gerek Etiyopya ile Nahda Barajı krizi, gerek Sisi'nin Mısır'ı Libya'daki savaşın içine itmesi... Bu gergin ilişkilerin Mısır'a olumsuz etkileri olacak.

Mısır'a döviz akışını sağlayan birçok sektördeki durgunluk ülkeyi ekonomik olarak çok zorlayacak. Turizmin durması, petrol zengini Körfez ülkelerinde çalışan Mısırlıların büyük bir kısmının Mısır'a geri dönmesi ve dolayısıyla bu kitlenin aylık bazda ülkeye gönderdiği dövizin kaybedilmesi, uluslararası ticaretteki daralma ve sonuç olarak Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin getirisindeki düşüş... Bunların hepsi ekonomiye olumsuz yansıyor.

Koronavirüsün Mısır'a etkileri dünyanın diğer ülkelerinden çok daha derin olacak. Çünkü Mısır'da kronik bir başarısızlık söz konusu."

"Mısır'da insan hakları dibe kadar geldi"

Son değişikliklerin ülkedeki insan haklarına nasıl yansıyacağı sorusuna ise Nur, “İnsan ve insan hakları, OHAL uygulamasının birinci derece mağduru oluyor genellikle. Mısır'da insan hakları dib noktaya gelmiş durumda. Bu son gelişmeyle durumun daha ne kadar kötü olabileceğini göreceğiz. Ancak olan bitenler, her şeyin daha kötüye gittiğine işaret ediyor” yanıtını verdi.

TRT