Müslümanların Protestanlaşması-1 / Selahaddin Nasranlı

Bizim diğer ümmet ve dinlere benzeyeceğimiz tehlikesini bizzat kendi Peygamberimiz beyan buyurmuş. “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır”

Müslümanların Protestanlaşması-1 / Selahaddin Nasranlı

Esasen konu garip değil. Bizim diğer ümmet ve dinlere benzeyeceğimiz tehlikesini bizzat kendi Peygamberimiz beyan buyurmuş. Buna dair 73 Fırka Hadisleri yada sayısı meçhul birçok hadis var.

Hadisten maada, yaşadığımız bir realite var: değişmişiz.

“Başka ümmetlere benzeme hastalığı” evrensel bir hastalık. Sadece bize özgü de değil.

Müslümanların Ortadokslaşması, Katolikleşmesi veya daha eski türü olan Yahudileşmesi gibi tehlikelerin yanında son yüz elli yılda açığa çıkan Protestanlaşma tehlikesi de bizi sarmaktadır; Fundamantalizm: İdeolojileşmiş dindarlık.

Biz mazi defterinden biliyoruz ki Batı Ortaçağında hakim dini akım olan Katoliklik yani Papalık büsbütün bozulunca, yani;

-egemenlerle birleşip halkı ezince,

-cenneten parsel satınca,

-aşırı mal yığınca,

-günahın affını Tanrıdan alıp Papazlara verince,

-fazladan ritüeller ihdas edip İsa’nın kanını içince,

-ve Teslis diye kullara tapınca, hakim Katolikliğe karşı protest dini akımlar türedi. Bu manada yeni dinsel yırtılma;  Protestanlık, Hıristiyânlığın en büyük üç ana mezhebinden biri olup çıkıverdi (şu an İslam ümmetinde hızla artan hatta %20 orana varan bazı fevri taşlaşmış akımlar gibi).  

Şu an Dünya çapında 600 milyon Protestan yaşamakta. ABD devletini etkileyen, İngiliz milli kilisesini kuran ve en aktif dini akımları oluşturan da bu dini akımlardır: Yahuva Şahitleri, Kalvenistler, Ana Babtistler...

Kökeni daha eski olmakla birlikte, müesses anlamda 16. yüzyılda Martin Luther ve Jean Calvin'in öncülüğünde Katolik Kilisesine ve Papa'nın otoritesine karşı girişilen Reform hareketinin sonucunda doğmuş (1529) Protestanlık.

Öte yandan sizin bozulana (Katolikliğe) olan tepkiniz, sizin de çok düzgün olduğunuz anlamına gelmez. Nitekim bu Protestanlar için de geçerli: Haddini aşan zıddına dönmüş.

Peki bu Protestanlar neye sebep oldular?: (1)

-Daha fazla ideolojik bölünme, hizipçilik ve bireycilik: Atomizm. Madem İncil’i herkes okuyor ve herkes istediği gibi yorumluyorsa, kendi gibi bir hayat ve kendi gibi bir doktrin geliştirebilirdi (ki öyle de oldu).

-Kişisel yargılar ve entellektüel akli güç ile başı dönen zümreler, Kutsal Kitabı lafzen veya fikren yorumluyorlar ve aradıkları herşeyi buluyorlardı. Artık “Kutsal Kitap, yaslanılacak bir değnek; düşman cezalandıracak bir kırbaç, Şeytana fırlatılacak bir ok; iç mezhebi tartışmaları meşrulaştıracak ve kolaylaştıracak bir dayanak, sığınak ve kalkandır.”

-Tarihsel tecrübe ve birleştirici otorite ile tüm eski alimlerin akıl ve vahyi kaynaştırma çabaları red edilmiştir. Eskilerden bahs ederken takınılan kendini beğenmiş endamlı tavır da hayrete şayan.

-Aşırı kişisel yargıların sonucunda içine düşülen sağlam ilkelerden yoksunluk.

-Bir sürü yeni niew türedi Mesih.

-Taşralı dik kafalılık (ki Protestanlık taşralı kitleye ve papazlara dayalıdır), azim ve gayretli bir dindarlık. Öte yandan renksiz, siyah giyimli ve ayırt edici cemaatsel giysiler.

-Madem Kutsal Kitap, büsbütün sade vahiydir. Şu halde tek otorite olarak başka şeylerden faydalanmaya gerek yoktur. “Geçmişin altın çağı” için herkesin kendi fikri yeter.

-Her farklı imge ve sembole “şirk” yada “put” ismi takmalar.

-İncil’in milli dile çevrilmesi milli din ve milliyetçi akımlara verilen hız.

-İncil okumalar ve ezberlemeler sonucu oluşan hitabet kabiliyeti ve herşeyi bilen alleme hatipler. Gerçekte ise entellektüel cahil mürşitler. Nitekim Luther’in kendisi dahi kardinal karşısında yenik ayrılır.

-“İdeolojik dindarlık” yani fundamantalizm.

Sonuç; irili ufaklı onlarca mezhep ve cemaat. Dinsel temsil krizi, kalıcı bölünme, taşvari bir fikri hoşgörüsüzlük, entellektüel tutarsızlık ve her kişi ve zümre için özel bir din algısı. Aşırı elastik bir keyfi özgürlük alanı: mantar gibi türeyen cemaat ve fraksiyonlar.

Öte yandan bunlara benzeyen kimi müslümanlar yani bizler.

Peki ama Protestanlaşan müslümanlar, kendi benzerliklerine de şahitler mi? Ana dini akımlara karşı çıkayım derken bizler de olumsuz anlamda değişmiyor muyuz?

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” (Ebû Dâvûd).

Bu konunun devamı gelecek yazımıza kalsın vesselam.

1-Protestanlık için gayet orjinal bakış tarzları olan Lewis Mumford’un “İnsanın Durumu” kitabına bakılabilir.

Selahaddin Nasranlı / Habernas