Kudüs, safları netleştiren bir mihenk taşıdır / Mücahid Haksever

Kudüs safları netleştiren bir mizan, bir ölçü, bir terazi, bir mihenk taşıdır. Kişilerin İslam’a bağlılıklarını, ağırlıklarını, kaç kilo olduklarını ortaya koyuyor. İslam’a ve Müslümanlara, yakınlık ve uzaklıklarının kaç metre olduğunu ölçüyor.

Kudüs, safları netleştiren bir mihenk taşıdır / Mücahid Haksever

Ramazan ayının son cuması dünya Kudüs günüdür. Kudüs ve mescidi Aksa cenabı Allah’ın Kur’an’da mukaddes ve mübarek kıldığı bir belde ve mescittir.

Kudüs maddi olarak mübarek olduğu gibi manevi olarak da mübarektir. Çünkü, gaflet uykusunda olan ümmet, Kudüs sayesinde uyanıyor. Kudüs, kalbin damarlara kan pompalaması gibi, bize, iman, aşk ve cesaret pompalıyor. Cenabı Allah’ın etrafını bereketli kıldık, dediği Kudüs’ün bu bereketi, tüm İslam âlemini çepeçevre kaplamış durumda. Bu bereket ümmeti gayrete getirdi. Bu bereket sayesinde, Kudüs ve mescidi aksa düşmanlarının uykularını kaçırdı. Müslüman kılıklı, Siyonist uşaklığı yapan soysuzların, şerefsiz alçakların, tüm planları suya düşürdü. Ferasetli Müslümanlara ayan olmakla beraber, onların necis yüzlerini örten maskelerini düşürdü.

Kudüs safları netleştiren bir mizan, bir ölçü, bir terazi, bir mihenk taşıdır. Kişilerin İslam’a bağlılıklarını, ağırlıklarını, kaç kilo olduklarını ortaya koyuyor. İslam’a ve Müslümanlara, yakınlık ve uzaklıklarının kaç metre olduğunu ölçüyor. Altından arabalara binen, altından evlerde yaşayan, altından elbiseler giyen insanların, gerçekte kaç ayar olduklarını ölçüyor. Bu nedenle, kendi davalarının haklılığını, yollarının doğruluğunu iddia eden herkese şu soruyu soracağız. Senin dava anlayışında, yol ve yönteminde Kudüs var mı? Kudüs davasının neresinde duruyorsun? Eğer onun hayatında, hedef ve amacında Kudüs varsa; Kudüs’ü kendine dert ve amaç edinmişse, onu kendimizden bilecek, yol ve davasının doğruluğuna hükmedeceğiz. Yok, eğer, şekliyle, giyimi, kuşamıyla; konuşma ve sözleriyle Müslüman olsa, hatta Allah’ın yeryüzündeki en mukaddes topraklarının yöneticiliğini yapıyorsa dahi, ama Kudüs düşmanlarıyla beraber, Müslümanların karşısındaysa, ona diyeceğiz ki sen münafıksın, sen hainsin.

Kudüs İslam’ın ve Müslümanların sembolü olduğu gibi, İslam âleminin içinde bulunduğu durumun da sembolüdür. İslam’ın ve Müslümanların içinde bulunduğu durumu öğrenmek isteyen Kudüs’e baksın. Ne zaman Kudüs özgür odmuşsa, İslam âlemi de özgür olmuş; ne zaman Kudüs esir olmuşsa İslam âlemi de esir olmuştur. Kudüs düştüğünde, topyekûn İslam âlemi düşmüş, Kudüs kalktığında topyekûn İslam âlemi kalkmıştır. İslam âlemi olarak özgürleşmemiz, özlediğimiz yarınlara ulaşabilmemiz, Kudüs’ün özgürleşmesiyle mümkündür.

Kudüs aynı zamanda, paramparça edilmiş, mezheplere meşreplere bölünmüş İslam âlemini bir araya getiriyor. Kudüs denince, mescidi aksa denince, Müslümanlar aralarındaki ihtilafları bir anda unutuveriyorlar. Hangi meşrep ve mezhebe mensup olursa olsun, Kudüs denince, Mescidi Aksa denince, ciğerlerinin yandığını, gözlerinin yaşardığını görürsünüz.

Sadece Müslümanların dindarları değil, namaz kılmayan, kötü ahlakı olan, ama kalbinde zerre kadar iman olan her Müslüman Kudüs için gayrete geliyor. Bediüzzemanın hatıralarında Beytüşşebap’ta olmuş bir olaydan söz eder: “Bir zaman, Beytüşşebâb aşâirinde isyan vardı. Ben gittim, sordum: "Sebep nedir?" Dediler ki:"Kaymakamımız namaz kılmıyordu. Öyle dinsizlere nasıl itaat edeceğiz?" Halbuki bu sözü söyleyenler de namazsız, hem de eşkıyâ idiler.” Bizim namazsız, günahkâr eşkıyalarımızda dahi imandan gelen bu gayret vardır.

Genelde İslam aleminin özelde de, Kudüs’ün içerisinde bulunduğu durum yüzlerimizde azda olsa kalan tebessümü; hayatımızda, az da olsa kalan neşeyi, alıp götürdü. Bu halimiz tıpkı atamız Selahaddini Eyyubi’nin halini andırıyor. 1099’da Kudüs, haçlılar tarafından işgal edilince, Selahaddin’in de yüzü gülmüyor, ağzını bıçak açmıyordu. Bunu gören ilim adamları ve devlet ricali, Salâhaddin’e İslam’ın tebessüme verdiği önemden ve tebessümün faziletinden söz ettiklerinde, O ise onlara şu sözleriyle karşılık vermişti:

“Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da gülebilir, Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da rahat uyku uyuyabilir, Kudüs işgal altında iken bir Müslüman nasıl olur da rahat bir yemek yiyebilir ve rahatça bir su içebilir…”

Rabbim Kudüs’ün ve İslam âleminin özgürleştiği günleri görmeyi tez zamanda bizlere nasip etsin inşallah. Bu vesileyle tüm Müslümanların Dünya Kudüs Günü’nü tebrik ediyorum. Bir daha ki yazımızda buluşuncaya dek, dualarınızda bizleri de unutmamanız dileğiyle, Allah’a emanet olun.

Mücahid Haksever / Habernas