Karakter meselesi / İbrahim Kızar

Herkes kendi karakter, huy ve meşrebine göre iş yapmaktadır. İyiler şu an sahada koşuşturmaktalar. Fesatçı ve kötüler ise acılardan nemlanmak derdindeler, insanlar acıları ile meşgul iken onlar aşağılık hesaplar peşindeler

Karakter meselesi / İbrahim Kızar

Alemlerin Rabbi olan Allah ne güzel buyurmuş " Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir" (İsra 84).

Rabbimiz olan Allah bilmektedir, herşeyin ilmi onun yanındadır. Ona gizli olan bir şey yoktur. İnsanoğlu ise bazen öğrenmek, bazen bizzat yaşamak ve bazen de gözleri ile görmek zorundadır.

İşte görüyoruz gözlerimiz ile görüyoruz, bazılarımız ise yaşayarak tecrübe ediyoruz. Bazen ders ve ibret almamız için aynı olayları defalarca görmek yada yaşamak durumunda kalıyoruz.

İşte Maraş merkezli deprem de bize bazı şeyleri tekrardan yaşattı, gösterdi, tecrübe ettirdi.

Gördük, herkesin mizaç ve karakterine göre iş yaptığını gerçekten gördük, görüyoruz, yaşadık, yaşıyoruz.

İyi insanlar, karekteri iyi olanlar, örnek insanlar, iyilik yapmak için bahane arayanlar, depremin ilk saatlerinden itibaren sokağa indiler, organize oldular, insanlara nasıl yardımcı oluruz diye didindiler. Hiç bir karşılık beklemeden kimine bir tas çorba, kimine bir bataniye kimine bir teselli olmaya çalıştılar.

Hala çalışıyorlar, insanlara nasıl faydalı olabiliriz diye didiniyorlar. İHO-EBRAR oldular, YETİMLER VAKFI oldular,UMUT KERVANI oldular, AVRUPA YETİMELİ ve başka başka iyilik heraketi oldular, yüzlerce binlerce gönüllüleri ile depremzedelerin yardımına koştular. Sağlam, güzel, iyi karakter ve huylarına göre iş yaptılar.

Uzaklarda olan iyi insanlar, karekteri iyi olanlar, örnek insanlar yardım kampanyaları başlattılar. Güzel insanlar kampanyalara koştular, maldan verdiler, seve seve verdiler, biz gidemiyorsak yardımlarımız gitsin dediler. Duaya durdular.

İyilik heraketleri, en güzel örnek olanlar da, kusur hata eksiklik zaaf arama zamanı değil, elinizden iyilik namına ne geliyorsa yapın diyerek kendilerine gönül verenlere Elhamdulillah detirten bana göre kitabın tam ortası mührünü hak edecek şu harika mesajı yayınladılar "Musibet büyük ve yük ağırdır, gün birbirimize yardım etme günüdür, ellerimizi birbirimize uzatma günüdür, hayırlı işlerde yarışma günüdür, iyi ve faydalı işler yapma günüdür, kardeşlik günüdür. Kavli ve fiili dua yapma günüdür. Rabbimizin yer ve gök genişliğindeki cennetlerine mazhar olma günüdür. Aşımızı ve evlerimizin odalarını birbirimizle paylaşma günüdür."

Ben iyileri yazdım, eksik yazdım biliyorum, okuyucular yazsa benden iyi yazardı, onu da biliyorum.

Birde kötüler var, fesatlar, fırsatçı bozguncular var. İşleri güçleri kötülük, fesat ve fitnedir.Kusur aramakta üstlerine yoktur, her olaydan bir fesat bir fitne üretebilmektedirler, hatta bazen gerçekleri ters yüz ederek ortalığı velveleye vermekte insanları tahrik etmektedirler.

İnsanların acıları, onların umurunda değildir, onlar acılardan nemalanmak derdindedirler. İnsanlar acıları ile meşgul iken onlar aşağılık hesaplar peşindeler.

Kimi acılardan oy devşirme peşinde, kimi rakiplerini alt etme peşinde, elleri kanlı yüzsüz katiller yaptıkları unutulmuş zannı ile başkalarından hesap soracama iddiasında bulunmaktadırlar.

Kısaca üzerinde ondokuz olana yuvarlanıp giden Ebu Cehil, Ummeye bin Halef, İbni Selül ve Fırıldak Atalarının izinde gidenler bu günde aynı sefil karakterini ortaya koyuyorlar halkın canı ve kanı üzerinden iktidar ve menfaat devşirmeye çalışıyorlar. Biz de üzerinde ondokuz olana zümreler halinde yuvarlanın gidin desek okuyucu kardeşlerimize ayıp olmaz herhalde.

Allah buyurdu ya herkes kendi karakter, huy ve meşrebine göre iş yapmaktadır. İyiler hep iyi kalsın yer yüzünde iyilik çoğalsın.

Kötülere, ne biz fırsat verelim, ne de Allah fırsat versin. Biz Rabbimizin rızasına uygun iş yapalım onlarda önceki ve sonraki Ataları ile Üzerinde ONDOKUZ olana yakıt olsunlar.

Allaha emanet olun