İlkelerden Ülkülere / Muhammed Hadi

İnsan olmanın en büyük özelliği, ilkeleri olan bir varlık olmasıdır. Günümüz insanın en büyük sorunun da tereddüt etmeden, ilkesizlik olduğunu söyleyebiliriz

İlkelerden Ülkülere / Muhammed Hadi

İnsan olmanın en büyük özelliği, ilkeleri olan bir varlık olmasıdır. Günümüz insanın en büyük sorunun da tereddüt etmeden, ilkesizlik olduğunu söyleyebiliriz. Teknik olarak ilerleyen insan, ilkelerini terk eden bir varlık olma yolunda hızlıca ilerlemektedir. Ve ilkesi olmayan bireyler, ilkesiz toplumları ve  ilkesiz idarecileri ortaya çıkardı. Bu ilkesizlik, insanlığı ülküsü refah, hürriyet ve adalet olma idealinden bir hayli uzaklaştırdı.

Kurallar; coğrafya, zaman ve mekana göre değişkenlik arz edebilir ama ilkeler değişmez ve değiştirilemez özelliktedirler.
İlkeler, İnsanlığın ana yasasıdır. Bu anayasanın yasamasını insan değil, Rab olan Allah belirlemiştir. 

Kur’an’ın ayetlerinden bazıları ilkesel ayetlerdir ve bu ayetler Allah'ın, sımsıkı sarılmamızı emrettiği ipleridir. 

Bu ayetlerden bir tanesi de;

"Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."(Nisa 58) 

Bir ülkenin halkını ve idarecilerini düşünecek olursak, 85 milyon nüfusu olan bir ülkenin her bir vatandaşı, idarecisinin emanetidir. Bu 85 milyon nüfuslu ülkeye idareci olma ehliyeti, ayette de belirttiği gibi, (en) adil olana verilmelidir. Adaletli olmak, idareciliğe  ehil olmanın  en temel ilkesi olsa da idareci olmanın başka ilkeleri de vardır.

Teşri (kanun yapıcı), icra (yürütme), adliye (yargı), şura (istişare meclisi) gibi temel işler, Kur’anî müşavere ile yapılması gerekilen  temel ilkelerdendir.

Kur’an’ın önümüze koyduğu bu sarsılmaz idealler ve emirler, bugün ne yazık ki kimisi için çağ dışı ve gerici yaklaşımlar olarak görülmektedir. Kimi "Müslüman" için ise, uygulanması mümkün olmayan, ütopya olmaktan başka bir şey değildir.

Ve yine bu 85 milyon nüfuslu ülkenin, 85 milyon vatandaşının, sözünden ve elinden emin olduğumuz kişisi kimdir ki, onu bulalım ve idare etme emanetini kendisine teslim edelim. Bu idare etme işini üzerine alma ve üstlenme her ne kadar ağır bir sorumluluk olsa da bu sorumluluğu doğru kişiye verme de o derece ağır bir sorumluluktur. Sorumluluğu alan ile sorumluluğu veren, bu işte ortaktırlar. Her ikisinin de yaptığı işte ehil olmaları gerekmektedir.

Yine temsili olarak bahsettiğim bu 85 milyon nüfuslu ülkenin, fakir ve fukarasının hakkı ve hukuku kimden sorulmalı? Bu zayıflığın ve eşit olmayan dağılımının hesabını kim vermelidir? Yoksa bu fakir ve fukaralar, idarecilerin sorumlu oldukları emanetlerin içerisinde yer almıyorlar mı!?

26 yaşlarında, hukuksuzca zindana atılıp 56 yaşında zindandan çıkan  mazlumlar, bu idarecilere emanet değiller miydi? Bu hukuksuzlukları kim düzeltmeliydi? Bunun hesabını kimden sormalıyız?

Ve yine; İnsan diniyle ve diliyle doğar. Her ikisi de kişiye anasının ak sütü gibi helaldir. Bu halkın dilinden bahsetmek, dininden bahsetmek kadar önemlidir. Din ve dil Allah’ın emanetleridir. Bu emanetler, insan ehil varlıktır diye, ona verildi. Peki bu ilkesel emanetleri yok saymak, ne büyük bir zülümdür, hiç düşündünüz mü? 

Velhasıl...

İdareci olmak ve idare etmek, ne de zor bir meseleymiş! Kendisini dahi yeterince idare etmeye ehil olmayanın, küçük bir yuvayı, camiyi, cemaati, tekkeyi, mahalleyi, şehri ve sonunda bir ülkeyi idare etmeye ehil olma iddiası, çokça düşünülmesi gereken bir meseledir.

Basit bir yemek dahi en iyi aşçının elinden yenmek istenirken, bizi idare edecek olan idareci ve yöneticilerin, ehil olup olmadıklarını sorgulamamız gerekmez mi? İlkesi olmayan ve ilkesine bağlı olmayan idareciler, ehil olmayan idarecilerdir.

Bu anlamda toplumlar idarecilerini kendi içlerinden çıkardıklarına göre, ilkeleri olan ve ilkeleriyle hareket eden bir birey olmakla işe başlamalıyız. İlkeli bireyler olup, ilkeli toplumları oluşturmalıyız. Bu doğrultuda ilkeli topluluklar da kendi içinden ilkeli ve ehil idareciler çıkaracaktır inşallah.

İlkesi şaşmayan, er-Rab olan Allah’a emanet olun.

Vesselam.

Muhammed Hadi / Habernas