İbrahim mi? Yoksa, Yakub'a Yusuf'tan dolayı ihanet anlaşması mı? / Çetin Tufan

Siyonizmin kapısında, geceleyin gizlice gezen, paraya, makama ve tuğyanlığa aşık olanlar, artık gün ışığında bunu ikrar etmiş bulunmaktadırlar. Bu ikrarlarına kadim bir isimde vererek, İbrahim Anlaşması dediler. Daha doğrusu bu ismi Siyonistler seçti. Onlarda eyvallah dediler.

İbrahim mi? Yoksa, Yakub'a Yusuf'tan dolayı ihanet anlaşması mı? / Çetin Tufan

Mülkü ve nizamı insan aklının sınırlarını aşan, Allah (cc)'ye hamd, Resulüne salat ve selam ile....

İslam alemindeki kangren olan davalardan biri, hiç şüphesiz en önde olanı, Filistin davasıdır. Bu dava solcusuyla milliyetçisi ile İslamcısıyla bütün bir İslam alemini hatta hak ve adaleti kendine şiar edinen bütün insanlığın gidişatını gösteren bir turnusol kağıdı gibidir.

Bütün uluslararası sözleşme ve adalet ehlinin ikrarına rağmen Filistin toprağını gasp ettiler. Garp, başlarının belası olarak gördükleri Yahudileri, başlarından savmak, onları ulaşılmaz bir ütopya olan Siyonizm ile bitmez bir savaşa sürüklediler. Bunu her daim Araplara ve bölge ülkelerine, müdahale için bir sebep ve karakol oluşturmak, Yahudilere karşı güya yaptıkları katliamların bedeli olarak yaptılar. Bunu yaparken tarih boyunca Yahudi ve Hristiyanlar ile beraber yaşayan Müslüman Filistin halkının hak ve hukukunu gözetmeden kuvvetsiz olan İslam aleminin gözüne çıban yüreğine, hançer sapladılar.

Tramp dönemine kadar Arap İsrail veya Müslüman ülkelerle İsrail ilişkisi mutlak surette Filistin meselesinin haline bağlanmış, hatta bunun için İslam İşbirliği Konseyi adı altında dünyanın ikinci büyük uluslararası kurumu kurulmuştu. Arap milliyetçileri nice savaşlar vermiş, Müslümanları da naralar çekmişti.

Fakat bizdeki kadim söz gibi ''Ağacın kurdu ağaçtansa, ağacın kurtuluşu yoktur. ''

Ne yazıktır ki bütün Filistin davasını sahiplenen devlet ve örgütler, bu meseleyi kullanarak içeride halklarına şirin gözükmek, dışarıda sahte kurtarıcılık rolü üstlenmek, ya da bu dava örtüsü altında, kendi davalarını yürütmek arzusuyla hareket ettiler. Kelimenin tam manasıyla Filistin davasına ihanet ettiler.

Tramp döneminde önce Filistin meselesi çözülsün, stratejisi değişti. Meselelere artık ticari bir bakış açısıyla bakılmaya, bu cihetten varlıklarını yeraltı zenginliklerine ve ABD 'nin himayesine borçlu olan Körfez Ülkelerine, sopa ve havuç misali Katar’ın ablukası ve İran'ın korkusu pompalanıp, varlıklarını sürdürebilmeleri için en azından İsrail ile ilişki kurmaları gerektiği dayatıldı.

Gençliğimizde gönlü bir kıza düşen gençler, kızın kardeş ve babasından olan korkusundan, bunu açıklayamazlardı. Ancak kızın evinin etrafında dolanarak, kızdan bir icazet aldıktan sonra, bunun anne ve büyüklerine izhar ederdi. Bu süreç bazen çok sıkıntılı ve dayaklıda geçebilirdi.

Evet bugün artık Siyonizmin kapısında, geceleyin gizlice gezen, paraya, makama ve tuğyanlığa aşık olanlar, artık gün ışığında bunu ikrar etmiş bulunmaktadırlar. Bu ikrarlarına kadim bir isimde vererek, İbrahim Anlaşması ismini verdiler. Daha doğrusu bu ismi Siyonistler seçti. Onlarda eyvallah dediler.

İbrahim Anlaşmasıyla İbrahim'i dinlerden oluşan Siyonistler, Bizans, Roma ve Arap medeniyetleri ile, putçu olarak gördükleri diğer İslam Medeniyetlerinin, kutuplaşmasını kast etmektedirler. Zavallı sözde Arap kukla devletleri, bu oyunla nasıl bir yanılgı ve oyuna geldiklerini idrak etme akıl ve kabiliyetlerinde değiller.

Onlar celladına aşık ezik ruhlu insanlar gibi, aşık oldukları tutkularına ulaştıklarını sanmaktalar. Fakat şunu bilmemektedirler ki, Hz. Yakub'un çocuklarının kardeşlerine, içlerindeki hırs ve kaprislerden dolayı ihanet ederek, kuyuya atıkları gibi, onlarda bin yıldan fazla beraber yaşadıkları, onların gerçek din kardeşleri olanlarla hak ve hakikat çerçevesinde bir ortak yaşam ve birliktelik sağlayacaklarına, gerçek kardeşlerini bırakıp, lanetli fırka ve düşünceleri taşıyan gruhlarla müttefik oldular. Bu birliktelikleri, onların dünya ve ahirette hüsranlarına sebebiyet verecektir.

Çünkü Onlar Şeytan güruhuna, bütün boyutlarıyla benzemedikçe, tavizler vermedikçe, Onlardan memnun olunmayacaktır. Şeytan güruhunun her istediğini yaptıkları zamanda, Maazallah artık kendileri olmaktan çıkmış, Şeytanın çocukları olmuşlardır.

Kur’an’ın ifadesiyle ''İbrahim ne Yahudi ne de Hristiyan idi; bilakis o hakka teslim olmuş Müslümandı, müşriklerden de beri idi.

Biz halimizi değiştirmedikçe Allah'ta halimizi değiştirecek değildir. Öyleyse halimize bakıp, önce kendimize, Rabbimize, sonra da mesuliyetimiz altında olanlara karşı dosdoğru olmalıyız. Ancak bu şekilde halimizi değiştirebiliriz. Rabbim bizlere ve ümmete güzel haller nasip eder inşallah.

Selam ve dua ile...

Çetin Tufan / Habernas