Bu kervan yürüdü, yürüyor... Sen geri kalma!/Mücahid Haksever

Nice badireler atlatıldı bu dava için. Nice dehlizlerden geçildi. Nice yiğitler feda edildi. Zindan, muhacerat, sürgün ve şehadet…

Bu kervan yürüdü, yürüyor... Sen geri kalma!/Mücahid Haksever

Nice badireler atlatıldı bu dava için. Nice dehlizlerden geçildi. Nice yiğitler feda edildi. Zindan, muhacerat, sürgün ve şehadet…

Bu davanın çok azimli neferlerinin sahip oldukları aşk, sevda, azim, samimiyet ve ihlasları, tüm bu olumsuzluklara karşı gönüllerine inşirah verdi. Küfrün zindanlarının soğukluğu onlara tesir etmedi. Yusuf gibi derin kuyular ürkütmedi onları. Üzerlerine yağan bela yağmurları yıldırmadı onları. Yalçın dağlar gibi dikildiler seran ser tüm zulüm, tuğyan ve nifak ordularına. Bu yolda, Rablerinden başka hiçbir yardımcıları olmamasına rağmen hiçbir gün yalnızlık hissetmediler. Kırılmadan eğilmeden direndiler. Hem de tarihe altın harflerle yazılacak Şanlı bir direniş destanıyla direndiler. Kahramanlık destanları yazdılar. Bu şanlı direniş, dosta güven düşmana korku verdi. Bu direnişin tek bir gayesi vardı, Rabbin rızasını kazanıp cennetine girmek… Hiçbir maddi kaygıları yoktu bu yiğitlerin. Hiçbir makam ve mevki peşinde değildiler. Zaten kimse de onları tanımıyordu. Kimi postacı, kaloriferci, kimi betoncu, kimi maydanozcu, kimi hamal, kimi terzi, kimi elektrikçi, kimi manav, kimi de kelle paça satıcısı. Ama Allah katındaki derecelerini kimse tahmin dahi edemezdi.

Böyle çıkıldı bu yola. Böyle serpildi tohumlar toprağa. O serpilen tohumlardan dünyanın dört bir tarafında binlerce laleler açıldı, güller sümbüller yeşerdi. İbrahim’in(as) Mekke’de kurak bir toprakta inşa ettiği beyte kalpleri yönlendiren Allah, bu davanın samimi fertlerinin çağrısına da insanların kalplerini yönlendirmişti. Tüm kıtalar Peygamber Sevdalılarının tekbirleri salavatlarıyla adeta inledi.

Bu kervan yürüdü yürüyor. Bazırganın tellalları dün olduğu gibi bugün de ünlüyor. Dileyen bu şeref kervanında yerini alır, dünya ve ahiret saadetine kazanır. Dileyen basit dünyevi çıkarlar peşinde koşarak dünya ve ahiretini kaybeder. Ne Mutlu bu davaya ilk günkü aşk ile sadık olanlara. Ne Mutlu dünyalıkların onları kandırmadığı, gevşetmediği yigit insanlara…. Rabbim bizlere de nasip etsin.

Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek Allah’a emanet tolun.  Bizleri de dualarınızda unutmamanız dileğiyle.

Mücahid Haksever/Habernas