BAE, Yemen'de işgal ettiği doğalgaz tesisini askeri kışlaya ve işkence merkezine çevirdi

Yemen Enformasyon Bakanlığı Danışmanı Muhtar el-Rahbi, "BAE, Balhaf tesisisini ele geçirerek doğal gaz ihracatını engelledi. Bu sebeple Yemen ekonomisi büyük yara aldı." dedi.

BAE, Yemen'de işgal ettiği doğalgaz tesisini askeri kışlaya ve işkence merkezine çevirdi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen'in Şebve vilayetinde bulunan, devlet için büyük bir kaynak olan Balhaf likid doğal gaz depolama ve ihraç tesisini işgal ederek, askeri kışlaya ve işkence merkezine çevirdi.

Geçen Ekim ayında Hadramut adlı televizyon kanalına konuşan Şebve Valisi Muhammed Salih bin Adiv, BAE'nin seneler önce Balhaf tesisini askeri üsse dönüştürdüğünü söyledi.

Balhaf'ın tekrar çalışmasının önünde duran en büyük engelin yine BAE olduğunu ifade eden Adiv, bu ülkeye tesisleri boşaltması için çağrıda bulundu.

Yemen'de çöken ekonomiyi güçlendirmek için tesisin yeniden işleme alınması konusunda halkın meşru hükümete yönlendirdiği taleplerin artması üzerine konuşan resmi yetkili Adiv ayrıca, süren savaştan önce Yemen devlet bütçesinin yüzde 60’ının doğal gaz gelirlerine dayandığını söyledi.

Geçen aylarda, Yemen genelinde BAE’nin tesisten çıkması ve Yemen'in ekonomik kaynaklarından elini çekmesi için gösteriler düzenlenmişti.

Yemen’de hükümet ve BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında 2017 yılından bu yana siyasi ve askeri çatışma yaşanıyor.

GGK ve hükümet arasında 5 Kasım 2019'da imzalanan Riyad Anlaşması çerçevesinde iki taraf son olarak anlaşmaya vardı.

Kısa süre önce kurulan yeni hükümetin bakanlık listesine göre güney illeri için ayrılan 12 bakanlıktan 5'i GGK'ye verildi.

Varılan anlaşmaya rağmen, geçici başkent Aden ve stratejik Sokotra adası gibi güney bölgesinin hayati noktalarını elinde bulunduran GGK, güneyin kuzeyden ayrılmasını istiyor.

Askeri kışla ve hapishane

Yemen Enformasyon Bakanlığı danışmanı Muhtar el-Rahbi yaptığı açıklamada, "Balhaf tesisi, Yemen'deki en büyük ekonomik proje sayılıyor. BAE bu tesisi askeri kışlaya ve tutuklulara işkence yaptığı bir hapishaneye çevirdi." dedi.

BAE'nin Yemen'e geldiği andan itibaren Sokotra adası ve Balhaf tesisine odaklandığını ve Yemen'in ekonomik bölgelerini ele geçirdiğini söyleyen söyleyen Rahbi, "BAE, Balhaf tesisisini ele geçirerek doğal gaz ihracatını engelledi. Bu sebeple Yemen ekonomisi büyük bir yara aldı." tespitini yaptı.

İşkence belgeleri var

Yemenli milletvekili Şevki el-Kadi Pazartesi günü Balhaf tesisinin BAE işgalinden kurtarılması için çağrı yaptı.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden açıklama yapan Kadi, "Cumhurbaşkanlığından, hükümet, parlamento, partiler, sivil toplum kurumlarına kadar tüm meşru güçler, Yemen'e ait havaalanlarını ve limanları, özellikle Balhaf tesisini BAE işgalinden kurtarmak için harekete geçmelidir." ifadelerini kullandı.

AA'ya konuşan Cenevre merkezli İnsan Hakları ve Özgürlükleri Örgütü (SAM) başkanı Tevfik el-Hamidi de "Örgütümüz 2017 yılında komşu vilayet olan Marib'ten gelen Şebveli bir ailenin tutuklandığını belgeledi. BAE'ye ait bir helikopterle Balhaf tesisine getirilen aile, tesiste farklı ülkelerden askerlerin bulunduğunu teyit etti." dedi.

"Balhaf tesisinde insanlara acımasızca işkence yapıldığını, buna maruz kalanların ifadeleriyle belgeledik." diye konuşan Hamidi, Balhaf tesisi gelirlerinin yüzde 40'nın Fransız Total şirketine ait olduğunu söyleyerek, şirketin insan hakları protokollerine uyması gerektiğini söyledi.

Hamidi, Balhaf tesisinde yaşanan hukuka aykırı eylemlerle ilgili insan hakları örgütlerinin Fransa'ya büyük bir baskı yaptığını söyleyerek, bu durumun Paris'i zor duruma düşürdüğünü, olayın adli bir boyut kazanabileceğini belirtti.

Fransa'da aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi'nden (LFI) milletvekili Clementine Autain 16 Aralık'ta, Fransa'yı BAE'nin Yemen'de Fransız Total şirketinin de faaliyette bulunduğu bir fabrikada işlediği suçları örtbas etmekle suçlamıştı.

51 milletvekilinin Balhaf fabrikasında yaşananların açıklığa kavuşturulması için Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'a açık mektup gönderdiğini ifade eden Autain, Fransız hükümetin sessizliği ve "körlüğü" karşısında burada bu 51 milletvekilinin sözcülüğü yaptığını belirtmişti.

AA