Şehid Rehber’den veciz sözler

Hayatı ve mücadelesi ile İslami mücadelede yeni bir çığır açan ve bu uğurda kendini feda eden Şehid Rehber Hüseyin Velioğlu’nun veciz sözleri

Şehid Rehber’den veciz sözler

Şehid Rehber'den Veciz Sözler.

“Bu dava çok büyüktür, bu yüzden en iyilerimizi feda etmek gerekir.”

“Şehadet aşktır, şehid ise âşıktır.”

“Müslüman, kendi zamanının çocuğudur.”

“İslam’da galibiyet, Allah Teâlâ’ya verilen sözde net bir duruş ile durmaktır.”

“Desteklemekle şahitlik farklıdır; biri objektif tarafsızlık iken diğeri sübjektif taraflılıktır.”

“Yıkmak kolay yapmak zordur. Yıkıcı insanlar basit, korkak ucuzcu ve mukavemetsizdir.”

“İslamî mücadele birileriyle sınırlı değildir, zulüm tamamıyla ortadan kalkıncaya kadar devam eder.”

“Eğer şehid olarak cennete gidersem, Allah Teâlâ’dan cennet ehlinin örgütlenmesini isteyeceğim.”

 “Sürüklemek idare etmek, sürüklenmek ise idare edilmektir. Sorunları sürüncemede bırakmayın.”

“Müminler ile kâfirler arasındaki mücadele, tevhit ve şirk eksenli siyasi egemenlik mücadelesidir.”

“Hayatta başarılı olmanın yolu, programlı olmaya ve bir program çerçevesinde çalışmaya bağlıdır.”

“Kendi hayatınızı başıboş akranlarınızın hayatları ile kıyaslamayın, dava adamlarının hayatları ile kıyaslayın.”

“Şehidler ve zindandaki Yusufîler bir elmanın iki parçası gibidirler; aynı tadı, aynı kokuyu ve aynı rengi taşırlar.”

“Dava sorumluluğundan murad edilen, havale edilmekle ve beklemekle gelmez, gelecek olan ancak dava yolunda çalışılarak gelir.”

“Aziz İslam davasının mensupları, İsa (a.s.)’ın havarileri ve Hazreti Muhammed (s.a.v)’in ensarı ile muhacirlerin ahlakını pratize etmelidirler.”

“Tevhid kahramanları, mücadeleyi sayısız düşmanlar arasında laf ile değil kan, ter ve gözyaşı ile pişirerek günümüze getirmişlerdir.”

“Sukut heybettir. Önemli işlerdeki insanların vasfıdır. İhtiyaçlarınızı başarılı bir şekilde gidermek için sukuttan yardım isteyin. Unutmayın ki, içinde nimet olan her şeye haset edilir.”

“Beş temel görevi yerine getiren Müslüman’a cennet vaat edildiği doğrudur. Ama bu görevlerin hiçbiri onu cihada iştirak kadar çabuk ve emin bir şekilde cennete kavuşturamaz.”

“Dikkatli olun! Göreviniz çok önemlidir. Varlığınızın yolu, temsil ve tebliğdir. Herkes gıbta ile düzeninizden, güzelliğinizden bahsediyor. Bu, davanın başının dikliği ve iftiharıdır. Gıbta edilecek ahlak ve davranışlarınız insanları mıknatıs gibi çekiyor.”

“İslam toplumunda sıhhi düzenleme, cemaat mensuplarının zamanında yetişmesi, güzel ahlaklı olması, haset, gıybet, kibir ve riya gibi nefsi hastalıkları kendilerinden uzak tutmalarıyla olur.”

“Bu dünya İslam’a göre kurulu değilse, sorumlu Müslüman onu değiştirmekle mükelleftir. Bu uğurda görülecek eziyetlere, işkencelere, belalara, musibetlere, zindanlara merhabası olacaktır.”

“İslam’da zafer ve mağlubiyetin farklı anlamları vardır. Diğer beşeri ideolojilerin zafer ve mağlubiyete yükledikleri anlam gibi değildir. Beşeri ideolojilere göre galibiyet olan birçok hadise, İslam’a göre mağlubiyet olabilir.”

“İslamî hareketin meyvesi tohumsuz mu olacak? Hasta bir toplum, hasta bir halk nasıl ilaçsız tedavi edilecek? Bu işin tohumu da ilacı da müminlerin her yerde ve her safhada makam ve merhaleye uygun olarak verdikleri cihattır.”

“Büyük düşünün; fedakârca düşünün büyürsünüz, kıymetlenirsiniz. Büyük davalara kalkışan insanların hayat çizgisi böyledir. Çok tehlikeli olmasına rağmen zafer ve kurtuluşla sonuçlanmıştır. Bu adeta şaşmaz tarihi bir seyir izler.”

“Ümmetin sorunlarını omuzlamak için gerekli olan zamandan önce olgunlaşmak zorundasınız. Geleneksel istek ve arzular konusunda başıboş insanların haleti ruhiyesi size sirayet etmesin. Dikkat edin kendini davanın sahibi olarak görenler terakki ederler.”

“Allah Teâlâ, mümin kullarını hiçbir zaman yalnız bırakmaz. Kendi yolunda mücadele edenlere hidayet yollarını gösterir, imtihan eder fakat en kritik ve muhtaç anlarında salih kullarını mucize ve ikramlarıyla himayesine alır. Yeter ki mümin inancını yitirmesin.”

“Zor ve sıkıntılı zamanlarda davasından taviz vermeyen kişiler, düşmanları tarafından bile övülürler. Davasında taviz verip kendi düşmanının hizmetine girenler ise, hizmetine girdikleri kişiler nezdinde bile aşağılık olarak görülürler. Geçmiş tarihte olduğu gibi günümüzde de bunun örnekleri çoktur.”

“Elbette aziz İslam davasını omuzlamanın bir bedelinin olduğunu kabul etmek lazımdır. Sorumluluğa razı olmak bireysel olarak bazı şeylerden yoksun olmayı, bazı zorluklara ve zahmetlere katlanmayı beraberinde getirir. Bu zorluklar, zahmetler, mahrumiyetler sırf o sorumluluğun karşılığı, fiyatı ve pahasıdır.”
“Allah dostlarının üzerine belalar yağar, fakat onlar tıpkı yalçın kayalar gibi yerlerinde sapasağlam dururlar. Üzerlerine felaket gelir, fakat onlar sabır ve itaat gözü ile bu felaketleri sadece seyrederler. Bedenlerini belalara mukavemete terk etmişlerdir. Kalpleri ile Cenab-ı Allah’a uçmuşlardır. Onlar direksiz çadırlar, kuşsuz kafesler gibidirler. Ruhları Allah’ın katında bedenleri O’nun önündedir.”

“Teşkilatın kemali ile şahsin kemalinin karşılıklı olarak sebep ve sonuçlara olan etkileri vardır. Bir teşkilatın vasat elemanlarla kemale doğru yol alması bazı fertleri kemale ulaştırmaktan çok daha üstündür. Çünkü kâmil bir teşkilat kendi çapında ümmetin genel maksadını tahakkuk eder. Aynı zamanda çok kâmil fertler de çıkarır. Kamil fertler ise yalnız başlarına uzun bir yolu kat etmek zorundadırlar.”
“Kalplerdeki gizliyi bilen Cenab-ı Allah, aziz İslam dini için mücadele veren ve bu uğurda çeşitli musibetlere duçar olanları hiç unutur mu hâşâ? Hiç unutmayın ki, karanlık soğuk dehlizlerdeki zincir şakırtılarının, saray debdebelerinin korkulu rüyası olması; tarihe has bir olay değildir. Zindanlar davaları için mücadele edenlerin savaş meydanlarıdır. Bu çetin ve zorlu savaşa katılanlar elbette çok şeyi göze almışlardır.”

“Rabbanilik insana insan olarak ve Allah Teâlâ’ya iman inkâr noktasından bakarak değerlendirilir. Milliyetine, sosyal statüsüne bakarak değerlendirilmez. Allah Teâlâ ile beraber olmak, nefis tezkiyesinin temel hedefidir. Çünkü Allah ile beraber olununca masivaullahtan ayrılık hasreti çekilmez. İnsanın Allah ile irtibatı koptuğu veya koparıldığı zaman her şeyle irtibatı kopar. Çünkü Allah ile irtibat hayatın manası ve temelidir.”

“Ashabı Kehf’in kıssasına bakın! Dönüşü olmayan muhaceratın kahramanlarını göreceksiniz. Rablerine iman eden o gençler, zalim topluluk ve yönetimleri nasıl arkalarına alarak terk ettiler. Biliyorsunuz muhacerat kaçmak değildir. Muhacerat; muvvahhidlerin, müminlerin, başeğmezlerin güç yetirmeyince teslim olmayışlarının ifadesidir. Bir muvahhidin güç yetirmediğinden muhacir olduğunu anlayan biri, içten içe ağlamaz mı? İnsanı duygulandıran birçok olay vardır. Fakat en çok duygulandıran, kalpleri hetune çevirenlerin başında muhacerat olsa gerek…”

Şehadetinin yıldönümünde, Şehid Rehber’i rahmet, minnetle ve özlemle yad ediyoruz.