Kuzey Akım 2 Projesi yeni nükleer silahlanma yarışının başlangıcı mı?

Bir yandan Ukrayna’yla Rusya arasında yaşanan krizlerin artması, öte yandan yaşanan Suriye krizi, AB üyesi ülkeleri enerji güvenliği açısından ve doğal gaz ihtiyaçlarını karşılama maksadıyla yeni arayışlara itti.

Kuzey Akım 2 Projesi yeni nükleer silahlanma yarışının başlangıcı mı?

Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in, Şansölyelikten GAZPROM yöneticiliğine transfer olması ve akabinde Kuzey Akım boru hattının planlanması, inşası ve 2011 yılında işletmeye alınması, bir kısmı AB üyesi olan Doğu Avrupa ülkelerini, bir anda Avrupa’nın jeostratejik denklemlerinin dışına itmiş oldu. Bu hattın en büyük zararı ise Türkiye’ye oldu. Avrupa enerji güvenliğini sağlama açısından hayati bir öneme sahip olan ve Avrupa Güney Gaz Koridorunun ana ayaklarından birini oluşturacak olan Nabucco Boru Hattı Projesi, Kuzey Akım yüzünden rafa kaldırıldı, sonra da projeden kesin olarak vazgeçildi.

Almanya Başbakanı Merkel’in, gündeme geldiği andan itibaren “sadece ticari maksatlı” diye tanımladığı Kuzey Akım 2 projesi, en baştan itibaren AB ülkeleri arasında ayrılık rüzgarları estirdiği gibi, ABD’nin de dikkatinden kaçmadı. Bilhassa Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin projeye itirazlarına rağmen, bu proje geçtiğimiz aylarda hayata geçirildi. Kuzey Akım 2'nin devreye girmesiyle, yıllık gaz taşıma kapasitesi 110 milyar metreküp olacak. Bu rakam, enerjide büyük çoğunlukla dışa bağımlı olan AB’nin yıllık gaz ihtiyacının yüzde 25’ten fazlasına tekabül ediyor. Mevcut diğer hatlar üzerinden halihazırda Rusya’dan alınan gaz dâhil olmak üzere AB’nin Rusya’dan aldığı toplam yıllık gaz, ihtiyacının sadece yüzde 40’ını karşılıyor. Projede Rus Gazprom şirketi proje ortağı olarak yer alırken, Alman Wintershall, Hollandalı Shell, Avusturyalı OVM, Fransız Engie ve yine çok uluslu Uniper mali yatırım ortakları olarak yer alıyor.

Dış politika ve Avrupa politikasındaki önceliklerin, gayet şık bir şekilde ekonomik önceliklerle birleştirilerek uygulamaya konulan projenin sadece iktisadi bir yatırım olduğu iddiasına artık kimse inanmıyor. Başta Slovakya ve Polonya olmak üzere, pek çok orta Avrupa ülkesi, Ukrayna’dan gelen transit hatların devre dışı kalmasıyla hem kendi ülke ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacak hem de transit taşıma ücretinden mahrum kalacaklar. Sadece Ukrayna’nın yıllık mali kaybı iki milyar avro civarında, Slovakya’nın ise yıllık kaybı 350 milyon avro. Çok daha ilginci, Kuzey Akım 2 hattının devreye girmesiyle, doğal gaz arz hatları da tersine dönecek ve batıdan doğuya doğru akacak. Hatta Ukrayna doğal gazı artık Rusya’dan değil, Batı Avrupa’dan gelecek olan hatlardan satın alacak. Bu konuda da çalışmalar başladı. Almanya üzerinden İtalya’ya ve Balkanlara kadar inecek olan hatlarla, Avrupa içerisindeki “Güney Enerji Koridoru” da bu projenin baskısı altına girecek. Bütün bunlar AB içerisinde Almanya merkezli enerji alanının hâkim bir duruma ulaşmasına sebep olacak.

Kuzey Akım 2 projesinde ciddi adımların atıldığının ortaya çıkmasından sonra, ABD’nin INF anlaşmasından çekildiğini açıklaması, AB içerisinde ciddi bir huzursuzluk başlatmış durumda. Avrupa topraklarına yeniden orta menzilli nükleer füzelerin yerleştirilme ihtimali herkesi korkutuyor. Özellikle, Polonya’nın ABD ile sıkı bir işbirliği içinde bulunması ve bu ülkede Rusya’dan gelecek tehditlere karşı hava savunma sistemlerinin konuşlandırılacak olması, orta menzilli füze sistemleri anlaşmasının artık kurtarılmayacak bir safhaya girdiğini göstermekte. Projenin uygulamaya geçmesiyle her açıdan zarar görecek olan AB üyesi Polonya ise Moskova ve Washington arasında sıkışmış durumda.

Görüleceği üzere Kuzey Akım 2 her yönüyle tartışılan bir proje. Sadece iktisadi bir proje olarak ifade edilmesine rağmen öyle olmadığı anlaşıldı. Almanya, bu projenin tamamlanmasıyla, gerek doğal gaz ithal eden ülke olarak, gerekse de transit ülke olarak Avrupa’da önemli bir konuma gelecek. Projenin, politik ve jeostratejik etkileri, hem AB hem de dünya politikası içinde görünür durumda. En önemlisi hem Avrupa’nın hem de dünyanın güvenlik politikalarına etki ederek, yeni bir nükleer silahlanma yarışını başlatacak kadar büyük bir potansiyele sahip. (A.A)