İdlib’de tıbbi yardım sorunu aşılmazsa insani felaket sinyali veriyor

İdilib'de 1 milyondan fazla sığınmacıya insani yardım ve sağlık hizmeti ulaştırılmazsa büyük bir insani felaketin yaşanmasından endişe ediliyor.

İdlib’de tıbbi yardım sorunu aşılmazsa insani felaket sinyali veriyor

Suriye'nın İdlib bölgesindeki son aylarda yoğunlaşan bombardıman ve top atışları nedeniyle Türkiye sınırına yığılan 1 milyondan fazla sığınmacıya insani yardım ve sağlık hizmeti ulaştırılmazsa büyük bir insani felakete yol açmasından endişe ediliyor.

İç savaş mağduru insanlar Türkiye sınırına akın etti. Hatay sınırı hattında kamplarda, açık havada, bitmemiş binalarda veya geçici barınaklarda, tente ve çadırlarda hayatta kalma mücadelesi verirken sığınmacılara insani yardım ve temel sağlık hizmetleri ulaştırılmasında yetersizlikler yaşanıyor.

Aşırı kalabalıklaşan kamplarda yerinden edilmiş ailelerin ihtiyaçlarını karşılanamazken su ve hijyenle ilgili hastalık riskleri artıyor. Sığınmacılar için şilte, battaniye, giysi, temizlik seti gibi temel ürünlere acil olarak ihtiyaç duyuyor.

Hava saldırısı sonrası yavaşladı, koronavirüs salgını nedeniyle durdu

27 Şubat'ta 33 Türk askerinin hayatını kaybettiği saldırıdan sonra Türkiye’nin İdlib’e açılan tek sınır kapısı olan Cilvegözü’nde güvenlik önlemlerinin yoğunlaştığı; Türkiye hükümetinin, koronavirüs salgını nedeniyle aldığı kararlar kapsamında 13 Mart'tan itibaren İdlib’e sivil giriş çıkışların tamamen durdurulduğu bildiriliyor.

Türkiye sınırındaki tampon bölgeye yığılan sivillere insani ve tıbbı yardım malzemelerini Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) organize ediyor. Ayrıca, Birleşmiş Milletler (BM) Kızılay, Türk ve Suriyeli sivil toplum örgütleri bölgeye insani ve tıbbi yardım ulaştırıyor.

Birleşmiş Milletler’in, 21’nci yüzyılın en büyük insani felaketine sebep olabileceği uyarısında bulunduğu İdlib’de sığınmacı sayısının çokluğu, dağınık yerleşim, sığınmacıların kayıt altına alınamaması, sağlık hizmeti veren ekipler ve tıbbi malzemelerin yetersizliği gibi gerekçelerle evlerinden olan ve zor koşullar altında yaşamak zorunda kalan yüz binlerce mağdura yeterli sağlık hizmeti ulaştırılamıyor.

Acil durumlarda hastalara ambulans gönderilerek sayısı az olan sahra hastanelerine durumu daha ağır olanların ise İdlib’de güvenli bölgelerde bulunan hastanelere sevk edildiği, hastanelerde uzman doktor ve tıbbi araç ve gereçlerin yeterli düzeyde olmadığı bildiriliyor.

Durum “çok kritik” acilen tıbbi yardım ve sağlık personeli ulaştırılmalı

İdlib'de faaliyet gösteren Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF) internet sitesinden yaptığı duyuruda, İdlib'deki sığınmacıların yüzde 70'inin yaşam standartlarının çok altında yaşadığı belirtilerek durumun "çok kritik" olduğunu ve bölgeye acil olarak daha fazla tıbbı yardım ile sağlık personeli gönderilmesi gerektiği çağrısı yapıldı.

Euronews’e konuşan MSF Suriye program yöneticisi Hakim Khaldi, yoğun sığınmacı akınıyla birlikte temel sağlık ihtiyaçlarının en az 3 kat artığına dikkat çekerek bölgede daha fazla sağlık merkezi kurarak, faaliyetlerine hız vermek istediklerini belirtiyor.

İdlib'deki mevcut kampların aşırı dolu olduğunu aktaran Khaldi, "Birçok kişi kış aylarını çadırlarda geçiriyor. Normalde 5 kişinin kaldığı çadırlarda 10 kişi kalıyor. Bazıları da dışarıda buldukları plastik parçaları altında geceyi geçiyor." İfadelerini kullanıyor.

Tıbbi yardım uçağı ve sağlık personeli için Türkiye’nin izin vermesi bekleniyor

Sivillere tıbbi yardım sağlamak için MSF’nin şubat ayında, Türk makamlarından kendi ekipman ve personelini Türkiye üzerinde Suriye'ye geçmesine izin vermesi için talepte bulunduğunu ancak yetkililerden henüz bir cevap gelmediğini söyleyen Hakim Khaldi, “MSF’nin lojistik merkezinin bulunduğu Fransa’nın Bordeaux kentinde bulunan tıbbı malzeme yüklü bir uçak ile uluslararası bir sağlık ekibi Türkiye’ye gelmek ve oradan İdlib'e geçmek için hazır bekliyorlar. Umarız ki Türkiye’deki yetkililer bu konuya duyarlılık gösterir ve MSF uçağı Türkiye’ye iner. Şu an sadece Türkiye'den temin ettiğimiz tıbbi ekipmanları Suriye'ye götürlebiliyoruz, ” diye konuşuyor.

‘120 bin sığınmacının bulunduğu Deyr Hasan’da bir tane sağlık merkezi yok’

Yoğun bombardıman nedeniyle boşalan Takad kentindeki MSF destekli bir sağlık merkezini yöneten Mustafa Ajaj durumun insani açıdan trajik olduğunu belirterek şunları anlatıyor:

“14 Şubat’tan itibaren siviller Esad ordusunun saldırılarının artmasıyla birlikte 20 bin kişinin yaşadığı Takad kentinden kaçarak Deyr Hasan’daki sığınmacı kapına yerleştik, orada hiç kimse kalmadı. Takad’dan kaçanların burada kalacak evleri yok. Biz de boş bulduğumuz bir binayı geçici olarak sağlık merkezine çevirdik. 120 bin sığınmacının bulunduğu Deyr Hasan’da bir tane sağlık merkezi bile bulunmuyor. Doktor, ilaç ve tıbbi malzeme yetersizliği çekiyoruz, herkese yetişemiyoruz. Durumu acil olanları ambulansla sınıra yakın sağlık merkezlerine gönderiyoruz."

İlaç ve doktor yetersiz, uzman doktor yok denecek kadar az

 

Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar tarafından kurulan eğitim ve yardımlaşma derneği SİRAÇ son yıllarda çalışmalarını İdlib merkezinde yoğunlaştırmış sivil bir kuruluş.

İdlib’deki insani durumun iyice kötüleştiğini vurgulayan SİRAÇ yetkilisi Ahmed Şandırlı, “İlaç ve doktor yetersizliği en acil ihtiyaç. Ayrıca bölgede uzman doktor yok denecek kadar az. Durumu ağır olan hastaları Türkiye’ye gönderiyorduk ancak Suriye uçaklarının hava saldırısı sonrası sınırda güvenlik önlemleri arttırıldı, geçişlerin normalleşmesini beklerken hükümetin salgın hastalık tedbirleri kapsamında sınırı sivil geçişlere çift taraflı durdurulması zaten zor olan ağır olan koşulları daha da zorlaştıracaktır.” diyor.

Ancak acil hastalar sağlık merkezlerine gönderiliyor

İdlib’de temas kurduğumuz bir sağlık görevlisi olan Abdulkadir Hamadi ise gözlemlerini şöyle aktarıyor:

“Kamplarda durumlar oldukça kötü ve kapasitesinin çok üzerinde. Son saldırılardan sonra kamplar ve çevresindeki sığınmacı yoğunluğu iyice arttı. İnsani yardımlar çok zor şartlarda ulaştırılıyor ve yetersiz kalıyor. Hamile, yaşlı, kronik hastalara sağlık hizmetleri verilemiyor ancak acil durumlarda hastalar tampon bölgedeki sağlık merkezlerine ya da hastanelere taşınıyor. Savaş korkusu nedeniyle erken doğumların artığını prematüre bebeklerin tedavi edilemediği için hayatlarını kaybettiklerine tanık oluyoruz.”

Hamadi ayrıca, Türkiye’nin ılımlı muhalifler olarak tanımladığı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensuplarının kamplardaki sığınmacılar arasında savaşçı bulmak için baskı yaptığını ileri sürüyor.

İdlib’e insani yardım götürmekle sorumlu olan resmi kurumlardan AFAD, Kızılay ve Hatay Valiliği’nde ulaştığımız yetkililer ise İdlib’deki insani yardım hakkında bir açıklama yapamayacaklarını ancak resmi kanaldan ulaştırılan yardımların ve sağlık hizmetlerinin devam ettiğini belirtmekle yetiniyorlar.

Euronews