Gannuşi’den mahkemeye boykot: “Adalete güvenim sıfır, asla katılmayacağım”

Nahda Hareketi Lideri Raşid el Gannuşi, adil yargıya güvenini yitirdiğini belirterek yargılamayı boykot edeceğini açıkladı. Dava süreci belirsizliğini koruyor. Tunus’ta siyasi davalar, muhalefet ile hukuk arasında büyük gerginlik yaratıyor.

Gannuşi’den mahkemeye boykot: “Adalete güvenim sıfır, asla katılmayacağım”

Tunuslu lider Raşid el‑Gannuşî’nin savunma avukatı Mukhtar el‑Cemâî, TV Arabi’ye yaptığı açıklamada, müvekkilinin “adil yargıya olan güvenini kaybettiği” gerekçesiyle yargılamaya katılmayı boykot etmeye devam edeceğini söyledi. Cemâî, Gannuşî’nin “iç savaş çağrısı ve devlet güvenliğini tehlikeye atma komployu” içeren dava kapsamında yapılacak duruşmaya katılmayacağını belirtti; bu dava, Gannuşî’nin cezaevine konulmasına neden olan ilk davadır.

Savunma avukatı ayrıca, Nahda Hareketi’nden bazı sanıkların hâlâ serbest olduğunu ve henüz mahkemeye çağrılmadıklarını ifade ederek dava sürecinin ertelenebileceğine işaret etti.

Geçtiğimiz Pazartesi günü, Ulusal Kurtuluş Cephesi adlı oluşum Gannuşî’nin Salı günü Tunus Asliye Mahkemesi önüne çıkacağını açıklamıştı. Bu davada, ülkenin eski parlamento başkanı ofisinin müdürü Ahmed el‑Mişreki, Şûra Meclisi üyesi Yusuf en‑Nûrî, eski milletvekilleri Belkâsım Hasan ve Muhammed el‑Kummânî ile Nahda Hareketi üyeleri Muhammed Şuneybe, Abdullah es‑Sıġîrî ve el‑Muvaffek Billâh el‑Keʿbî sanık sıfatıyla yargılanacak; bunlar tutuksuz olarak davaya katılacaklar.

Ayrıca, Tunus’ta tutuklu bulunan eski hakim ve avukat Ahmed Sûâb’ın davasının da hızlandırılması talep ediliyor. Savunma ve destek komitesi, Sûâb’ın Nisan ayında tutuklandığını ve 150 günden fazla süredir tutuklu olduğunu hatırlatarak, davanın açık, adil bir şekilde görülmesini istiyor. Sûâb’ın dosyasının hukuki delillerden yoksun olduğunu öne süren savunma, tutukluluk halinin savunma hakkına ve adil yargılanma güvencesine aykırı olduğunu savunuyor.

İktidar yetkilileri, 2023 Şubat ayından bu yana muhalif siyasetçiler, avukatlar, STK aktivistleri ve iş insanlarının kamu düzenini bozmak, devleti istikrarsızlaştırmak, yabancı güçlerle gizli işbirliği kurmak gibi suçlamalarla tutuklandıklarını ve tüm tutukluların siyasi değil adli suçlardan yargılandığını savunuyor. Ancak muhalefet ve insan hakları örgütleri bu davaları “siyasi amaçlı” olarak nitelendiriyor; özellikle Cumhurbaşkanı Kays Said’in olağanüstü önlemlerine muhalefet eden sesleri susturma amacı taşıdığını ifade ediyor.