Ey Beyrut! / Mücahid Haksever

Beyrut’un dağlarının dorukları hep dumanlı… Mazlumların solukları zalimi yine soldurmuyor… mazlumlar vahşete yine tanıklık ediyor… Bombalar yine yuvaları söndürüyor… Şarapnel parçaları yine bebekleri öldürüyor… Anlayacağınız Beyrut’ta değişen bir şey olmuyor.

Ey Beyrut! / Mücahid Haksever

Bundan 25-30 yıl önce bir şiir kasetimiz vardı. Adı “İzzet Pınarı”… Çok muhterem ağabeyim Mazlum Işık’ın seslendirdiği… O kasette “Beyrut” diye bir şiir vardı. Aklımda kaldığı kadarıyla şiirin bir bölümünün sözleri şöyleydi:

Ey Beyrut!
Dağların dorukları hep dumanlı olmaz mı?
Mazlumların solukları zalimi soldurmaz mı?
Vahşetlerin tanıkları hep şehitler olmaz mı?
Beyrut, ey Beyrut!
Ey Beyrut!
Siyonist bombaları yuvaları söndürür,
Şarapnel parçaları bebekleri öldürür,
Beyrut, ey Beyrut!

Aradan bunca zaman geçti. Beyrut’un dağlarının dorukları hep dumanlı… Mazlumların solukları zalimi yine soldurmuyor… mazlumlar vahşete yine tanıklık ediyor… Bombalar yine yuvaları söndürüyor… Şarapnel parçaları yine bebekleri öldürüyor… Anlayacağınız Beyrut’ta değişen bir şey olmuyor.

Diğer İslam beldelerinde de değişen bir şey yok. Irak’ta 1988’de Halepçe’de 5 bin mazlum insan katledildi. Peki şu an o topraklarda katliam bitti mi? Bitmedi. 1982’de Hama ve Humus katliamlarında 40 bin kişi katledildi. Şu an o topraklarda katliamlar bitti mi? Bitmedi. Evet tüm İslam coğrafyasında katliamlar bitmedi, bitmiyor. Yıllarca aralarında mezhep savaşları ve siyasi savaşlarla birbirlerinden milyonlarca insan öldürenler, aralarındaki sınırları kaldırmış ve onları bir araya getiren tek bir ortak amaç üzerinde ittifak etmişlerdir. O da maddi menfaat. Evet onları bir araya getiren tek bir birleri var. Ve bu birleri için yani maddi çıkar ve menfaatleri için aralarındaki sınırları kaldırmış, bu amaç uğruna birçok konuda ittifaklar kurmuşlardır. Bunları bir araya getiren ne ırkları ne dilleri ne de dinleridir. Bunları bir araya getiren ortak menfaatleridir. Kendi çıkarları zedeleniyor diye en büyük ortağın ayrılması başka neyle izah edilebilir?

Peki ya bizim cenahta. Bizi bira raya getirebilecek binlerce ortak yönümüz varken neden bir araya gelmiyoruz? Üstad Bediüzzaman’ın dediği gibi; Halıkımız bir, Malikimiz bir, Mabudumuz bir, Razıkımız bir, Peygamberimiz bir, dinimiz bir, kıblemiz bir, köyümüz bir, devletimiz bir, memleketimiz bir, bine kadar bir bir… Tüm bu birlerimize rağmen aramızda bir birlik kuramayışımız ne acı.

Yine Mazlum Işık ağabeyimin seslendirdiği “Münacaat” kasetinde dendiği gibi:

“Baktım şehitlerden kalan mirasa,
Baktıkça hailine boğuldum yasa,
Ülkemde kan var, ülkemde cinayet,
Nice kez gördü bu dava ihanet.

Ben de İslam ülkelerinin bu haline baktığımda yasa boğuluyorum. Hüzünleniyorum. Katledilen tüm Müslümanlara ağlıyorum. İslam coğrafyasında gayri İslami fikir ve akımlar için mücadele eden Müslüman çocuklarına da ağlıyorum. İslam coğrafyasında, Müslüman anne babadan dünyaya gelen ve ömrünün bir süresine kadar Müslüman olan ve daha sonra İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapıp o şekilde ölen ve cehenneme odun olan insanlara da üzülüyorum. İslam coğrafyasının tamamında Müslümanların çeşitli fikir akımları vesilesiyle birbirlerine öldürtülmelerini hazmedemiyorum. Sadece bu savaşların, bu kavgaların İslam ülkelerinde olması dahi, bunun bir oyun olduğunun anlaşılması için yeterlidir. Neden dünyanın geri kalan topraklarında barış ve huzur hakimken tüm kavgalar ve savaşlar İslam ülkelerinde oluyor. Mesele İlayı Kelimetullah, cihad vs değil anlamadın mı? Mesele Müslümanları birbirlerine öldürtüp güçlerini dağıtmak. Onları parçalayıp, bölüp yutmaktır. Hala anlamadın mı?

Rabbim bizlere şuur ve basiret nasip etsin. Bir daha ki yazımızda buluşuncaya dek, Allah’a emanet olun, dualarınızı bekliyorum.

Mücahid Haksever / Habernas