Demokrasi Tapınağı Kongre Binası'nda Çatırtı Sesleri / Ahmet Rençber

Sizler bir daha demokrasi tapınağı olan kongreyi ziyarete gidecek misiniz? Evet giderim diyenlere, bende diyorum ki dee haydi bakalım şimdiden acele ediniz yoksa kuyrukta çok beklersiniz. Beklememek için acele etmeniz lazım. Tabiki karar sizin siz bilirsiniz. Sakın burada kimse bana kızmasın bu yazdıklarımı herkes tarafından bilinir bir gerçektir. Şimdi şunu kim inkar edebilir. Dünyadaki siyasi parti liderlerin çoğu iktidar olmadan önce mutlaka Amerika'ya giderler oradan da demokrasi tapınağı olarak bilinen Amerika kongresini ziyaret edip gerekli olan icazeti alırlar. İcazettin icabı neyse onun sözü verilir, onun sözü alınır. Dolayısıyla yazım için böyle bir başlık kullanmam münasip oldu sanırım. Malumunuz Amerika uzun yıllardır dünyaya sözde demokrasi dersi vermeye çalışıyordu. Demokrasi ihracı bahanesiyle bir çok ülkeyi işgal etti. İşgal etiği ülkelerde rejim sorunu var yalanlarıyla, demokrasi ve insan haklarına saygı gibi süslü sözlerle dünyayı kandırdı. Yıllardır Amerika hep bu seneryoyla dünyayı kandırıyor. Aynı şekilde bununla beraber işgal ettiği ülkelerde iç savaşlar çıkarmak suretiyle o ülkelere silahlarını da satıyor. Anlayacağınız bir hamleyle iki işi birden yapıyor. Amerika'nın bu kirli siyaseti bir devlet politikası haline gelmiştir. Ne zaman ki ülkelerinde 3 Kasım başkanlık seçimi yapıldı ve Trump seçimleri kaybetti, işte o zaman yüzlerindeki maskeleri düştü ve o anda demokrasileri zırt dedi. Demokrasi tapınağı olarak bilinen kongre binasının duvarlarında çatlamalar meydana geldi. O anda hemen zırto baz da zırtıklandı ve sahte demokrat yüzleri açığa çıkmış oldu. Seçimleri bahane ederek zırto kendi taraftarlarından bazılarını da yanına alarak demokrasi tapınağı olan Kongre Binasını üç saat işgal etti. Bu işgal, beş kişinin ölümüne mal oldu.

Bildiğiniz gibi Amerika’nın geçmişi, tarihi, çok kirlidir. Bunun nedeni ise, sürekli başka ülkeleri işgal edip orada sebepsiz yere insanların kanlarını akıtması olmuştur. Çünkü Amerika’nın kuruluş tarihinde insanların kanı vardır. Kıtaya ilk ayak basmalarıyla beraber yaptıkları ilk iş, oranın yerlisi olan Kızılderili olarak da bilinen halkı öldürüp onların topraklarını işgal etmek olmuş. Bu işgal yetmemiş bir de O halkı adeta soykırım ile yok etmek için yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden önüne geleni öldürdüler. Becerebildikleri bütün vahşeti, zalimliği, yaptılar. Tarihte Firavun ve Nemrudun yaptıklarının kat kat fazlasını Amerika O mazlum halka yapmıştır. Yakın tarihte Vietnam, Kore, Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Yemen, adını burada saymakla bitiremeyeceğim, ülkeleri işgal etti. Bu gün dahi dünyanın yarısından daha fazlasını işgal etmiştir. Kimi ülkenin içlerinde ya eli var, kimisinde de ayağı var, kimi ülkelerde de bizatihi Amerikan’ın kendisi vardır. Yani başka ülkelerin içlerini karıştırmadan, kan dökmeden, ya da döktürmeden rahat etmez. Çünkü kurmuş oldukları O devletin temelinde, çimento yerine kan kullanmışlar. Bunların felsefesi budur, bu şekilde kurulmuştur. Bakın şimdi yanı başımızdaki coğrafyada, Orta Doğu ülkelerinde Arap Baharı adı altında yapılan vahşetlere hep birlikte şahit olduk ve oluyoruz. Buralarda on yıldır adı konulmamış iç savaşlar devam ediyor bu savaşlar ne kadar daha devam edecek bunu kestirmek de pekte kolay değil. Temennimiz bir an önce bu savaşların durdurulması, yerine barış ve huzurun gelmesidir. Ama rahat duracaklarını sanmıyorum. Malumunuz daha bir kaç yıl önce 15 temmuz 2016 da FETÖCÜLER Türkiye’de bir iç ayaklanma girişimi yaptılar. Bu askeri kalkışmanın arkasında kim vardı sizce? Bu ayaklanmanın planlayıcısı, finansörü, Amerika değil midir? Şimdiye kadar Türkiye’de ve dünyanın her hangi bir ülkesinde yapılan bütün darbelerin arkasında olduğu gibi 15 temmuz 2016 darbesinin arkasında yine Amerika’nın bi zatihi eli vardı.Dahada o planlarından vaz geçmiş değiller. Bakmayın bu aralar biraz fazla dışarıya alakalı olmadıklarına. Çünkü dünya genelinde Covid-19 salgını nedeniyle bir duraklama yaşandı. Yani Amerika bir fetret dönemi yaşadı. Dolayısıyla başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmeye zaman bulamadı ancak kendi derdiyle meşgul oldu. Şayet Amerika bütün dünya halklarına karşı politikasını değiştirmese, özellikle yıllar öncesinde Afrika’dan Amerika’ya getirilen siyahi insanlara yapılan gayri insani muameleleri gibi, Amerika’nın içi kargaşaya neden olacaktır. Bu kargaşa gittikçe daha da büyüyecek gibi de görünüyor. Bildiğiniz gibi devletler de tıpkı insanlar gibidir. Yaptıkları iş ve icraatları ile kendi geleceklerini (kaderlerini) hazırlamış olurlar. Amerika böyle hoyratça devam ederse Amerika’nın da bir çok ülkeye bölünmesi kaçınılmaz olur. Bölünmeyi de hak ediyor.

Şayet Amerika kendi gücüne güveniyorsa onlara şu hatırlatmayı yapmak istiyorum. Yakın tarihte SSCB. Sovyet Sosyalistler Cumhuriyet Birliği adında kocaman bir imparatorluk vardı. Ama şuan O kocaman imparatorluk şimdi 15 ülkeye bölündü. İkinci örnek Yugoslavya sosyalist federal cumhuriyeti idi. Bu da aynı şekilde dağıldı ve 10 ülkeye bölündü, ismi bile unutuldu. Umarız Zırt dediği demokrasisi Zırtoların zırtlamasıyla zartı part olur da Dünya’da Zırt ve Zırtolardan kurtulmuş olur.

Ahmet Rençber / Habernas