Afrika'nın Sahel bölgesinde silahlı örgütlerin varlığı artıyor
Afrika'nın Sahel bölgesinde faaliyet gösteren El-Kaide bağlantılı JNIM gibi silahlı örgütler, zayıf devlet kurumlarından ve Mali, Nijer ve Burkina Faso’daki askeri darbe ortamından faydalanarak varlıklarını güçlendiriyor.
Mali, Nijer ve Burkina Faso'da, son yıllarda art arda darbeler yaşanırken bu yönetim değişiklikleriyle beraber her üç ülkede de güvenlik alanında ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başladı.
Özellikle silahlı örgütlerin varlığı ve artan faaliyetleri, söz konusu ülkelerde krizlere sebep oldu.
El-Kaide bağlantılı JNIM örgütü, eylül ayından bu yana Mali’ye yakıt taşıyan kamyonların ülkeye girişini engelliyor, özellikle Senegal ve Fildişi Sahili’nden gelen kamyonlara saldırıp bunları ateşe veriyor.
Son dönemde de örgüt, başkent Bamako’nun eteklerine kadar ilerlemiş durumda.
Öte yandan Sahel bölgesindeki üç ülkede, “cihatçı” olarak nitelendirilen çok sayıda yapı bulunuyor.
Kırılgan devlet yapısı
Sahel ve Sahra uzmanı Faslı Muhammed Et-Tayyar, AA muhabirine, Mali, Nijer ve Burkina Faso'daki güvenlik durumu ve silahlı örgütlerin bu ülkelerdeki faaliyetlerini değerlendirdi.
Tayyar, bölgedeki bazı alanların “terör örgütleri için güvenli barınak” haline gelme riski taşıdığını belirterek “Sahel ülkelerinde ardı ardına gelen askeri darbeler, güvenlik kurumlarının faaliyetlerini aksattı." dedi.
Uluslararası bazı güçlerin bölgeden çekilmesinin oluşturduğu güvenlik boşluğunun örgütler tarafından hızla doldurulduğunu belirten Tayyar, Sahel ülkelerinin “bağımsızlıktan bu yana süregelen kırılgan devlet yapısı nedeniyle derin yapısal kriz içinde olduğunu” söyledi.
Uluslararası rekabet sahası
Tayyar, bu ülkelerin “etnik ve kabilesel sınırları yansıtmayan sömürge mirası sınırlarla kurulduğunu” belirterek bunun, iç uyumu zorlaştırdığını ifade etti.
Yolsuzluk ve zayıf yönetişimin kalkınmayı engellediğini, vatandaşın devlete olan güvenini aşındırdığının altını çizen Tayyar, çelişkili yabancı müdahalelerin de “Fransa, Rusya ve ABD arasında rekabet sahası oluşturduğunu ve kurumları güçlendirmek yerine daha da zayıflattığını” vurguladı.
Tayyar, bölgede etkin olan örgütlerin fidye gelirleri, halka zorla uygulanan harçlar ile altın, uyuşturucu ve akaryakıt kaçakçılığı gibi yasa dışı ticaret ağlarından güç aldığını kaydetti.
Fidye gelirlerinin örgütler için en önemli finans kapılarından biri olduğunu söyleyen Tayyar, bu gelirlerin “milyonlarca dolar getirerek silah temini, savaşçı çekme ve yerel liderleri satın alma” imkanı verdiğini belirtti.
Tayyar, örgütlerin ayrıca “devletin yokluğunda kendilerini koruma arayışına giren veya dışlanmış hisseden bazı kabilelerle yerel ittifaklar” kurduğunu sözlerine ekledi.
"(Örgütler) Gerilla taktikleriyle düzenli orduya göre daha hızlı"
Örgütlerin “gerilla taktiklerinde uzman olduğunu, ani baskın ve pusu saldırılarını tercih ederek düzenli orduların hareket kabiliyetini sınırladığını” ifade eden Tayyar, özellikle kokain, akaryakıt, gıda ve yedek parça kaçakçılığının yoğun olduğu Sahra geçiş hatlarını kontrol ettiğini, bunun hem finansman sağladığını hem de etkilerini genişlettiğinin altını çizdi.
Tayyar, toplumsal gerilimlerin ve etnik çatışmaların da örgütlerin varlığını beslediğine dikkati çekerek bazı toplulukların devlete alternatif bir koruma mekanizması olarak bu örgütleri benimsediğini aktardı.
Örgütlerin El-Kaide ve DEAŞ gibi küresel yapılarından ideolojik ve lojistik destek aldığına işaret eden Tayyar, bu örgütlerin Libya ve Çad’dan gelen savaşçıların tecrübesinden yararlandıklarını da ekledi.
Tayyar, geniş çöl coğrafyası ve kontrolsüz sınırların örgütlere “olağanüstü hareket serbestisi” tanıdığını, Sahel ülkelerinin bu sınırları güvence altına almakta zorlandığını belirtti.
"Sahel’deki örgütlerin geleceği daha da karmaşık hale gelmeye aday"
Örgütlerin silah temininde birçok kanaldan yararlandığını anlatan Tayyar, ordulara ait depoların darbeler veya saldırılar sırasında yağmalanmasının sık görülen bir durum olduğunu kaydetti.
Tayyar, zayıf denetim ve yolsuzluk nedeniyle silah depolarının ticarete konu edildiğini söyledi.
"Sahel’deki örgütlerin geleceği daha da karmaşık hale gelmeye aday." diyen Tayyar, Fransız ve Birleşmiş Milletler (BM) kuvvetlerinin Mali’den çekilmesinin, “güç dengelerini altüst ederek örgütlerin kuzey ve orta bölgelerdeki varlığını güçlendirmesine imkan sağladığını" ifade etti.
Tayyar, geçiş hükümetinin bu alanlarda kontrol sağlamada zorlandığını belirtti.
Burkina Faso’da ülkenin neredeyse yarısının merkezi otoritenin tam kontrolü dışında olduğuna dikkati çeken Tayyar, Nijer’de ise 2023 darbesinin ardından Batı desteğinin azalmasının, örgütleri özellikle Mali ve Benin sınırlarında saldırı alanlarını genişletmeye ittiğini aktardı.
Son olarak Tayyar, bölgede DEAŞ’ın Büyük Sahra kolu ile El-Kaide’ye bağlı JNIM arasında yaşanan rekabet ve çatışmaların, örgütlerin sınırsız genişleme kapasitesini zamanla zayıflatabileceğini dile getirdi.



