'Yüzyılın İhaneti'nin en tehlikeli yönü işbirlikçilerinin olmasıdır'

İşgalci ABD'nin sözde "Yüzyıl Anlaşması" adıyla açıkladığı ihanet planına tepki gösteren Filistinlilerle Dayanışma Derneği Başkanı Ebu Enes Muhammed Mişniş, geçmişte olduğu gibi bugün de bu ihanet anlaşmasını kabul etmeyeceklerini söyledi.

'Yüzyılın İhaneti'nin en tehlikeli yönü işbirlikçilerinin olmasıdır'

İşgalci ABD'nin, tek taraflı olarak uygulamaya koymaya çalıştığı ihanet planına karşı dünya Müslümanlarının verdiği tepkiler artarak devam ediyor. Bir tepki de Filistinlilerle Dayanışma Derneği (FİDDER)'den geldi.

İşgalci siyonistlerin, Filistin topraklarında kalıcı olamayacağının altını çizen FİDDER Başkanı Ebu Enes Muhammed Mişniş, Yüzyılın Anlaşmasının en tehlikeli yanının, bölgede bu ihanet planını destekleyenlerin bulunması olduğunu belirtti.

"Filistin direnişi 1917'den beri hiç durmadı"

Mişniş, "Öncelikle bilinmelidir ki bu gaspçı ve işgalci siyonist akım, 1917 yılında projesini açıkladığında Balfour Deklarasyonuna ihtiyaç duydu. 1917 yılında sömürgeciliği ve işgalciliğini tanınır bir konuma getirmek için İngiltere gibi büyük devletlerin desteğine ihtiyaç duydu. Bugün aradan 103 yıl geçmiş ve siyonistler yine geçmişte olduğu gibi projesine bir dayanak bulması için büyük devletlere ihtiyaç duyuyor. Çünkü Filistin direnişi o günden bugüne hiç durmadı ve hala devam ediyor. O yüzden siyonistler, bu projelerini hayatta tutabilmek, bir desteğe dayandırabilmek için büyük bir devlete ihtiyaç duyuyor. Fakat olaylar ve tarih, bu akımın kalıcı olmayacağını ve kaybolup gideceğini söylüyor. Çünkü siyonistlerin buradaki varlığı geçicidir. Asıl hak sahipleri pek yakında geri dönecekler."

"Filistin halkı geçmişte olduğu gibi bugün de bu sözde anlaşmayı kabul etmeyecektir"

"Yüzyılın Anlaşmasının tehlikesi, bölgede onu destekleyenlerin olmasıdır. Filistin evlatlarının zaten bu konudaki tercihi gayet açıktır." diyen Mişniş, şunları söyledi:

"Onlar, gayet açık ve net bir şekilde bundan yüz çeviriyorlar. Geçmişte diğer projelerden yüz çevirdikleri gibi bunu da kabul etmediklerini devamlı direnişleriyle belirtiyorlar. Daha önce ortaya atılan sözde anlaşmaları diskalifiye ettikleri gibi bunu da geçersiz kılacaklardır inşallah. Yüzyılın Anlaşmasının ana başlıklarından bir tanesi ve ilki; Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın siyonistlere verilmesidir. Bu da zaten uluslararası kanun ve hukuka aykırı bir şeydir. Ama biz Kudüs sözcüğünü kullanırken tüm Kudüs'ü kastediyoruz. Bu işin doğusu batısı yok. Biz diyoruz ki tüm Kudüs, her karış toprağıyla sahiplerinindir. Yani orada kalan, oranın sakinleri olan Müslüman ve bir kısım Hristiyan ahalinin ve tüm Müslümanlarındır. Kudüs ümmetin vicdanıdır. Kudüs bugün tüm ümmeti birleştiriyor. Tüm dünyada Kudüs konusunu es geçecek bir Müslüman yoktur. Allah, Kur'an-ı Kerim'de Kudüs'ün önemini belirtiyor. 'Etrafını mübarek kıldığımız' diyor. Bu ayet okunduğu müddetçe kimsenin Kudüs konusundan vazgeçeceği düşünülemez. Kudüs, hepimizin her zaman gündeminde olmalıdır."

"Kudüs ve Mescid-i Aksa ümmete yön veren, hareketlendiren bir konudur"

Yüzyılın Anlaşmasının ikinci maddesinin, yurtdışında yaşayan 7 milyon Filistinliyi ilgilendirdiğini hatırlatan Mişniş, bu anlaşma ile Filistinlilerin bir daha memleketlerine geri dönemeyecekleri bir ortamı hazırladığını ifade etti.

Türkiye'de düzenlenen basın açıklamaları ve yapılacak mitingler ile ümmetin yalnız bırakılmadığını belirten Mişniş, "Sözde anlaşmanın üçüncü maddesiyle, Filistin toprakları sanki babasının malıymış gibi siyonistlere veriliyor. O yüzden bu daha tehlikeli bir husus. Kudüs ve Mescid-i Aksa, ümmete yön veren, hareketlendiren bir konudur. Bundan dolayı ben diyorum ki Kudüs bir düğme görevi görüyor. Trump, Kudüs konusuyla bu düğmeye basmış oldu ve Filistin genelinde yeni bir intifadayı alevlendirecek. İnşallah bu işgalci akımın projeleri yok olup gidecek." ifadelerini kullandı.

"Dünyada ve Türkiye'de düzenlenen protestolar, Filistinlilere cesaret veriyor, sahada yalnız olmadıklarını gösteriyor"

Türkiye'deki Müslümanların Yüzyılın Anlaşmasına karşı gösterdikleri tepkilerin çok anlamlı olduğunu, bu anlamda düzenledikleri etkinliklerle ümmetin Kudüs meselesini sahipsiz bırakmadığını belirten Mişniş, "Yüzyılın Anlaşmasının açıklandığı gece Türkiye'deki kardeşlerimizin hemen nasıl da sokaklara döküldüklerini gördük. siyonistlerin konsolosluğu önünde bu karara olan öfkelerini, verdikleri tepkiyi gördük. Türkiye halkı, daha önce olduğu gibi yine Filistin halkından yana tavrını ortaya koydu. Yarın Diyarbakır, Sakarya, İstanbul ve diğer illerde Türkiye halkının nasıl meydanlara döküleceğini hep birlikte göreceğiz. Filistin halkı, böyle meydanlara inip seslerine ses olan kardeşlerini görüp duyduğunda dirençleri daha da artıyor ve mücadelelerinde daha azimli hale geliyorlar. Dünyada ve Türkiye'de düzenlenen bu protestolar, onlara cesaret veriyor, sahada yalnız olmadıklarını görüyorlar. Arkalarında Selahaddin'i Eyyubi'nin torunlarını, İkinci Abdülhamid'in torunlarını, Alparslan'ın torunlarını, Ömer bin Hattab'ın torunlarını görünce, direnişe azimle sarılıyorlar. Allah'ın izniyle bu dayanışmayla Yüzyılın Anlaşması düşecek ve kazanan tüm İslam ümmeti olacaktır."

İLKHA