Soykırımcı İsrail'in Gazze'ye saldırıları çevre istismarının en somut örneklerinden biri oldu

Katil İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları tarım ve sağlık başta olmak üzere çeşitli sektörlerde yol açtığı krizler nedeniyle çevresel tehditleri de derinleştiriyor.

Soykırımcı İsrail'in Gazze'ye saldırıları çevre istismarının en somut örneklerinden biri oldu

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 8 Ekim 2023'te başladığı saldırılar sebebiyle bölgedeki insani kriz derinleşirken atıkların toplanamaması, su kaynakları, tarım alanları ve kritik altyapı tesislerine erişimin olmaması çevresel risklere neden oluyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 5 Kasım 2001'de aldığı kararla, 6 Kasım'ı "Savaş ve Silahlı Çatışmalarda Çevrenin İstismarının Önlenmesi Günü" ilan etti.

AA muhabirinin çeşitli rapor ve çalışmalardan derlediği bilgilere göre İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları çevresel yıkımı da beraberinde getirdi.

BM Uydu Merkezi'nin (UNOSAT), 8 Temmuz 2025 ile 22-23 Eylül 2025 tarihli uydu görüntülerinin karşılaştırılması sonucu elde edilen verilere göre 22-23 Eylül itibarıyla Gazze Şehri'ndeki tüm yapıların yaklaşık yüzde 83'ü zarar gördü. Bunların arasında 17 bin 734 yıkılmış, 4 bin 345 ağır hasarlı, 11 bin 201 orta derecede hasarlı ve 7 bin 941 muhtemelen hasarlı olmak üzere toplam 41 bin 221 etkilenen yapı tespit edildi. Bu veriler, 8 Temmuz 2025 ile karşılaştırıldığında, etkilenen toplam yapılarda yüzde 7, yıkılan yapılarda ise yüzde 36 artış kaydedildi.

En büyük hasar, Temmuz 2025'e göre hasar Az Zaitoun ve At Turukman-Ijdeedeh mahallelerinde oldu.

Su miktarı riskli boyuta geriledi

Arava Çevre Araştırmaları Enstitüsünce yayımlanan "Gazze'nin iyileşmesi için doğa temelli ve merkeziyetsiz çözümler üzerine bir perspektif" başlıklı çalışmaya göre de Gazze Şeridi'ndeki su kaynaklarının verimliliği yüzde 60'tan yüzde 25'e düştü.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) acil durumlar için belirlediği günlük asgari 15 litre su tüketiminin altına inilen bölgede kişi başına düşen günlük su miktarı 8,4 litreye geriledi.

Çalışmalar, kullanılan su konteynerlerinin yüzde 41'inin kirli olduğunu gösteriyor. Bu durum su kalitesi ve halk sağlığı açısından risk oluşturuyor. Bu risk sadece Gazze halkını değil Mısır, İsrail ve Filistin tarafından paylaşılan yer altı suyu akiferi gibi sınır aşan su sistemlerini de tehdit ediyor.

Gazze Şeridi'nde 300'den fazla kuyudan oluşan yer altı suyu kaynakları, günde 262 bin metreküp potansiyel arz kapasitesine sahipken Temmuz 2025 itibarıyla kuyuların yüzde 75'inden fazlası hasarlı ya da erişilemez duruma geldi.

Kanalizasyon altyapısı çöktü

Kanalizasyon altyapısının çökmesi de Gazze'deki ağır ve acil çevresel sorunlardan biri olarak ortaya çıkıyor. Saldırıların başladığı günden bu yana atık su arıtma tesisleri faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı.

Gazze, Deyr el-Belah ve Han Yunus gibi bölgelerdeki haneler çeşitli nedenlerle sağlık tehdidi altında. Buna göre, hanelerin yüzde 46'sı sel ve sabit su birikintileri, yüzde 42'si katı atık yığınları, yüzde 17'si insan dışkısı veya kalıntıları, yüzde 16'sı ölü hayvanlar, yüzde 78'si kemirgenler veya diğer zararlılar, yüzde 26'sı siyah çamur veya kanalizasyon ve yüzde 3'ü patlamamış mühimmat tehdidi yaşıyor.

Tıbbi atıklar da halk sağlığı açısından risk oluşturuyor, özel ekipler her ay yaklaşık 10 ton tıbbi atık topluyor. Biriken gerçek tıbbi atık miktarı aylık 25 tonun üzerine çıkarken bu miktarın sadece yüzde 4 ila 6'sı toplanarak işlenebiliyor.

Biyoçeşitlilik risk altında

Saldırılarda yeşil alanların yok edilmesi, bölgenin ekolojik dengesini de tehlikeye sokuyor. Gazze'deki yılan ve kertenkele gibi 29 sürüngen türü, habitatlarının ve koruma alanlarının bozulması nedeniyle baskı altında bulunuyor.

Geçen ocak ayında ilan edilen ateşkesten bu yana çekilen uydu görüntülerine göre Gazze'de ağaçların yüzde 80'inin yok olduğu tahmin ediliyor. Vadi, Gazze ve Akdeniz kıyısında meydana gelen kirlilik, akıntılarla İsrail, Lübnan ve Türkiye kıyılarından Kıbrıs kıyılarına kadar ulaşıyor.

Çevresel yıkım, kuşların göç yollarını ve yaban hayatını da etkiliyor. Bazı bilim insanları, büyük kuşların boyutu, hızı ve seyahat yönü olarak insansız hava aracı zannedilerek vurulabileceği uyarısında bulunuyor.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde gerilemeler

Alman-İngiliz ortaklığındaki akademik yayıncılık şirketi Springer Nature'da yayımlanan "Gazze Çatışması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Üzerindeki Etkileri" başlıklı çalışmaya göre de saldırı kaynaklı doğrudan etkilerin arasında sivillerin kitlesel şekilde yerinden edilmesi, sağlık sisteminin çökmesi, eğitim altyapısının yıkımı, çevresel tahribat ve ekonomik faaliyetlerin kesilmesi yer alıyor.

Bu etkiler, yoksulluğa son, sağlıklı bireyler, nitelikli eğitim, temiz su ve sıhhi koşullar, insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları ve iklim eylemi gibi hedeflerde ciddi gerilemelere yol açıyor.

Kirlilik, doğal alanların tahribatı ve ekosistemlerin uzun vadeli zarar görmesi, çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi tehditler oluştururken temiz su ve sıhhi koşullar, iklim eylemi, sudaki ve karasal yaşam gibi önemli sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmayı engelliyor.

Öte yandan saldırılar, enfeksiyon hastalıklarının yayılmasını hızlandırırken su ve sanitasyon sistemlerinin çökmesiyle ishal, solunum yolu enfeksiyonları gibi hastalıkların yayılmasına neden oluyor.

UNOSAT'ın Mart 2018-Mart 2025 dönemini kapsayan uydu verileri analizine göre Gazze'deki tarım alanlarının yaklaşık yüzde 80'i Mart 2025 itibarıyla zarar gördü veya yok oldu.

Gıda güvenliği ve tarım sektörünün büyük darbe aldığı Gazze'de tarım altyapısı ve tarım arazilerinin tahrip edilmesi, bölgedeki gıda üretimini büyük ölçüde düşürüyor. Çiftçilerin, su kaynaklarına erişiminin kısıtlanması ve toprakların kirlenmesi, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Bölgedeki gıda fiyatları hızla artarken yetersiz gıda temini, halk sağlığını da tehdit ediyor.