“Kudüs’ü siyonistlere bırakmayacağız”

Filistin Alimler Heyeti Birliği başkanı Dr. Nevvaf Tekruri, “Dünya Kudüs Haftası, tüm ümmetin Kudüs ve Mescid-i Aksa ile beraber olduğu, işgal rejimiyle normalleşen rejimlere rağmen bu durumu kesinlikle kabullenmeyeceği ve Kudüs’ü onlara bırakmayacağı mesajını vermektedir.” Açıklamasında bulundu.

“Kudüs’ü siyonistlere bırakmayacağız”

Dünya Müslüman Alimler Birliği tarafın- dan her yıl Recep ayının son haftası Dünya Kudüs Haftası olarak yad ediliyor. Bu yıl 25 Şubat- 4 Mart tarihleri arasına denk gelen Dünya Kudüs Haftasında, Filistin Alimler Heyeti Birliği başkanı Dr. Nevvaf Tekruri ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Bu yılın, Dünya Kudüs Haftası’nın ikinci yılı olduğunu hatırlatan Dr. Tekruri, “Bu ça- lışmanın başlangıcı geçtiğimiz yıl atıldı ve rabbimizin de yardımıyla ciddi katılımlar ile güzel çalışmalara imza atıldı. Ancak bu yıl bir heyet oluşturuldu. Bu heyette dünya genelin- den birçok dernek, ilmi kuruluş, heyet ve vakıf bulunmaktadır. Bizler de bu ülkelerde yapılacak etkinlikleri takip etmek için sürekli olarak toplantılar yapmaktayız. Şu an itiba- riyle bu çalışmalara 120’den fazla muteber ilmi kuruluşun destek verdiğini ve bu neden- le bu yılki katılımın Rabbimizin de yardımıy- la çok büyük olduğunu ifade edebiliriz. Bu kuruluşların yanı sıra bu konuyu üstlenmiş birçok ülkede çok sayıda kuruluş, bakanlıklar, resmi ve şahsi vakıflar, partiler ve yapılar bu hafta içerisindeki bu çalışmaya destek çağrısı yapmış durumda.” Diye konuştu.

Geçen yıl birçok hayırlı çalışmaya imza atıldığını ve bu yılki destek geçen yıla oranla çok daha ileri boyutlara ulaştığını kaydeden Tekruri, “Bu yıl resmi ve gayr resmi vakıflar, partiler, bakanlıklar ve vakıflara yönelim çağrı ve çalışmalar daha erken bir vakitte başladı ve bunun neticesinde de hareketlilik daha güçlü bir şekilde devam etmektedir.” İfadesini kullandı.

“MÜBAREK MESCİD-İ AKSA’YI ÖZGÜR- LEŞTİRMENİN EŞİĞİNDEYİZ”

Dr. Tekruri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu haftadan beklediğimiz fayda ve amacımız i- se, dünyanın her tarafındaki ümmetin evlat- larını bilinçlendirme, harekete geçirip onları canlandırmaktır ve üzerlerine düşeni yap- maya yönlendirmektir. Bu yıl Dünya Kudüs Haftası’nın çok zor şartlarda geldiği hakika- tiyle karşı karşıyayız. Bu dönemde işgal reji- minin ve işgalci yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya olan sürekli baskınları, giriş çıkışları engelleme çabaları, Kudüs’te planlı bir şekil- de yürüttükleri baskı ve sindirme politikala- rı artmış durumda. İşte bu yıl tüm bu zor şartlarda gelen Dünya Kudüs Haftası, tüm ümmetin Kudüs ve Mescid-i Aksa ile bera- ber olduğu, şurada burada normalleşen re- jimlere rağmen kesinlikle boyun eğip bu durumu kabullenmeyeceği ve kesinlikle Kudüs’ü onlara bırakmayacağı mesajını ver- mektedir.”

“Tüm bu zorlukların yanı sıra Mübarek Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmenin eşiğinde olduğumuz kanaatindeyim.” Diyen Tekruri, bu uğurda şahısların, kurumların ve ülkelerin üzerlerine düşeni yerine getirip birbiri ile yarışması gerektiğini kaydetti.

“DÜNYA GÜÇLÜNÜN YANINDA DURUYOR”

Filistin’deki israil işgalinin açık bir şekilde ortada olduğunu söyleyen Tekruri, “Ancak maalesef şu an dünya sürekli olarak güçlünün yanında zalimlik yapmakta ve hiçbir zaman mazlum konumuna düşmemektedir. İşte bundan ötürü bizlerin güçlü olması gerek- mektedir. Bu gibi durumlarda güçlü olmalı, gücümüzü ve birliğimizi onlara göstermeli ve düşmana tüm İslam alemi olarak bizlerin tek bir el olduğumuz mesajını verebilmemiz ge- rekmektedir.” İfadelerine yer verdi.

“İŞGALCİYLE NORMALLEŞEN REJİMLER ÜMMETİ TEMSİL ETMİYOR”

İşgal rejimiyle normalleşenlerin Mescid-i Aksa’yı koruma şerefinden yoksun olduğu- nu bildiren Tekruri, “Her ne kadar ortada karanlık zorluk ve güçlük baş göstermişse de rabbimizin de izniyle durumlar hayır ola- caktır. Bu olanlar ise rabbimizin iyiyle kötü- yü ayırmak ve Mescid-i Aksa’yı savunmayı hak etmeyeni ise uzaklaştırmak için gerçek- leşmektedir.” Dedi.

Normalleşen rejimlerin ümmeti temsil et- mek bir yana kendi halklarını dahi temsil etmediğini kaydeden Dr. Tekruri, “İşgalci- nin yörüngesinde gezen, onunla normalle- şen onunla bir olan veya ona arkadaşlık e- denlerin dünyada hezimete uğrayacakları ve ahirette de beraber haşronulacakları kardeş- likleri onların olsun. Hakka geri dönüp tövbe etmezlerse biz onlardan Allah’a sığınırız.” Diye konuştu.

“MISIR HALKI 45 YILDIR İŞGALCİYLE NORMALLEŞMEDİ”

Dr. Tekruri şu ifadeleri kullandı: “Yöneti- cileri ister normalleşsin ister se de uzak dur- sun, halkları onlar gibi değillerdir. Daha önce gördüğümüz gibi bunun örneklerini sıkça göreceğiz. Örneğin Mısır’ın işgalciler ile normalleşmesinin üzerinden 45 yıl geç- mesine rağmen Mısır halkı onlara karşı hala normallermiş değildir. Hakeza Ürdün’ün de normalleşmesinin üzerinden 30 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen Ürdün halkı nor- malleşmiş değildir. Diğer ülkelerin tümü de aynı durumdadır ve yönetimlerin normal- leşmesi ile halkları kesinlikle normalleşmeyi seçmeyeceklerdir. Bu uğurda atılan tüm a- dımlar da başarısızlıkla sonuçlanacaktır.”

Kudüs Haftası çalışmalarına bakarak üm- metin hazır bir kıvamda olduğunu gördüğü- nü belirten Tekruri, “ilmi kuruluşlar da karşılaştıkları tüm baskılara rağmen bu dava uğruna fedakarlıklar yapmakta ve ona sahip çıkmaktadır.” Dedi.

TÜRKİYE-SİYONİST İŞGAL REJİMİ İLİŞKİLERİ

Türkiye ile işgal rejimi arasındaki ilişkiye de değinen Dr. Tekruri, konuyla ilgili şu a- çıklamada bulundu: “Rabbimizden Türkiye’yi muhafaza etmesini ve bunların (işgal rejiminin) şerrinden korumasını te- menni ediyoruz. Bizler, işgal rejimi ile yapı- lan yakınlaşma girişimlerinin rengi ne olursa olsun kesinlikle hiçbirini doğru bulmuyor ve kabul etmiyoruz. Hiçbir ülkenin iç işleri- ne müdahale etmemekle beraber net olarak diyoruz ki işgalci ile kurulan ilişkiler sadece Filistin’in değil onlara yakınlaşan ülkelerin- de de aleyhine ve zararınadır. Bu işgalciler, kene gibidir. Ne İslam ülkelerinden herhan- gi biri için ne de dünyadaki diğer ülkelerden birisi için bir hiçbir hayır arzulamazlar. On- lar kendilerine Allah tarafından seçilmiş ırk olarak bakar ve diğer herkesi de kendilerine bir hizmetçi olarak görürler. Onların siyaset- leri de varlıkları da bunun içindir ve tek ça- baları da budur. Onlara yakınlaşan herkes de zarar görmektedir. Rabbimizden; Türkiye’yi ve halkını tüm kötülüklerden muhafaza et- mesini, bu gaspçı rejimden (işgal rejimi) ö- cümüzü almasını ve mukaddesatımızı da bunların dişleri arasından kurtarmasını te- menni ediyoruz. Nitekim bu da Cenab-ı Hakk’ın izniyle ancak kendi ellerimiz, çaba- mız ve cihadımızla mümkündür.

Doğruhaber