İsrail, Kurban Bayramı boyunca insani yardım ekiplerinin Gazze'ye girişine izin vermedi

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail'in Kurban Bayramı boyunca Gazze'ye herhangi bir insani yardım ekibinin girişine izin vermediğini bildirdi.

İsrail, Kurban Bayramı boyunca insani yardım ekiplerinin Gazze'ye girişine izin vermedi

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, Gazze'deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Haq, İsrail'in Kurban Bayramı'nın ilk günü cumadan başlayarak bayram boyunca sınır kapılarında insani yardım ekibinin girişine ve yardım dağıtımına izin vermediğini açıkladı.

Gazze'deki insani durumun benzeri görülmemiş seviyeye ulaştığını belirten Haq, gıda yardım noktalarına yapılan saldırılar nedeniyle Gazzelilerin yiyecek bulmak için hayatlarını tehlikeye atmak zorunda kaldığının altını çizdi.

Haq, "Hiç kimse hayatını riske atmak ile ailesini doyurmak arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılmamalıdır." dedi.

İşgalci İsrail'in insani yardım ambargosunu gevşetmek zorunda kaldığı 19 Mayıs'tan bu yana Gazze'ye yalnızca 4 bin 600 metrik ton buğday unu sağlayabildiklerini kaydeden Haq, bu yardımların çoğunun, varış yerlerine ulaşmadan açlık çeken Gazzeliler tarafından tüketildiğini ifade etti.

Haq, Gazze'deki her aileye en az 1 çuval un sağlanması için 8 ila 10 bin metrik ton una ihtiyaç duyulduğunu belirterek "Gazze'ye sürekli ve sınırsız yardım akışı mümkün olan en kısa sürede yeniden başlamalıdır." diye konuştu.

Farhan Haq, "İsrail işgalci güç olarak, Gazze'de kamu düzeni ve güvenliğini sağlama konusunda sorumluluk taşımaktadır." ifadesini kullandı.

DSÖ, Gazze'nin güneyindeki Emel Hastanesinin hizmet dışı kaldığını bildirdi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze'deki duruma ilişkin X'ten paylaşımda bulundu.

"Han Yunus'taki Emel Hastanesi, çevresinde artan saldırılar nedeniyle şu anda hizmet dışı." ifadesini kullanan Ghebreyesus, hastaneye erişimin engellendiğini ve bunun daha fazla önlenebilir ölüme yol açtığını kaydetti.

Ghebreyesus, hastanede bakıma ihtiyacı olan hastaların olduğunu ancak yeni hastaların kabul edilmediğini belirtti.

Emel Hastanesinin kapanmasıyla Nasır Hastanesinin artık Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta yoğun bakım ünitesi bulunan tek hastane olarak kaldığını vurgulayan Ghebreyesus, "Bir kez daha acil ateşkes, sağlık tesislerinin korunması, temel ilaçlara ve tıbbi malzemelere engelsiz erişim çağrısında bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Şifa Hastanesinde yaşanan yakıt sıkıntısı, hastaların hayatını tehdit ediyor

Gazze'deki Sağlık Bakanlığından 8 Haziran'da yapılan yazılı açıklamada, yakıt sıkıntısı nedeniyle Şifa ve El-Ehli Baptist Hastanesinin 24 saat içinde hizmet dışı kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Bölgenin kuzeyindeki hastanelerin hizmet dışı kalması nedeniyle, buradaki yaralı ve hastalara acil müdahalenin Şifa ve El-Ehli Baptist'te yapıldığı, bu iki hastanenin de hizmet dışı kalmasının Gazze kentindeki sağlık tesislerinin geri kalanının da çökmesi anlamına geleceği kaydedildi.

Açıklamada, uluslararası topluma hastane jeneratörleri için yakıt, yedek parça ve yağ tedariki çağrısı yapıldı.

Bakanlığın daha sonraki açıklamasında çağrının ardından Şifa Hastanesine 3 gün yetecek kadar yakıt temin edildiği ancak yoğun bakım ihtiyacının artması göz önüne alındığında, bu gibi geçici çözümlerin sağlık hizmetinin devam etmesini sağlamayacağı ifade edildi.

"Elektrik olmazsa yoğun bakım ünitesi mezara dönüşür"

Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, hastanenin yoğun bakım ünitesinin ve buradaki hastaların durumuyla ilgili AA muhabirine bilgi verdi.

Ebu Silmiyye, "Yoğun bakım ünitesi, acil servis ve ameliyathanelerde gerekli olan ilaçlar konusunda büyük sıkıntı çekiyoruz. 8 Haziran'da büyük bir yakıt sıkıntısı çektik. Yakıtın sadece birkaç saat yeteceğini söyledik ve çağrıda bulunduk. Bunun ardından 3 bin litre yakıt tedarik edildi. Bu bize ancak 3 gün yeter. Yani bu, krizin halen devam ettiğini gösteriyor." dedi.

Yaklaşık 1,5 ay önce kısıtlı imkanlarla da olsa yeniden faaliyete geçen yoğun bakım ünitesinin yaralılarla dolu olduğunu aktaran Ebu Silmiyye, hastaların bağlı olduğu suni teneffüs cihazlarının elektrik olmadan çalışmasının mümkün olmadığını dile getirdi.

Yoğun bakımda yatan başından ya da karnından yaralanmış, felç olmuş, bilinci kapalı, nefes alamadığı için trakeostomi işlemi yapılmış çocuk hastaları gösteren Ebu Silmiyye, "90 günü aşkın bir süredir Gazze'ye ilaç ve tıbbi malzeme girmedi. Bu, hastaların hayatını etkiliyor. Pek çok hastayı da tıbbi imkanlar yeterli olmadığı için kaybettik. Elektrik olmazsa bu ünite, içindekilerle birlikte mezara dönüşür." ifadelerini kullandı.

"Hastanenin doluluk oranı yüzde 300"

Gazze'de tıbbi imkan yetersizliğinden yurt dışında tedavi olması gereken hasta sayısının 15 bini aştığını belirten Ebu Silmiyye, İsrail ordusu çıkışlara izin vermediği için Gazze'deki hastanelerde "gerçek bir krizin" yaşandığını dile getirdi.

Ebu Silmiyye, kuzeydeki hastanelerin hizmet dışı olması ve Gazze kentindeki artan nüfus yoğunluğunun Şifa Hastanesinin yükünü artırdığını ve doluluk oranının yüzde 300 civarında olduğunu aktardı.

Yoğun bakımdaki hastaların endişeli yakınları dışarıda tedavi çağrısı yapıyor

Gazze kentinin batısındaki Salahaddin Okuluna düzenlenen saldırıda beyninden şarapnel parçasıyla yaralanan Betül Meşheravi, 17 Mayıs'tan bu yana Şifa Hastanesi'nde tedavi görüyor.

Kardeşinin beyin ameliyatı olması gerektiğini söyleyen ağabeyi Ali Meşheravi ise Şifa Hastanesinde ilaç olmadığı için dışarıdan almak zorunda kaldıklarını, kardeşinin ihtiyaç duyduğu hava yatağı ve tıbbi bezi bile bulamadıklarını söyledi.

Beyt Lahiya'nın Atatıra bölgesi sakinlerinden 13 yaşındaki Ahmed Muhammed Maruf ise 5 gündür yoğun bakımda tedavi görüyor. Yetersiz beslenme sonucu bağışıklık sisteminde sorun oluşan ve felç geçiren Ahmed, elleri ve ayaklarını kullanamıyor, sadece başını hareket ettirebiliyor.

Yoğun bakımındaki hastaların yakınları, yaşanan yakıt sıkıntısı nedeniyle oluşabilecek elektrik kesintisinin doğuracağı sonuçlardan endişe ettiklerini ifade ediyor.

Ahmed'in babası Muhammed Maruf ile Betül'ün ağabeyi Ali, AA kameraları aracılığıyla, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Müslüman ülkeler ve vicdan sahibi insanlara "yakınlarına Gazze dışında tedavi olanağı tanınması" çağrısı yaptı.