İşgalci İsrail, Afrika’yı “stratejik hazine” olarak görüyor

Küresel baskılar karşısında Tel Aviv yönetimi, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini tarım, teknoloji, güvenlik ve savunma sanayii alanlarında derinleştiriyor; BM’de ise daha dengeli tutumlar elde etmeye çalışıyor.

İşgalci İsrail, Afrika’yı “stratejik hazine” olarak görüyor

İşgal devleti İsrail, küresel düzeyde artan baskılar, Avrupa’da yükselen Siyonist İsrail karşıtlığı ve bazı geleneksel müttefiklerle mesafenin açılması karşısında Afrika ile ilişkilerini yenilemeye ve çok boyutlu bir şekilde geliştirmeye yöneliyor. Tel Aviv yönetimi, kıtayı “siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından stratejik bir hazine” olarak tanımlıyor.

Siyonist İsrail’de Tanzanya ve Zambiya Fahri Konsolosu Ronit Hirschkovitz, Yedioth Ahronoth gazetesinde yayımlanan makalesinde, “2024 yılı, İsrail-Afrika ilişkilerinde büyük bir ilerlemeye sahne oldu. Ruanda, Etiyopya, Fas, Kenya, Uganda ve Zambiya gibi birçok ülke yalnızca ilişkileri sürdürmekle kalmadı, aynı zamanda tarım, teknoloji, su, güvenlik, altyapı ve kamu bilinci gibi alanlarda iş birliğini derinleştirdi” ifadelerini kullandı.

Afrika’nın küresel rolü

Hirschkovitz, Afrika’nın artık “yükselen pazar” değil, küresel ekonomik ve güvenlik düzeninde en etkili alanlardan biri olduğunu belirterek, kıtanın 1,4 milyarı aşan nüfusu, zengin doğal kaynakları ve enerji, ticaret ve üretim yollarındaki nüfuzuyla Çin, Rusya, ABD ve AB arasındaki rekabetin merkezinde yer aldığını vurguladı.

Çin’in milyarlarca dolarlık altyapı yatırımları karşılığında madenlere erişim sağladığını, Rusya’nın güvenlik alanında nüfuzunu artırdığını, ABD’nin ise diplomasi ve sivil teknoloji projeleriyle karşılık verdiğini söyleyen Hirschkovitz, Kongo, Burkina Faso ve Nijer gibi ülkelerin stratejik madenler –kobalt, lityum ve neodim– açısından kritik konumda olduğuna dikkat çekti.

Siyonist İsrail’in kıtadaki rolü

İşgalci İsrail’in, Afrika’da hâlâ birçok ülke tarafından “sömürgeci güç” olarak görülmesine rağmen, bilgi, inovasyon ve ortak zorluklarla mücadele alanlarında değerli bir partner olarak kabul edilmeye başladığını iddia eden Hirschkovitz, “İsrail-Afrika ilişkileri yalnızca teknoloji ve askeri alanla sınırlı değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel boyutları da kapsıyor” dedi.

Siyonist İsraillilerin Afrika’da Avrupa’dakinin aksine “daha sıcak bir karşılanma” hissettiğini öne süren Hirschkovitz, bunun İsrail’in “küresel imajı açısından stratejik bir kazanım” olduğunu savundu.

Siyasi ve güvenlik iş birlikleri

2024’te birçok Afrika ülkesinin BM’de İsrail karşıtı oylamalara katılmadığını veya “daha dengeli bir tutum” sergilediğini ileri süren Hirschkovitz, “İsrail’in Afrika’daki siyasi nüfuzu sessiz ama uzun vadeli adımlarla genişliyor” dedi.

“İsrail’in Müttefikleri Forumu” çerçevesinde altı yeni Afrika parlamentosunun bu yapıya dahil olduğunu belirten Hirschkovitz, askeri iş birliğinin de özellikle Fas ile ileri bir aşamaya geçtiğini, ortak savunma sanayii tesislerinin kurulduğunu, Gana, Nijerya ve Senegal gibi ülkelerle de istihbarat, gözetim, sınır güvenliği ve danışmanlık konularında temasların sürdüğünü açıkladı.

Hirschkovitz, “Afrika artık yalnızca silah ihracatı yapılan bir pazar değil; İsrail için stratejik bir alan, bağımsız bir çalışma sahası ve uzun vadeli siyasi, ekonomik ve güvenlik ilişkilerinin altyapısıdır” ifadeleriyle makalesini sonlandırdı.