İran’ın füze saldırısı İsrail’in siber merkezini vurdu: “Askerî tesis sivil maske altında çalışıyordu”

İran, Bi’rüssebi’de (Beerşeba) İşgalci İsrail ordusunun siber savunma okulunu vurdu. Saldırı, askeri tesislerin sivil yapılarla gizlendiği yapısal sistemi yeniden gündeme getirdi.

İran’ın füze saldırısı İsrail’in siber merkezini vurdu: “Askerî tesis sivil maske altında çalışıyordu”

İran’ın kısa süre önce İsrail’in güneyindeki işgal altındaki Bi’rüssebi (Beerşeba) kentinde yer alan Soroka Hastanesi çevresine düzenlediği balistik füze saldırısında, hedef alınan yapının İsrail ordusuna bağlı bilgisayar ve siber savunma okulunun bulunduğu “4 numaralı bina” olduğu ortaya çıktı.

“4 numaralı bina” doğrudan vuruldu

Sızan bilgilere göre, saldırıda kullanılan füze parçalayıcı (şarapnel etkili) nitelikteydi ve doğrudan İsrail işgal ordusunun siber birimlerine ait mühendis ve subayların görev yaptığı binaya isabet etti. Saldırı sonucunda yapıda büyük hasar meydana geldi.

Yanı sıra, “Gav Yam 4” adıyla bilinen ve yapay zekâ alanında çalışan şirketlere ev sahipliği yapan komşu bina da zarar gördü. Bu şirketlerden bazılarının doğrudan İsrail Savunma Bakanlığı'yla sözleşmeli olduğu belirtildi.

Askeri okul ama sivil görünümlü

Vurulan okulun, İsrail işgal ordusunun “Bilişim ve İletişim Müdürlüğü”ne bağlı olduğu ve siber güvenlik subayları ile asker programcıların eğitildiği ana merkezlerden biri olduğu bildirildi. Okul, 2022 yılında kurulan ve ordunun dijital kapasitesini artırmayı hedefleyen C4i (Komuta, Kontrol, İletişim ve Bilişim) birimi tarafından yönetiliyor.

Söz konusu yapı, askeri bir işlev üstlenmesine rağmen sivil bir yüzle faaliyet gösteriyor. Okulda sivil personel de çalışıyor. İnsan hakları çevreleri bu durumu, İsrail’in askeri tesisleri sivil kisve altında gizleme stratejisinin bir parçası olarak yorumluyor.

Üniversite öğrencileri gizli programlarla orduya alınıyor

İsrail'in siber savunma altyapısının sivil görünümlü yapılarla desteklendiği ve bu yapıların istihbarat faaliyetlerinde kullanıldığına dikkat çeken kaynaklar, bazı özel şirketlerin aslında doğrudan ordu için çalıştığını vurguluyor. Örneğin, dünya çapında eleştirilen casus yazılım firması NSO Group’un da Savunma Bakanlığı ile yakın ilişkileri bulunuyor.

Teknik üniversitelerde (örneğin Technion ve Ben Gurion Üniversitesi) eğitim gören öğrencilerin gizli programlarla orduyla ilişkilendirildiği, mezuniyet sonrası bu öğrencilerin sivil görünümlü fakat istihbarat amaçlı çalışan şirketlerde görev aldığı kaydediliyor.

İsrail’in siber ordusu sivil yapılar altında büyüyor

İran’ın hedef aldığı bina, İsrail’in siber savaş kapasitesine doğrudan darbe vurması bakımından kritik önem taşıyor. Uzmanlar, bu saldırının “siber ordu”nun kalbine yönelik bir hamle olduğuna dikkat çekiyor.

İsrail ordusunun benzer şekilde sivil kılıfla yürüttüğü bazı diğer projeler arasında, Ramat Gan’daki “HackerZone” siber eğitim merkezi, Bi’rüssebi’deki “Gav Yam Negev” sanayi kompleksi ve Raanana’daki “Açık Akademik Merkez” kampüsü öne çıkıyor. Bu alanlarda da, 8200 gibi istihbarat birimleriyle bağlantılı faaliyetlerin yürütüldüğü belirtiliyor.

Cenevre Sözleşmeleri ihlal ediliyor

Uzmanlar, İsrail’in askeri tesisleri sivil yapılara entegre etmesinin uluslararası hukuk açısından ciddi sakıncalar taşıdığına dikkat çekiyor. Cenevre Sözleşmeleri, sivil ve askeri hedefler arasında açık bir ayrım yapılmasını şart koşuyor.

Uluslararası insan hakları örgütleri, özellikle sivillerin bilinçli olarak askeri hedeflerin parçası haline getirilmesinin savaş suçları kapsamında değerlendirilebileceği uyarısında bulunuyor. Human Rights Watch ve Askerî Teknolojilerin Kullanımını İzleme Merkezi gibi kuruluşlar, bu stratejinin hem sivilleri tehlikeye attığını hem de yasal hesap verilebilirliği engellediğini belirtiyor.

Kaynak: Palinfo