İran'daki nükleer tesislerin hedef alınması birçok kişi için toksik risk oluşturabilir
Nükleer Silahların Yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırma Girişimi Program Koordinatörü Susi Snyder, İsrail ve ABD'nin İran'daki nükleer tesisleri hedef almasının, toksik risk oluşturmasından endişe duyduğunu belirtti.

Nükleer Silahların Yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırma Girişimi (ICAN) Program Koordinatörü Susi Snyder, İsrail ve ABD'nin İran'daki nükleer tesisleri hedef almasının, bölgenin yanı sıra daha uzaktaki birçok kişi için tehlike arz ettiğini ve toksik risk oluşturmasından endişe duyduğunu belirtti.
Snyder, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından başlayan çatışmalar, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini hedef alarak buna dahil olması ve nükleer tesislerin hedef alınmasının neden olduğu risklere ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
"İsrail, bölgedeki tek nükleer silah sahibi ülke. İsrail nükleer silahlarını, cezasız bir şekilde her şeyi yapabileceği, kimsenin ona meydan okumayacağı hissini vermek, bunun arkasına saklanmak için kullanıyor. Bu, bölge için çok büyük bir sorun." diyen Snyder, İsrail'in nükleer silahlarını, mevcut çatışmalar başlamadan önce İran'ın yaptığı gibi müzakere masasına getirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Snyder, "(İran'daki nükleer tesislerin hedef alınması) ABD'nin bu çatışmaya katılması, nükleer silahları olmayan üçüncü bir ülkeye saldıran iki nükleer silahlı ülke anlamına geliyor ve bu, oldukça tartışmalı. Hem İsrail hem de ABD yasa dışı faaliyetler yürütüyor. Başka bir ülkeyi bombalayamazlar." ifadelerini kullanarak özellikle de nükleer tesislerinin doğrulanabilir şekilde denetlenmesi için müzakere sürecinde olan bir ülkenin bombalanmasını eleştirdi.
İsrail'in bombalamayı, İran'ın misilleme yapmayı durdurması gerektiğini söyleyen Synyder, ABD'nin ise uluslararası denetçilerin hem hasarı hem de İran'ın nükleer programından geriye kalanı değerlendirmek için tesislere girmelerinin önünü açması gerektiğini vurguladı.
"Bu radyoaktif salımın sorunu, onlarca yıl sürebilmesidir"
Nükleer radyasyonların görülememesi, koklanamaması ve tadılamamasıyla ilgili zorluklara işaret eden Synyder, bunların atomik parçacıklar olduğunu; suda, havada ve öngörülemeyen şekillerde hareket edebileceğine dikkati çekti.
Synyder, sözlerine şöyle devam etti:
"En büyük korkularımdan biri, (İran'da hedef alınan) bu nükleer tesislere yapılan saldırıların sadece bölgedekiler için değil, çok uzaktaki birçok insan için tehlikeli ve toksik bir risk oluşturmuş olması. Bu radyoaktif salımın sorunu, onlarca yıl sürebilmesidir. Şimdi tam olarak orada ne olduğunu ve ne kadar hasar verebileceğini bilmemiz, onu kontrol altına aldığımızdan ve bölgedeki herkesi koruduğumuzdan emin olmamız gerekiyor. Nükleer tesislere saldırmak yasa dışıdır. Dünya, Ukrayna'daki nükleer tesislere saldırılmasını önlemek için çok çalıştı. İran halkı da ülkelerindeki nükleer tesislerin kendilerine zarar vermemesini sağlamak için aynı korumayı hak ediyor."
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin bundan sonra ne yapılacağının görüşülmesi için harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Synyder, "Tüm devletlerin, çatışmaların sona ermesi ve bölgedeki herkesin İsrail'in nükleer cephaneliğinin ortadan kaldırılmasını içeren müzakereli bir çözüme geri dönmesi çağrısında bulunmak için şimdi sesini yükseltmesi gerçekten önemli." diye konuştu.