Gelecekte düşüncenin sahip olacağı 10 güç

Fiziksel ve sanal dünya arasında farklar gitgide azalırken komünikasyon altyapısı hizmeti veren Ericsson, '2030 Tüketici Trendleri' anketine katılan 46 milyon kişi ile 10 yıl içinde teknoloji alanında beklenti ve tahminleri araştırdı.

Gelecekte düşüncenin sahip olacağı 10 güç

Duyuların interneti: Beş duyumuz ile etkileşime giren teknolojiler insana yakın gelecekte nasıl bir deneyim yaşatacak? Beynimiz elektronik cihazlarla iletişime girebilen bir arayüze mi dönüşecek?

Fiziksel ve sanal dünya arasında farklar gitgide azalırken komünikasyon altyapısı hizmeti veren Ericsson, '2030 Tüketici Trendleri' anketine katılan 46 milyon kişi ile 10 yıl içinde teknoloji alanında beklenti ve tahminleri araştırdı.

Yapay zeka, sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik, 5G teknolojisi ve otomasyon alanlarındaki ilerlemelerin görme, ses, tat, koku ve dokunma duyularımızla etkileşime girmesi ile beklenen 10 gelişme:

1. Bir arayüz olarak insan beyni: Katılımcıların yüzde 59'u varacakları yeri yalnızca düşünerek rotalarını sanal gözlüklerinde belireceğini öngörüyor. Bu öngörü, Elon Musk'ın insan beynine yerleştirilecek bir çip sayesinde insanlarla bilgisayarlar arasında doğrudan bağlantı kurma hedeflerini de teyit eder nitelikte.

2. Başkasının sesini alma: Her 10 kişiden yedisi bir mikrofon aracılığıyla bir başkasının sesine sahip olabileceğini düşünüyor. Ses gerçeklik seviyesinin, aile bireylerini bile kandırabilecek düzeyde olması bekleniyor. Aynı zamanda tercüman kulaklıklar sayesinde farklı dillerde anında iletişim kurmanın da mümkün olması beklentiler dahilinde.

3. Dile benden ne tat istersen: Ankete katılanların neredeyse yarısı sanal olarak istediği tadı tadabilme imkanına kavuşacağını düşünüyor. Bu sayede insanlar hem sağlıklı beslenip hem de damak tadından ödün vermeyebilecek. Söz konusu özellik aynı zamanda bir sipariş vermeden önce yemeğin tadına bakma şansı verecek.

4. Sanal kokular: İnsanoğlu, her ne kadar gerek parfümler gerekse hava kirliliği gibi nedenlerle, isteyerek ya da istemeyerek, kokuları maskeleyerek burnunu köreltmiş olsa da kokular insanlar için derin anlamlar içerebiliyor. 10 kişiden 6'sı 2030 itibariyle kafasında canlandırdığında bir çam ormanının kokusunu oturduğu yerden içine çekebileceğini düşünüyor

5. Sanal dokunma: Sinir hücrelerinizi uyararak istediğiniz şeye dokunmanın hissiyatını veren bir bilekliğe ne dersiniz? Peki bu bilekliğin aynı zamanda hareket ve ağırlık hislerini aktarmasına? Ya da dünyanın bir başka ucunda yaşanan fırtınanın nasıl hissettireceğini tecrübe etmek ister misiniz? '2030 Tüketici Trendleri' anketine katılanların yüzde 60'ı bunların 10 yıl içinde mümkün olacağına şimdiden ikna olmuş durumda.

6. Birleştirilmiş gerçeklik: Sanal gerçeklik ve fiziksel dünya, çağımız insanın içinde yaşadığı iki paralel evren konumunda. Ancak her 10 kişiden 7'si, sanal gerçeklik (VR) ve arttırılmış gerçeklik (AR) alanlarındaki gelişmeler sayesinde 2030 itibariyle bu iki dünya arasındaki fark ayırt edilemez hale geleceğini düşünüyor.

7. 'Yalan haber' tarih olacak: Sanal ve fiziksel gerçeklik birbirinden ayırt edilemez hale gelince gerçek ve sahte algımız nasıl şekillenecek? Avatarların hüküm sürdüğü bir ortamda insan olarak da doğrulanmak, başka bir tabirle 'mavi tık' almak mı gerekecek? Bu gibi biraz da korkutucu gelebilecek bilinmezler hayatımıza girecek ancak on kişiden dördü kapsamlı kontrol sağlayan servisler sayesinde yalan haberlerin 10 yıla kadar insan ırkının gündeminden çıkacağını öngörüyor.

8. Sosyal kredi sistemi: Ankete katılanların yüzde 59'u sosyal kredi sisteminin güncel müşteri programlarının önüne geçeceğini düşünüyor. Buna göre yapacağımız her hareket izlenebilecek ve değerlendirilecek. Kişisel verilerin korunması ise daha da hayati hale gelecek.

9. Dijital dünyanın 'çevrimiçi' vatandaşları: Duyuların interneti, seyahat kavramını yeniden tanımlayacak. Katılımcıların yüzde 57'si, iş ve sosyalleşme amacıyla yapılan seyahatlerin büyük oranda sanal ortama taşınacağını düşünüyor. Bu yeni yolculuk şeklinin çevre dostu olması da sorulara cevap verenleri motive eden unsurlar arasında. Sadece sanal olarak seyahat eden insanlar üzerine inşa edilen bir toplumun küresel teknoloji şirketleri tarafından oluşturulan dijital dünyaların çevrimiçi 'vatandaşlar'dan meydana geleceği ise genel kanı.

10. Heyecan uyandıran hizmetler: Dijital deneyimleri sürükleyici maceralara dönüştürmek, seyahat ve turizmi anlayışımızı baştan aşağı değiştirebilir. Örneğin Pompeii'nin sadece eski kalıntılarını görmekle kalmayıp aynı zamanda eski sokak yemeklerini tadabildiğinizi ve Vezüv Dağı'nın aniden patladığında kavurucu sıcağı hissedebildiğinizi hayal edin. Ericsson'un '2030 Tüketici Trendleri' anketini cevaplayanların yüzde 43'ü tarihi ve dramatik anları böylesine geniş açıdan deneyimlemek istiyor.

Euronews