Eritre’de Müslümanlara sistematik zulüm: Afwerki Çetesi 34 yıldır ülkeyi esir aldı

Eritreli muhalif İdris İbrahim Ayim, Eritre’deki Müslümanların Afewerki rejimi tarafından sistematik baskı ve zulme maruz kaldığını, yurtdışındaki elçilikler önünde gerçekleşen halk hareketlerinin bu durumu dünyaya duyurmakta önemli bir rol oynadığını belirtti. Ayim, Müslümanların birleşerek haklarını talep etmesinin, rejime karşı en etkili çözüm olduğunu vurguladı.

Eritre’de Müslümanlara sistematik zulüm: Afwerki Çetesi 34 yıldır ülkeyi esir aldı

Eritreli muhalif İdris İbrahim Ayim, Eritre’deki Müslümanların ülke içinde ve dışında sistematik bir baskı ve zulme maruz kaldığını belirtti. Ayim, yurtdışındaki Afewerki elçilikleri önünde gerçekleştirilen halk hareketinin, Eritreli Müslümanların yaşadığı adaletsizlikleri dünyaya duyurmakta önemli bir rol oynadığını söyledi.

Ayim, Eritre’deki Müslümanların durumunun iyileştirilmesi ve iktidardaki çetenin baskısının hafifletilmesinin, bu tür barışçıl ve kitlesel gösterilerle mümkün olduğunu ifade etti. Ayrıca, Eritre’deki Müslümanların hem içeride hem de dışarıda seslerini yükseltmeleri gerektiğini vurgulayan Ayim, ulusal bir proje ve güvenilir liderlik etrafında birleşmenin, Eritre tarihindeki karanlık dönemi sona erdirmenin en önemli adımı olduğunu belirtti.

Ayim, Müslümanların uzun süre sessiz kalmasının onları azınlığa dönüştürdüğünü ve Afewerki’nin Eritre’yi Ortodoks Hristiyan bir devlete dönüştürme çabalarının başarısız olacağını vurguladı.

Halk Hareketi ve Katılımcı Profili

Ayim, 8 Ağustos’ta Londra’daki Afewerki elçiliği önünde başlayan ve ardından Avrupa’nın çeşitli başkentlerine yayılan halk hareketinin, Eritreli gençler tarafından başlatıldığını belirtti. Katılımcıların çoğunluğunun, Eritre’nin bağımsızlığından sonra doğan 25–30 yaş aralığında gençler olduğunu ifade etti.

Bu gençlerin, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle hayatlarını riske atarak Eritre’den kaçmak zorunda kaldıklarını söyleyen Ayim, bir kısmının çöl ve deniz yollarında hayatını kaybettiğini, bazılarının ise derme çatma teknelerle geçiş yaparken boğulduğunu belirtti. Trajik olarak, bu gençlerin bir kısmının ailelerinin iktidar partisine bağlı olmasına rağmen sadece Müslüman oldukları için tutuklandığını söyledi.

Halk Hareketinin Seyri ve Etkisi

Halk hareketi, Afewerki’nin Batı başkentlerindeki elçilikleri önünde barışçıl ve medeni bir şekilde gerçekleştirildi. Göstericiler herhangi bir şiddet eylemine başvurmadı ve mesajlarını etik bir şekilde dünyaya iletti. Ayim, bu eylemlerin Eritre’deki Müslümanların durumunu iyileştirmeye ve rejimin üzerlerindeki baskısını azaltmaya katkı sağlayacağını söyledi.

Ayrıca, rejimin elçiliklerini casusluk merkezlerine dönüştürdüğünü ve muhalifleri takip ederek her hareketlerini gözlemlediğini belirten Ayim, gösterilerin içeride ve dışarıdaki Eritrelilerin çektiği acıları azaltacağına inandığını ifade etti.

Eritre’deki Yapısal Sorunlar

Ayim, Eritre’deki trajedinin temel nedenlerinden birinin Afewerki rejiminin ülkeyi sürekli savaşa sürüklemesi olduğunu vurguladı. Eritre halkı, Etiyopya, Cibuti, Yemen ve Sudan ile yapılan kayıp savaşların kurbanı oldu. Zorunlu askerlik süresinin 20–25 yıla kadar uzayabilmesi, gençlerin geleceksizliğini derinleştiriyor; eğitim, sağlık ve iş imkanları yok. Bu nedenle, gençler hayatlarını riske atarak ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor.

Eritreli Müslümanların Hak Mücadelesi

Ayim, Müslümanların üzerlerindeki baskıyı kaldırmanın ve dışlanmayı sonlandırmanın tek yolunun, rejime karşı durmak ve saflarını birleştirmek olduğunu söyledi. Müslümanlar Eritre’nin çoğunluğunu oluşturuyor ve ülkenin asli unsurlarıdır. Ancak iç ve dış ayrışmalar onları azınlık gibi göstermiştir.

Rejim yıllar boyunca ulema ve muhalifleri tutuklamış, İslami enstitüleri kapatmış ve Şeyh Adem Şaban gibi liderleri gözaltına almıştır. Müslümanlar, geçmişteki mücadele deneyimlerinden ders çıkararak birleşmeli ve haklarını talep etmelidir.

Afewerki’nin Gücü ve Manipülasyonu

Eritre’de bağımsız kurum, medya ve yargının olmadığını belirten Ayim, ülkenin tek bir kişinin, yani Afewerki’nin iradesine tabi olduğunu ifade etti. Afewerki, halkı sürekli dış tehdit söylemiyle manipüle ediyor, düşman ve müttefik kavramlarını sürekli değiştiriyor. Eritre, eğitim, ekonomi ve özgürlükten yoksun bir devlete dönüştürülmüş durumda.

Afewerki’nin Müslüman yoğun bölgelerde kontrolü sağlamak için Kenya’dan kurtlar getirdiğini ve böylece halkı göçe zorladığını belirten Ayim, bu uygulamaların Eritre’yi sistematik baskı ve korku rejimi haline getirdiğini söyledi.

Müslümanların Geleceği ve Çözüm Önerileri

Afewerki’nin Eritre’yi Hristiyan bir devlete dönüştürme çabalarının başarısız olacağını vurgulayan Ayim, Eritre’nin çoğunluğunun Müslüman olduğunu ve bu nüfusun ülkenin asli unsuru olduğunu hatırlattı. 1950–60’larda yapılan İngiliz nüfus araştırmaları, Müslümanların nüfusun %75’ini oluşturduğunu doğrulamaktadır.

Ayim, Müslümanların bu baskı rejimine karşı birleşmesi, güçlü bir siyasi program ve güvenilir liderlik etrafında kenetlenmesi gerektiğini belirtti. Amaçlarının intikam olmadığını, sadece hukuk devleti, adalet ve tüm vatandaşlara eşit haklar sağlamak olduğunu söyledi.