BAE cezaevlerinde sistematik işkence: Elektroşok, cinsel saldırı ve tırnak sökme belgelendi
Rapora göre BAE cezaevlerinde işkence sistematik hale geldi; aşırı sıcak-soğuk, uyku yoksunluğu, elektroşok, cinsel saldırı, tırnak sökme ve ağır fiziksel şiddet dahil çok sayıda yöntem kullanılıyor. Amaç, tutukluların iradesini kırmak ve zorla itiraf almak.
Uluslararası insan hakları örgütleri ve Müslüman Emirlikleri Tutukluları Savunma Merkezi (EDAC), Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki cezaevlerinde işlenen sistematik işkence vakalarına ilişkin yeni raporlar yayımlayarak, siyasi tutuklulardan gelen yardım çağrılarının giderek arttığını bildirdi. Rapora göre, işkence hem psikolojik hem de fiziksel yöntemlerle uygulanıyor ve dünyadaki en kötü şöhretli cezaevlerinde kullanılan tekniklere benzer yöntemler içeriyor.
Aşırı sıcaklıklarla işkence
Raporda, sıcaklık kontrolünün bir işkence aracı olarak yaygın biçimde kullanıldığı, tutukluların buz gibi soğuk hücrelerde saatlerce klima altında bekletildiği, battaniye verilmediği belirtildi. Çöl sıcaklıklarında ise özellikle Rezin Cezaevi’nde klimaların kapatılarak tutukluların nefes almakta zorlandığı ifade edildi. Eski tutuklu Âmine el-Abdûlî, nakil sırasında araç içindeki klimanın kapatıldığını ve boğulma hissi yaşadığını aktardı.
Uyku yoksunluğu
Uyku engelleme yönteminin yaygın bir işkence biçimi olduğu, tutukluların günlerce uyanık tutulduğu, yüksek ses ve sürekli ışık kullanıldığı kaydedildi. Libyalı iş insanı Rifaat Haddâka, üç günden fazla uyutulmadığını, yatağının alındığını ve yere yatmaya çalıştığında tehdit edildiğini açıkladı.
Yüksek ses ve kesintisiz ışık
Rezin Cezaevi’nde gün boyu propaganda içerikli yüksek sesli müzik çalındığı, bunun tutuklular üzerinde ağır psikolojik baskı yarattığı bildirildi. Bu uygulamalar nedeniyle Dr. Muhammed el-Rukn’un bayıldığı ve tansiyonunun yükseldiği kaydedildi.
Uzun süre ayakta bekletme
İbrahim el-Merzûkî gibi birçok tutuklunun saatlerce ayakta durmaya zorlandığı, oturmaya çalıştıklarında şiddetle dövüldükleri belirtildi.
Hedef gözetilerek yapılan dayak ve uzun sorgular
Amina el-Abdûlî’nin yüzüne sürekli vurulduğu ve görme bozukluğu yaşadığı, dişlerinin zarar gördüğü aktarıldı. Khalife en-Nuaymî ise günde birkaç kez sorguya alınarak fiziksel ve zihinsel olarak çökertildiğini bildirdi.
Psikolojik işkence ve ölüm tehditleri
Tutukluların sürekli ölümle, sınır dışı edilmekle veya idamla tehdit edildiği aktarıldı. Âmine el-Abdûlî, tedavi sırasında bir subayın kendisine “ilaca zehir koyabiliriz” dediğini anlattı.
Elektrik verme (elektroşok)
Filistinli mülteci Halid Ahmed başta olmak üzere birçok tutuklunun elektrik şokuna maruz kaldığı, Rifaat Haddâka’nın sorgu odalarında elektrikli sandalyeler bulunduğunu ve tehdit amaçlı kullanıldığını söylediği aktarıldı.
Cinsel saldırılar
Avrupalı tutukluların da dahil olduğu bazı vakalarda cinsel saldırı ve tecavüzün belgelenmiş işkence yöntemleri arasında yer aldığı ifade edildi. Polonyalı Tor Ligiska’nın hapishane görevlileri tarafından tecavüze uğradığı, Britanyalı iş insanı David Haigh’in toplu cinsel saldırıya maruz kaldığı belirtildi.
Tırnak sökme
Dr. Ahmed ez-Zuaibî, savcılığa verdiği ifadede tırnaklarının söküldüğünü anlatarak bu ağır işkence yöntemini doğruladı.
Darp ve aşağılayıcı uygulamalar
Tutukluların su boruları gibi sert cisimlerle dövüldüğü, bazılarının ayakkabılardan su içmeye zorlanarak küçük düşürüldüğü bildirildi.
Raporda, tüm bu yöntemlerin tutukluları suçlamaları kabul etmeye zorlamak, iradelerini kırmak ve fiziksel-psikolojik çöküş yaratmak amacıyla uygulandığı vurgulandı. EDAC ve uluslararası örgütler, BAE’deki sistematik işkencenin belgelenmeye devam edeceğini ve sorumluların hesap vermesi için çalışmaların sürdüğünü açıkladı.



