Ensarullah lideri El-Husi’den ABD’ye sert tepki: Kur’an’a hakaret kabul edilemez

Ensarullah lideri Abdulmelik Bedreddin el-Husi, bir ABD’li seçim adayı tarafından Kur’an-ı Kerim’e yönelik gerçekleştirilen yeni hakaretle ilgili yazılı bir açıklama yayımladı.

El-Husi, yeryüzündeki en kutsal dini değerlere yönelik bu saldırının, ABD, İngiltere ve siyonist İsrail’in öncülük ettiği ve halen devam eden “Yahudi-siyonist savaşın” bir parçası olduğunu belirtti.

Kur’an-ı Kerim’e yönelik hakaretlerin, siyonist Yahudilerin ve onlara tabi olan çevrelerin kin ve karanlığını açığa çıkardığını vurgulayan el-Husi, Kur’an’ın ise ona hidayetle sarılanları bu sapkınlık ve yozlaşmadan koruduğunu ifade etti. Kur’an’ın insanlığı zulüm ve köleleştirmeden kurtaracak yegâne ilahi rehber olduğunu söyledi.

El-Husi, siyonist İsrail’in iki yıldır Filistin’de sürdürdüğü saldırganlığın ve suçlarının tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığını, buna rağmen işgalci güçlerin günlük olarak suç işlemeyi sürdürdüğünü, Mescid-i Aksa’nın kutsiyetini ihlal ettiğini kaydetti. Açıklamada, işbirlikçi rejimler ve siyonist propaganda araçlarının ise bu suçları açıkça sahiplendiği ve planları hayata geçirmekten çekinmediği vurgulandı.

Açıklamada, İslam’a ve Müslümanlara yönelik hakaretler, saldırılar ve topyekûn savaş karşısında sessiz kalmanın “büyük bir ihmal ve teslimiyet” anlamına geldiği ifade edildi.

El-Husi, Yemen halkını Kur’an-ı Kerim’e ve kutsal değerlere yönelik bu saldırılara karşı net bir duruş sergilemeye çağırdı. Üniversiteler ve okullardan başlayarak geniş çaplı bir toplumsal hareket başlatılması gerektiğini belirten el-Husi, din âlimlerinin öncülüğünde çeşitli etkinlikler düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Ayrıca önümüzdeki cuma günü büyük gösteriler düzenlenmesi çağrısı yapan el-Husi, bunun Yemen halkının imanî kimliğinin bir ifadesi olacağını ve ABD ile İsrail’in Kur’an’a yönelik tutumlarına güçlü bir cevap teşkil edeceğini söyledi.

El-Husi, cuma günü yapılacak gösterilerin, Yemen halkının ABD-İsrail zulmüne karşı cihadi ve imanî duruşundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyacağını, Filistin halkıyla dayanışmanın ve her türlü komploya karşı hazırlığın teyidi olacağını ifade etti.

Açıklamanın tam metni

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Kur’an-ı Kerim’e yönelik yeni bir Amerikan hakareti medya organlarında yer aldı. Allah’ın yüce kitabına yönelik bu saldırı, bir ABD’li seçim adayının açık bir şekilde gerçekleştirdiği ve seçim propagandasına dönüştürdüğü çirkin bir suçtur.

Yeryüzündeki en kutsal değerlere yönelik bu ağır suç, Amerika, İngiltere ve siyonist İsrail’in başını çektiği, batı ve doğuda şeytanın dostlarının destek verdiği siyonist Yahudi savaşının bir parçasıdır. Bu güçler, insanlığı saptırmak, yozlaştırmak, köleleştirmek ve kaynaklarını yağmalamak amacıyla en ağır suçları işlemektedir.

Siyonist Yahudilerin ve onların takipçilerinin kini, karanlık yüzlerini açığa çıkarmaktadır. Kur’an ise ona sarılanları bu sapkınlık ve bozgunculuktan koruyan ilahi bir kalkandır ve insanlığı büyük kayıptan kurtaracak yegâne rehberdir.

Siyonizmin Amerikan, İngiliz ve İsrail uzantılarıyla sürdürdüğü yumuşak ve sert savaş, İslam’a ve Müslümanlara açık bir düşmanlıktır. Amaç, Kur’an’ın Müslümanların kalbindeki yerini zayıflatmak ve onları ondan uzaklaştırmaktır.

Filistin’de işlenen suçlar, ABD ve İngiltere’nin açık ortaklığıyla sürmektedir. Bu nedenle tüm Müslümanların —hükümetler, halklar, seçkinler ve kitleler— bu zalim ve sapkın güçlere karşı dini ve insani bir sorumluluğu vardır.

Siyonist düşman; Lübnan’a saldırmakta, Suriye’yi ihlal etmekte, bölgenin tamamına yönelik komplolar yürütmektedir. ‘Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme’ söylemi, İslam ümmetinin dinini, kimliğini, özgürlüğünü ve onurunu hedef almaktadır.

İki yıldır süren vahşet tüm dünyaya açıkça gösterilmesine rağmen, işbirlikçi rejimler ve siyonist propaganda aygıtları bu suçları örtbas etmekte ve ümmetin dikkatini başka yöne çekmeye çalışmaktadır.

ABD’li bir kâfirin Kur’an’a yönelik açık hakareti karşısında sessizlik göstermek, ümmetin iman, bilinç ve ahlaki değerlerde ne denli gerilediğinin göstergesidir. Bu durum düşmanların en çok umut bağladığı zaaftır.

İki milyarlık İslam ümmeti isterse düşmanlara ciddi baskı uygulayabilir; ancak bugüne kadar siyasi, ekonomik ya da medya alanında ciddi bir adım atılmamıştır. Bu hal, ilahi gazabı davet eden son derece tehlikeli bir durumdur.

Halkların; Kur’an’la bağlarını güçlendirmesi, düşmanlara karşı bilinçlendirme faaliyetleri yürütmesi, Amerikan ve İsrail ürünlerini boykot etmesi, medya ve sokak eylemleriyle tepkisini ortaya koyması mümkündür. Sessizlik ise ümmetin içine düştüğü derin çöküşü göstermektedir.

Bu nedenle Yemen halkını, üniversitelerden ve okullardan başlayarak geniş çaplı bir hareketle bu saldırılara karşı tavır almaya; din âlimlerinin öncülüğünde etkinlikler düzenlemeye ve önümüzdeki cuma günü büyük gösterilerle imanî kimliğini ortaya koymaya çağırıyorum.

Bu duruş, ABD-İsrail zulmüne karşı imanî ve cihadi kararlılığımızın, Filistin halkıyla dayanışmamızın ve her türlü komploya karşı hazırlığımızın ifadesi olacaktır.”

Kısa Haber Özeti

Çarpıcı Başlık

Kur’an’a Hakarete Yemen’den Sert Yanıt: El-Husi Cuma Günü Kitlesel Gösteri Çağrısı Yaptı