BM, Myanmar’da ordunun 11 köylüyü öldürüp cesetlerini yaktığını doğruladı

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Rupert Colville, Myanmar'daki ciddi insan hakları ihlallerinin endişe verici şekilde artmasından dolayı dehşete düştüklerini belirterek, ordunun, ülkenin kuzeybatısında bir köyde 5'i çocuk 11 köylüyü öldürdükten sonra yaktığını doğruladı.

BM, Myanmar’da ordunun 11 köylüyü öldürüp cesetlerini yaktığını doğruladı

Colville, BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen haftalık basın toplantısında, Myanmar ordusunun demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirmesinin ardından geçen 10 ayı aşkın sürede ülkede insan hakları ihlallerinin görülmemiş ölçekte derinleştiğini aktardı.

7 Aralık'ta Myanmar ordusunun bir biriminin, milis güçleri tarafından Sagaing Bölgesi'nin Salingyi kasabasında uzaktan kumandalı bir patlayıcıyla pusuya düşürüldüğünün iddia edildiğini belirten Colville, ordunun da karşılık olarak Done Taw köyüne baskın düzenleyip 6 erkek ile en küçüğü 14 yaşında olan 5 çocuğu tutukladığını belirtti.

Colville, "11 erkek daha sonra bölgeden ateş çıktığını gören köylüler tarafından yanmış halde bulundu." dedi.

Myanmar'daki ciddi insan hakları ihlallerinin endişe verici şekilde artmasından dolayı dehşete düştüklerini belirten Colville, darbeden bu yana Myanmar’daki askeri yönetimin lideri General Min Aung Hlaing'ın uluslararası hukuka olan sorumluluğu kapsamında kendi halkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini vurguladı.

Colville, "Bunun sonucu olarak 1300'den fazla insan hayatını kaybetti ve 10 bin 600 kişi de alıkonuldu." diye konuştu.

Olay

Done Taw köyünde, askerlerce öldürüldükten sonra yakıldığı iddia edilen kişilere ait görüntülerin sosyal medyada yayılması üzerine tepkiler büyümüştü.

Güvenlik kaygısından dolayı isminin verilmesini istemeyen bir görgü tanığı, 50 askerin 7 Aralık'ta yerel saatle 11.00'da Done Taw köyüne ilerlediğini ve kaçmayı başaramayan 11 köylüyü yakaladığını söylemişti.

Yakalanan 11 erkeğin elleri arkadan bağlı şekilde ateşe verildiğini iddia eden görgü tanığı, söz konusu kişilerin askeri darbe karşıtı silahlı grup Halk Savunma Gücü (PDF) mensubu olmadığını da belirtmişti.