Avrupa / Sait Selam Güler

Toptan red veya toptan kabul bizim anlayışımız değildir.

Avrupa / Sait Selam Güler

Toptan red veya toptan kabul bizim anlayışımız değildir.

Tüm kurulan sistemler bir şekilde kendi halklarının refah seviyesini yükseltmek için çaba sarfederler.

Devletlerin veya hükümetlerin ana maksadı da normal şartlarda halklarının karşılaştığı ekonomik veya sosyal sorunları çözmek ve yaşam koşullarını üst düzeye çıkarmaktır.

Bunu yapan her devlet takdir edilmeye layıktır. Ancak işi tek boyutlu yani sadece dünya konforu boyutuyla değil inanç boyutuyla da değerlendirmek gerekiyor.

‘Hikmet Mü’minin yitiğidir’ diye buyurur Peygamberi Zişan (aleyhisselam) o halde alınabilecek ekonomi, sosyal, siyasal anlamda ne varsa almak gerekir o devlet bu hükümet demeden…

Avrupa ülkeleri ve yönetim sistemleri ile ilgili, kendilerinin dışındaki diğer, özellikle İslam Coğrafyalarındaki Müslümanlara yaşattıklarını bilmeyenimiz yoktur. Onların yaptıklarının bizim yapmak durumunda olup yapmadıklarımızın bir sonucu olduğunu da bir kenara kaydederek bu hususu bir kenarda tutuyoruz.

Avrupa ülkelerinde olup İslam coğrafyalarında olmayan ekonomik, sosyal bir takım farklılıklara dikkat çekerek insana bakış açısına yorum getirmeye çalışalım.

Bir Avrupa ülkesinde bir milletvekili, bir bakan bisikletine binerek lokantaya gider sıraya girer yemeğini alır. Genelde de kimse onun bakan veya milletvekili olduğunu bilmez. Bilenler de ona ayrıcalık tanımaz. O ise öyle bir ayrıcalık beklentisi içinde olmaz… Ya bizde yani Türkiye’de veya diğer bir İslam beldesinde durum nasıl siz bilirsiniz. Değil milletvekili veya bakanın kendisi onun bilmem kaçıncı derecede bir akrabası bir yere gidecek olsa herkes seferber olur beyefendiye krallar gibi muamele edilir. Ortalık yağdan geçilmez…

Bir hizmetçi veya temizlik işçisi bir bayan bir milletvekili ile evlenir ve evlendikten sonra da temizlik işini devam ettirir Avrupa ülkelerinde. Ya bizde, bırakın temizlik işçisi ile evlenmek babası temizlikçi olsa o kadınla bir milletvekilinin yolu çakışmaz, çakışsa da temizlikçimiz bir müddet sonra kendine first lady gözüyle bakar, daha dün temizlediği merdivenlerden yürümeyi zül sayar…

Bir hanım doğum yapar, ertesi gün bir haftalığına olmak üzere devlet ona bir bayan temizlikçi gönderir, evinin temizliğinden tutun da çocuğun altını değiştirmeye, yemek yapmaya kadar bu kadın çalışır. Bizde durum nasıl doğrusu bunu bilmiyorum var mı böyle bir şey… Ya da biri gelsin bana manevi ders versin diye devlete söylesin, hemen görev bekleyen manevi rehberler koşar o kişiye nasihat eder, din imanı anlatır burada…

Burada bir doktora gidersiniz, doktor gelir sizi kapıdan alır sandalyeye oturtur, size güler yüz gösterir sizi memnun etmek için çırpınır. Bizde mesela Türkiye’de bırakın doktoru, onun yanındaki asistanı da bırakın koridorda görev yapan danışmana bir şey sorarsınız kafasını kaldırıp size bakmaz. Size reçete yazan doktor da canından aciz yüzünüze bile bakmaz bazısı reçetesini yazar size uzatır. Tabi işini güzel yapan doktorlarımız da var ancak burada hepsi öyle…

Bir de işin ahlaki boyutu var tabi… Ekser kanaat, bir Avrupalı size bir iş için söz vermişse, zaman tayin etmişse muhakkak sözünde durur. Biz ise bir hafta boyunca bugün yarın diyerek verilen bir sözün yerine getirilmesini bekleyedururuz. Hangisi Müslüman ahlakı sizce…

Okullarda çocuklara her şey uygulamalı gösterilir burada… Hem de henüz ana okulunda iken… Bizde öğretmenlerimiz alacağı maaşın ay başına yetişip yetişmeyeceğinin hesabıyla çocukları umursamaz…

Trafikte bir sükünet hali hakim… Evet yüksek cezalar terbiye etmiş olabilir ama vermiş terbiyeyi… Yaya çizgilerinin olduğu yerde bir yayaya yol vermeyin bakın neler oluyor… Bizde bir motosikletli kendisini sollayan araba sahibine kafasındaki kaskı çıkarma cesareti göstermeden saldırmayı bir yiğitlik sayar maalesef…

Evet bu güzelliklerin hepsi aslında İslam’ın evrensel bakış açılarından alınmadır. Kur’anı, Sünneti bilen bunun boş bir söz olduğundan bahsedemez. Biz almadık onlar aldı, ancak bizde uygulanamaz deyip bu güzelliklerin uygulanmasına da maalesef yine batı sebep oldu, biz de buna inandık. Neticede onlar bizim dinimizi aldı biz onların ahlakını...

İnsanca sükünetle yaşamak zor değil, sesimizi duyan coğrafyamızın yöneticileri gelip buralarda sistem araştırmaları yapıp nelerin kendi ülkelerinde uygulanabileceğini pek ala görüp alınması gerekeni alabilirler, nede olsa Hikmet Müminin yitiğidir, onu nerde bulsa alır öyle değil mi?

Said Selam Güler / Habernas.com