'Ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir'

İdeal Eğitim Vakfı (İDEV)Şanlıurfa Temsilciliği tarafından "İdeal Eğitim Seminerleri" kapsamında düzenlenen seminerde, ahlaki yozlaşmalara karşı yapılması gereken hususlara dikkat çekildi.

'Ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir'
'Ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir'
'Ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir'
'Ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir'

Şair Nabi Konferans Salonunda düzenlenen, sunuculuğunu Mustafa Korkmaz'ın yaptığı program,  Abdussamed Ergün'ün Kur'an'ı Kerim tilaveti ile başladı.

Programın açılış konuşmasın yapan İDEV Şanlıurfa Temsilcisi Mustafa Durmaz, vakıf olarak yaptıkları faaliyetleri anlattı.

Seminere konuşmacı olarak katılan Eğitimci Yazar İsmail Turan, ahlak kavramını açıklayarak sözlerine başladı. Ahlak kavramanın Arapça bir kavram olduğunu vurgulayan Turan, "Ahlak kelime anlamı olarak insanların doğuştan getirdiği huy ve mizaç anlamına geliyor. Arapça'da yaratılış için 'Xalk' kavramı, manevi olarakta 'Xulk' kavramı kullanılır. Bu iki kavramı beraber incelediğimizde insanın yaratılışı ile ahlakının ilişkisi olduğunu anlayabiliyoruz. Ahlak;  daha genel bir ifadeyle, insanın kendisiyle, diğer insanlarla ve bütün varlıklarla nasıl bir ilişki kurması gerektiğini belirten bir disiplindir. İnsanın hangi davranışı yapması gerektiğini, hangisini yapmaması gerektiği ile ilgilenen ilim ahlaktır." şeklinde konuştu.

"Ahlakla ilgili İslam âlimleri ciltlerce kitap yazmıştır"

Ahlakla ilgili birçok kitabın yazıldığını belirten Turan, "İmam Buhari'nin 'Kitabü'l Edeb' isimli kitabının olduğunu görüyoruz. Yine Abdullah Bin Mübarek'in 'Kitabü'z- Zühd' isimli kitap yazdığını görüyoruz. Ahlakla ilgili İslam âlimleri ciltlerce kitap yazmıştır.  Osmanlı dönemi ve günümüzde de ahlak ile ilgili kitaplar yazılmıştır. Kitaplarda konu 'iyilik' ve 'kötülüktür' hangi davranışlar iyidir, hangi davranışlar kötüdür diye tanımlayabiliriz ahlakı… Yozlaşma nedir?  Bir şeyin özünden uzaklaşması ve değişime uğramasıdır.  Biz ahlaki yozlaşma derken olması gereken ahlakın, özünden uzaklaşması ve değişiminden bahsediyoruz.  İnsanoğlu fıtraten temizdir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), 'Kişi İslam fıtratı üzerine doğar' buyuruyor. Daha sonra çevresel etkilerle, çevrenin etkisiyle maalesef farklı yollara kayabilir." ifadelerini kullandı.

"Ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir"

Ahlaki yozlaşmanın kendisini gösterdiği alanlarla ilgili bilgi veren Turan, " Genellikle ahlak denilince dar bir kapsam geliyor. Sadece hayâ ve iffet geliyor. Hâlbuki ahlak sadece hayâ ve iffetten ibaret değildir. Ahlak birçok alanda kendini gösteren hayatın geneli ile ilgili bir kavramdır. En başta haya ve iffette yozlaşma geliyor daha sonra kültürel yozlaşma, siyasal ve politik yozlaşma ve toplumsal yozlaşma geliyor.  İmam Gazali ahlakla ilgili, 'Ahlak öyle bir melekedir ki hiçbir zorlama olmaksızın insanın içinden gösterdiği davranışların kaynağıdır.' Bu sözden hareketle şunu söyleyebiliriz;  'Aslında ahlak insanın yaptıkları değildir; insanın yaptıklarının içerisindeki iradesidir. İnsana eylemlerini yaptıran güçtür.' Bu olumlu da olabilir olumsuzda olabilir. Bir insan zorla bir iyilik yapıyorsa ya da kanunen ve hukuken yapmak zorundaysa bu ahlaki bir davranıştır diyemeyiz." dedi.

"Eleştiri içten dışa doğru olması gerekir"

Eğitimci Yazar Medeni Taş ise sunumunda ahlaki yozlaşmanın nedenlerine değindi. İnanç ilkelerinin vahiy merkezinden çıkarak toplumsal gelenek, dâhil olunan grup, kabul edilen mezhep ve madde merkezli bir hal aldığına değinen Taş, " İslamca ve Müslümanca değil; mezhepçe, grupça ve fırkaca düşünmeye başlamamız bu yozlaşmanın en temel sebebidir. İç dünyadan, dış dünyaya gerçekleşen ahlaki inşa süreci. Yani normalde 'iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır' kültürü ile büyüyen bir nesil, kendisine iğne batırmadığı gibi başkasına kılıç batırıyor. Onun için eleştiri içten dışa doğru olması gerekirken kendisini devre dışı bırakan sadece dışarıyı gören bencil bir davranış bu yozlaşmanın temelinde yatar. İnsanın söz ve davranışlarının kendi kontrolünden çıkıp, çevresel faktörlerle farklı etkenlerin telkinleri ile yönetilmesi… Sürekli elin oğlu, denilen ifadelerle kendi çocuklarımızı canavarlaştırmamız ve zamanla artık çocuklarımız, bizim çocuklarımız olmaktan çıkar gerçekten de elin oğlu olur. Bizim kontrol edemediğimiz, bizim sözümüzü dinlemeyen, yabancı bir nesne haline dönüşür." şeklinde konuştu.

Sunumuna siyasi yozlaşma ile devam eden Taş, "Bilinçli Müslümanların siyasetten, idari makamlardan ve etkileyici görevlerden uzak kalması… Rahmetli Necmettin Erbakan'ın dediği gibi, 'Siyaset ile uğraşmayan Müslümanları,  Müslüman olmayan siyasetçiler yönetir.'  Müslüman olmayan siyasetçilerinde oluşturacağı toplumda da yozlaşmanın zirvesi yaşanır." diye konuştu.

"Tabiat, boşluk kabul etmez"

Ahlaki yozlaşmayı önlemek için ailede bir mektep inşa etmek gerektiğine dikkat çeken Taş, "Aile ve ev;  bir mektep, bir mescit ve bir medresedir, öyle değerlendirmek gerekir. Anne ve babalar çocukları ile ilgili düşüncelerini mektuplarla ifade etmeleri, ev içi eğlencelerin yapılması, çocukların katıldığı aile meclislerinin oluşturulması gerekir. Tabiat, boşluk kabul etmez.  Siz çocuklarınızın duygularını, fıtratını, ihtiyaçlarını hatta zevklerini yönlendirmeseniz, birileri yönlendirir hem de kötü bir şekilde… Ayrıca ölüm ve ahiret bilincinin sürekli canlı tutulması gerekir. Bu bireysel anlamda yapılabilecek en başat temel yaklaşımdır." ifadelerini kullandı.

Program Remzi Cibik tarafından yapılan dua ile sona erdi.

İLKHA