ABD, Gazze’deki katliamına rağmen İsrail’e silah vermeye devam ediyor
ABD, İsrail ordusunun, Gazze’de başlattığı ve işgale dönüşen operasyonlarına koşulsuz destek verirken sivil kayıplara ve savaş hukuku ihlallerine rağmen Washington yönetiminin silah yardımları sürüyor.
İşgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 9. ayını doldururken ABD, Tel Aviv yönetimine verdiği siyasi desteğin yanında "İsrail ordusuna en çok silah sağlayan ülke" konumunda bulunuyor.
ABD Kongresi, iki ülke arasında savunma alanındaki işbirliğine ek olarak nisan ayında 95 milyarlık dış askeri yardım paketi kapsamında işgalci İsrail’e 17 milyar dolar tahsis edilmesine da onay vermiş oldu.
ABD Savuma Bakanlığı (Pentagon), bugüne kadar işgalci İsrail’e yapılan askeri yardımın ayrıntılarıyla ilgili herhangi bir veri paylaşmasa da Kongrede kabul edilen yardıma ek olarak iki ülke arasındaki eski askeri anlaşmalar ve 7 Ekim’den sonra ABD ordusunun envanterinden işgalci İsrail’e doğrudan sevk edilen cephane ve silahlarla bu rakamın çok daha büyük olduğu değerlendiriliyor.
ABD’nin koşulsuz askeri desteğine rağmen Netanyahu memnun değil
Joe Biden yönetimi, 2024 ABD başkanlık seçimleri öncesinde işgalci İsrail lobisinin desteğini kaybetmek istemese de Gazze’de yaşanan sivil kayıpların, demokrat tabanda oyları azaltmasından da endişeli.
Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 7 Ekim’den bu yana Gazze operasyonunu yürütme şekli Biden’ı rahatsız ediyor. Ancak bugüne kadar silah temini konusunda ciddi bir sınırlama getirilmedi. Netanyahu ise sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamayla Biden yönetimini askeri yardımları kısıtlamakla suçladı.
Siyonist İsrail Başbakanı’na göre, ABD, 1 tonluk uçak bombalarının sevkiyatını durdurdu.
Amerikan yönetimi, yoğun yerleşim birimlerinin bulunduğu bölgelerde büyük bombaların sivil kayıplara neden olduğu gerekçesiyle sevkiyatının durdurulduğunu doğruladı.
Ancak basına sızan bazı rakamlar, Washington’un bu adımı atmak için çok geç kaldığını ve pratikte çok da işe yaramayacağını ortaya koyuyor.
Reuters’a konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen resmi kaynaklar, 7 Ekim 2023-28 Haziran 2024 döneminde ABD’nin işgalci İsrail’e bombardıman uçaklarında kullanılan bir tonluk en az 14 bin MK-84 bombası, 6 bin 500 adet 227 kilogramlık bombası, 3 bin hassas güdümlü havadan karaya Hellfire füzesi, 1000 sığınak imha edici bomba, 2 bin 600 havadan atılan küçük çaplı bomba ve diğer mühimmatı sevk ettiğini bildirdi.
Buna göre, işgalci İsrail’e silah tedarikinin sınırlandırılması yönündeki uluslararası çağrılar ve ABD kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Biden yönetiminin, mayısta bir defalığına sembolik olarak 1 tonluk uçak mühimmatının sevkiyatına izin vermedi.
Başkentte, Temsilciler Meclisi Demokrat liderleri ile Kongrenin diğer üyeleri arasında bu konuda paylaşılan iç notta da sevkiyatı durdurulan söz konusu 1 tonluk bombaların, ABD’nin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail'e sağladığı toplam askeri desteğin sadece "yüzde 1'inden azına" tekabül ettiği bilgisi paylaşıldı.
ABD, Rusya’ya karşı Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımların tüm detaylarını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen şu ana kadar İsrail’e yapılan silah ve mühimmat yardımlarının dökümü hakkında bilgi paylaşılmadı.
Hava yoluyla çok sayıda sevkiyat yapıldı
Kamuoyuna açık uçuş kaynaklarına bakarak hava yolu üzerinden işgalci İsrail'e yapılan silah yardımlarıyla ilgili de medyada değişik rakamlar gündeme geldi.
CNN’e konuşan bir yetkili, kamuya açık uçuş kaynaklarından tespit edilen ABD Hava Kuvvetleri üsleri ile işgalci İsrail arasında en az 68 farklı sevkiyat uçuşunu yalanlamayarak "Bu uçuşlar, Pentagon yardımlarının İsrail’e istikrarlı akışını temsil ediyor.” ifadesini kullandı
CNN’e göre Ekim 2023-Ocak 2024 döneminde günde ortalama 15 kargo sevkiyatı uçuşu gerçekleşirken bu sayının daha sonra günde ortalama 5’e düştüğüne dikkat çekildi. Kayıtlarda, bazı askeri uçuşların sıklıkla transponderlerinin kapatılması nedeniyle takibinin zor olduğu bilgisi paylaşıldı.
İsrailli Haaretz gazetesinin araştırmasına göre ise 7 Ekim’den bu yana ABD ve dünya genelindeki Amerikan askeri üslerinden kalkan 173 askeri ve sivil kargo uçuşu İsrail'e silah ve cephane taşıdı.
Bu uçakların büyük çoğunluğu işgalci İsrail'in güneyindeki Be'er Sheva kenti yakınlarındaki Nevatım Hava Üssü'ne inerken bu uçuşların aylara göre dağılımı Ekim 2023'te 22, Kasım 2023'te 47, Aralık 2023'te 32, ocakta 20, şubatta 8, martta 11, nisanda 17, mayısta 7 ve haziranda 9 adet olarak gerçekleşti.
Haberlere göre, bu silah sevkiyatlarında 100 binden fazla 155 mm'lik top mermisi, on binlerce Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı yönlendirme kiti ve farklı türde bombaların yanı sıra İsrail'in hava savunma sistemi için füzeler, insansız hava araçları ve demir kubbe hava savunma sitemi için mühimmat taşındı.
Bu sayıların, işgalci İsrail'e deniz yoluyla gönderilen çok sayıda silah sevkiyatını içermediğine, gemilerin uçaklara göre çok daha büyük kargo taşıdığına dikkat çekildi.
İşgalci İsrail, toplam 310 milyar dolar ile ABD’den en fazla dış yardım alan ülke konumunda
ABD'nin, Japonya gibi müttefikleriyle ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütünün (NATO) diğer üyeleriyle yaptığı gibi işgalci İsrail ile arasında karşılıklı bir savunma anlaşması bulunmuyor. Ancak işgalci İsrail, ABD’den en çok askeri yardım alan ülkeler listesinin başında yer alıyor.
İşgalci İsrail, ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi engeli olmadan ABD askeri teknolojilerine ayrıcalıklı erişime sahip bulunuyor.
ABD, ayrıcalıklı müttefik olarak gördüğü işgalci İsrail’e, herhangi bir çatışmanın içinde olsun veya olmasın, her yıl 3,8 milyar dolar askeri yardım sağlıyor. ABD, 2008’de kabul edilen bir mutabakat zaptı (MOU) ile İsrail'e 2028'e kadar yılda 3,8 milyar dolar yardım yapmayı taahhüt etmiş bulunuyor.
Dış İlişkiler Konseyinin (CFR) derlediği en güncel kayıtlara göre işgalci İsrail, kurulduğu 1948’den bu yana toplam 310 milyar dolar ile ABD dış yardımlarından en fazla payı alan ülke konumunda görünüyor.
ABD, bölgede işgalci İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğü"nü yasayla koruyor
ABD’de 2008’de çıkarılan diğer bir yasayla Washington'un, işgalci İsrail’e yaptığı askeri yardımların kavramsal omurgasını oluşturan "İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğü (QME)" ifadesi literatüre girdi.
Bu yasa ile ABD’nin, Orta Doğu'daki diğer ülkelere verdiği silahların, işgalci İsrail'in “niteliksel askeri üstünlüğü”nü tehlikeye atmaması şartı getirildi. Buna göre, işgalci İsrail'in en gelişmiş ABD askeri silahlarına ve platformlarına erişim sağlayan ilk ülke olması öngörülüyor.
İşgalci İsrail, bu bağlamda talep ettiği 50 adet son nesil ABD F-35 savaş uçağından bugüne kadar 39’unu teslim aldı.
İşgalci İsrail’in Gazze operasyonunun tüm dünyada kitlesel gösterilerle protesto edildiği bir dönemde, 4 Haziran'da 3 milyar dolar değerinde 25 adet ek F-35 savaş uçağı siparişi anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile İsrail Hava Kuvvetleri toplam 75 adet F-35 savaş uçağına sahip olacak.
Temsilciler Meclisinin New York Temsilcisi Gregory Meeks ile Maryland Senatörü Ben Cardin, İsrail’in Gazze’deki saldırılarda sivilleri hedef alması ve insani yardımları engellemesine karşı, ABD’nin silah yardımlarını bir baskı aracı olarak kullanması gerektiğini dile getirdi.
Gazze’deki ihlaller nedeniyle işgalci İsrail’e silah yardımı ABD yasaları ile çelişiyor
İşgalci İsrail’in, yasalara göre, ABD’nin yaptığı silah yardımlarını yalnızca “meşru müdafaa” amacıyla kullanmayı kabul etmesi gerekiyor.
Ancak Biden yönetimi, Ekim 2023 ortasında yaptığı açıklamada, işgalci İsrail'in ABD silahlarını kullanmada daha fazla sınırlama veya kısıtlama getirmediklerini ve sadece İsrail’in “uluslararası hukuka uymasını beklediklerini” söylemekle yetindi.
Demokrat Partili 23 Kongre üyesi, Biden’a mektup göndererek ağır insan hakları ihlalleri yapan yabancı hükümetlere veya gruplara güvenlik yardımı sağlanmasını engelleyen Leahy Yasası ile aynı şekilde ABD yardımlarını engelleyen ülkelere askeri yardımı yasaklayan Dış Yardımlar Yasası (FAA) ihlallerini hatırlattı.
Bunun üzerine Biden, şubatta ABD askeri yardımı alan ülkelerin, yardımı kullanırken uluslararası hukuka uyacaklarına ve insani yardımların dağıtımını kolaylaştıracaklarına dair yazılı güvence vermelerini gerektiren bir ulusal güvenlik notu yayımladı.
Biden’in notu üzerine mayısta açıklanan raporda, işgalci İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana "Uluslararası İnsanı Hukuk yükümlülükleriyle tutarsız" şekilde ABD silahlarını kullandığını "değerlendirmenin makul" olduğu şeklinde ifadeler kullanıldı. Ancak rapor, işgalci İsrail’e yapılan silah yardımları üzerinde ciddi etkiye sahip olmadı.