ABD Devrim Muhafızlarını neden terör listesine aldı?

Trump yönetiminin Devrim Muhafızları Ordusu kararı, büyük bir adım olsa da ABD’nin İran stratejisinin nihai amacı belirsizliğini koruyor.

ABD Devrim Muhafızlarını neden terör listesine aldı?

ABD’de Trump yönetimi İran’ı sıkıştırmaya dönük hamlelerine bir yenisini ekleyerek Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) Yabancı Terör Örgütleri Listesi’ne aldı. Karar, birçok riskli boyutunun yanı sıra ortaya BM üyesi bir ülkenin diğer bir üyenin ordusunu topyekûn terör örgütü ilan etmesi gibi endişe verici bir görüntü çıkarması açısından dikkat çekici.

Her ne kadar bu aşamada henüz BM’yi doğrudan ilgilendiren bir durum bulunmasa da ABD’nin bu ve benzeri hamlelerinin orta ve uzun vadede bir çatışmaya neden olması, BM’nin etkinliğine ilişkin tartışmaları kızıştıracaktır. Karar kısa vadede ise birkaç soruyu gündeme getirmiştir: Bu durum ABD-İran hattını nasıl etkileyecektir? Kararın İran’ın ekonomisine ve iç dengelerine nasıl bir etkisi olur?

Sabiteler ne kadar sabit?

ABD ile İran arasında yıllardır devam eden gergin ilişkiler ve DMO’nun bu bağlamdaki konumu, genelde iki temel sabite etrafında analiz edilir. Bunlardan ilki, gerilimin derecesinden bağımsız olarak, muhtemel vahim sonuçların farkında olan söz konusu iki ülkenin doğrudan sıcak bir çatışmaya girmeyeceğidir. Gerçekten de 1979’dan günümüze görev yapan yedi ABD başkanı arasında İran karşıtı en radikal adımların bazısına imza atan Trump dahi zaman zaman İran'la çatışmak istemediğini belirtme gereği duyuyor. Aynı şey İranlı yetkililer için de geçerli. Diğer sabite ise yıllardır çeşitli uluslararası baskılara maruz kalan DMO’nun bu baskıyla mücadele etmek ve labirent usulü yapılanmasıyla gerektiği noktada izini kaybettirmek konusunda deneyimli olduğudur. Nitekim DMO birçok alanda bu yaklaşımla yapılanmakta ve yer yer kendisiyle iltisaklı olduğu iddia edilen çeşitli silahlı yapılarla arasında organik bir bağ olduğunu reddetmektedir. Peki ama bu iki sabitenin de değişmeyeceği garanti mi?

Küresel gelişmeler ve Ortadoğu’daki nazik şartlar nedeniyle bu düzeyde bir gerilim öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir. Bir yandan İran'a karşı bu adımı atan ABD, diğer yandan İsrail’in saldırgan ve işgalci politikalarının önünü açmakta. Bölgede İran’ın en önemli devlet dışı ortağı konumundaki Hizbullah’ı yasa dışı görmesi ve özellikle Suudi Arabistan’ın hem bu örgüte hem de İran’a büyük öfke besliyor olması ciddi riskler barındırıyor. Zira, Obama yönetimi zamanında ABD’yi İran’a saldırmaya ikna etmeye çalışan Suudilerin bu fikirden vazgeçmediği ortada. Benzer riskler DMO’nun bölgedeki varlığı için de geçerli. DMO’nun ekonomi ve dış operasyon yapılanmalarında, örtülü bir yol tercih ettiği biliniyor. Nitekim, özellikle İran’a karşı uygulanan ve genelde DMO bağlantılı özel ve tüzel kişileri hedef alan yaptırımlarda ABD’nin en çok zorlandığı konulardan biri, bu bağlantıyı ortaya çıkarmaktır. ABD, takip eden süreçte DMO’yu strateji değiştirmeye ve açığa çıkmaya zorlayacaktır. Şeffaf bir DMO’nun ABD karşısında daha temkinli bir tavır sergileyeceği aşikar.

Ekonomi ve iç politika

DMO, devrim meydana geldiğinde Şah döneminden kalma ordunun bulunduğu ülkede Ayetullah Humeyni’nin 22 Nisan 1979 tarihli talimatıyla kuruldu. Devrimin olağanüstü koşullarında ve İran-Irak savaşında ön cephede yer alan bu yeni ordu, savaştan sonra aksi yöndeki düşüncelere rağmen eski orduya entegre edilmeyerek müstakil kurumsal varlığını sürdürdü. Böylece, Ali Hameney’in Devrim Rehberi olduğu 1989 sonrasında DMO İran siyasetinde ve ekonomisinde "muhafız" görevi görerek gücünü artırdı. DMO’nun artan hegemonyası altında görev yapan dört cumhurbaşkanı da dönem dönem bu ordunun tasarruflarına itiraz ettiler. Özellikle, altı yıllık görev süresi boyunca mevcut Cumhurbaşkanı Ruhani ile DMO arasında önemli ihtilaflar yaşandı. ABD’nin kararının akabinde bu görüntü şeklen değişmiş görünüyor.

16 Nisan Salı günü İran Parlamentosu’nda hazır bulunan 206 milletvekilinden 204’ünün evet oyuna karşı 2 ret oyuyla kabul edilen kanun tasarısı, bu sürecin ilk adımını teşkil ediyor. ABD’ye misillemede bulunmayı ve DMO’nun süreçten zarar görmesini engellemeyi amaçlayan on üç maddelik tasarının 5. Maddesi özellikle önemli. Bu maddeye göre hükümet, DMO ile işbirliği yaptığı için zarar gören yerli ve yabancı gerçek ya da tüzel kişilere hukuki, maddi ve manevi himaye sağlamakla yükümlüdür. (A.A)