Batman'dan "vicdan yürüyüşüne" destek: Her sessizlik bir bomba gibi Gazze'ye düşüyor
Batman'daki sivil toplum kuruluşları, Gazze'deki katliam ve ablukaya karşı düzenlenen Küresel Vicdan Yürüyüşü'ne kitlesel basın açıklamasıyla destek verdi. Açıklamada, "Geciken her yardım, kaybedilen bir can demektir" denilerek, işgal rejimiyle tüm siyasi, askeri ve ticari ilişkilerin kesilmesi çağrısı yapıldı.
Batman'daki sivil toplum kuruluşları, Gazze'de yaşanan katliam ve soykırıma karşı bir kez daha seslerini yükseltti.
Refah Sınır Kapısı'nın açılması ve Filistin halkına yönelik ablukaya son verilmesi amacıyla başlatılan uluslararası "Küresel Vicdan Yürüyüşü"ne destek vermek için kitlesel basın açıklaması düzenlendi.
Gülistan Caddesi'nde düzenlenen etkinlik, halkın yoğun ilgisiyle gerçekleşti.
Vatandaşlar, siyonist işgal rejimi aleyhine sloganlar atarken, program Kur'an'ı Kerim tilavetiyle başladı.
STK'lar adına açıklamayı Muhammed Habib Durmaz yaptı.
Durmaz açıklamasında, açlıkla terbiye edilmeye çalışılan, susuzlukla teslim alınmak istenen, barınaksızlıkla yok sayılan bir halkın; göz göre göre, dünyanın gözü önünde adım adım katledildiğini söyledi.
"Batı, bu kanlı senaryonun seyircisi değil, yazarıdır"
Siyonist işgal rejiminin, uluslararası hukuku, insan haklarını, Birleşmiş Milletler kararlarını ayaklar altına alarak Filistin halkına karşı topyekûn bir imha siyaseti yürüttüğünü vurgulayan Durmaz, şöyle dedi:
"Gazze’deki anneler, çocuklarını kefene değil kucağına almak isterken; Batı, bu kanlı senaryonun seyircisi değil, yazarıdır. Amerika ise başrolde. Bir elinde silah, diğerinde sahte barış metinleriyle soykırımın sponsoru, planlayıcısı ve koruyucusudur. israilin gözünü karartan cüret, arkasında Amerikan kalkanını bilmenin güvenidir. Ne yazık ki bu zulmün yalnızca bir faili değil, çok sayıda sessiz ortağı ve destekçisi vardır. Yöneticilerimiz kınama açıklamalarıyla vicdanları teskin etmeye çalışırken, gerçekte ticari ve askeri ilişkiler yoluyla bu işgal devletine destek sunmaya devam etmektedir." dedi.
"Bu işgalci zihniyet, bütün Müslüman halklar için hayati bir tehdittir"
Bu zulüm sadece Filistin halkını hedef almadığını, aslında tüm İslam coğrafyasına yönelmiş bir tehdit olarak büyüdüğünü ifade eden Durmaz, "israil terör örgütü, istediği her yeri bombalayacak cesareti ve küstahlığı kendinde bulmakta, uluslararası hukuku tanımamakta, gerekçe bile göstermeden şehirleri, kampları, okulları, hatta hastaneleri hedef almaktadır. Bu yayılmacı işgalci zihniyet, yalnız Gazze için değil, bütün Müslüman halklar için hayati bir tehdittir. israilin Gazze’den sonra Suriye ve İran’a atılan bomba, yarın İstanbul’a çevrilen namlunun habercisidir." dedi.
"Kürecik Radar Üssü ve İncirlik Hava Üssü israilin güvenliği için nöbet tutuyor"
Artık sözün değil, eylemin vakti olduğuna işaret eden Durmaz, "Artık hamasi nutukların değil, cesur adımların zamanı gelmiştir. Kürecik Radar Üssü ve İncirlik Hava Üssü derhal kapatılmalıdır. Malatya’da, Türkiye’nin bağrına saplanmış bir hançer gibi duran Kürecik Radar Üssü; Adana’da vicdanlara kurulan bir gölge gibi İncirlik Hava Üssü… Her ikisi de Amerikan kontrolünde, israilin güvenliği için nöbet tutmakta. Bu üslerden akan istihbarat, Gazze’ye düşen her bombaya yön vermekte, her çocuğun çığlığına hedef çizilmektedir. Bu topraklarda bir zamanlar mazlumlar sığınılacak liman bulurken, bugün katillerin oyun kurduğu bir sahneye dönüşmek, vicdanlara ağır bir yüktür. Amerika, bu soykırımın faili kadar suç ortağıdır. Mazlumun gözyaşını silmeyen, zalimin silahını tutar. Amerika ile kurulan her ittifak, Gazze’de toprağa düşen bin yetim demektir."
"Türkiye topraklarından geçen enerji boruları, israilin zulüm çarkını çeviriyor"
Bakü-Ceyhan Boru Hattı üzerinden işgal rejimine giden enerji akışı derhal durdurulması gerektiğini belirten Durmaz, şunları söyledi:
"Gazze’de karanlıkta doğan çocuklar, yakıt yokluğunda can verirken; Türkiye topraklarından geçen enerji boruları, israilin zulüm çarkını çevirmeye devam ediyor. Her litre petrol, Gazze’deki bir damla kana dönüşüyor. Her damla yakıt, bir annenin ağıdına denk düşüyor.
Enerji taşıyan bu hatlar, aslında vicdanı delip geçen kör kılıçlara benzemektedir. Türkiye, artık bu kirli akışı durdurmalı; zalime değil, direnişe güç olmalıdır."
"Tüm İslam ülkeleri, artık ikiyüzlü politikaları terk etmeli"
İslam ülkeleri ve Türkiye'nin, işgal rejimi ile her türlü ticari ilişkiyi derhal kesmesi gerektiğini vurgulayan Durmaz, "Başta devletimiz olmak üzere Tüm İslam ülkeleri, artık ikiyüzlü politikaları terk etmeli, israille yürüttükleri tüm resmi ve özel ticari ilişkileri kesmelidir. Gıdadan çimentoya, tekstilden kimyasala kadar yüzlerce kalemde devam eden bu alışveriş, israilin imha makinesini beslemektedir. Bu ticaret yalnızca mal değil, bir halkın mezar taşlarını taşımaktadır. Müslümanlar, zalimin kasasına para değil, mazlumun eline ekmek ulaştırmalıdır." diye konuştu.
"Gazze’ye insani yardım koridoru açılması için seferberlik başlatılmalı"
"Yöneticilerimiz İslam ülkeleri ile Gazze’ye insani yardım koridoru açılması için ortak diplomatik seferberlik başlatmalıdır." diyen Durmaz, "Gazze’deki abluka ve ambargolar, insanlık dışı bir kuşatma halini almıştır. Yardım gemilerine yapılan saldırılar uluslararası mahkemelere taşınmalı, savaş suçlusu israil uluslararası alanda yargılanmalıdır. Başta ülkemiz olmak üzere Müslüman devletler diplomatik sessizliklerini bozmalı; yardımlar sadece sözle değil, eylemle ulaşmalıdır. Çünkü artık geciken her yardım, kaybedilen bir can demektir." ifadelerini kullandı.
"Ortak bir diplomatik, ekonomik ve askeri güç oluşturmalıdır"
Açıklamasının devamında Durmaz, "İslam ülkeleri ve devletimiz, ortak bir diplomatik, ekonomik ve askeri güç oluşturmalıdır. Bugün Mısır’ın, Gazze’ye gönüllü yürüyen kardeşlerine barikat kurması; Arap rejimlerinin suskunluğu ve işbirliği, İslam dünyasının nasıl derin bir gaflet içinde olduğunu göstermektedir. Bu gaflet artık son bulmalı; İslam ülkeleri yalnızca kınamakla değil, birleşik bir askeri güç kurarak Gazze’ye doğrudan insani yardım ulaştırmalıdır. Gazze’nin gökyüzünü insansız hava araçlarıyla değil, kardeşliğin kanatlarıyla örtülmelidir. Çünkü Filistin yalnız değildir; ümmet, kardeşini zalime teslim etmeyecek kadar büyük ve şerefli bir millettir." dedi.
"İhtilafları bir kenara bırakarak ortak düşmana karşı kenetlenmeliyiz"
Uzun yıllardır Filistin, Yemen, Suriye ve Lübnan’da katliamlar gerçekleştiren bu küresel terör şebekesinin, şimdi de İran’a yönelik alçakça bir saldırıyla yeni bir cephe açtığını belirten Durmaz, son olarak şunları söyledi:
"Siyonist rejimin ABD’nin desteğiyle gerçekleştirdiği bu son saldırılar, yalnızca İran’ı değil; bölgede bağımsız duruş sergileyen, emperyalist planlara boyun eğmeyen tüm devletleri, halkları ve direniş hareketlerini hedef almaktadır. Bu vesileyle, İslam coğrafyasındaki tüm kardeş halkları; aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakarak ortak düşmana karşı kenetlenmeye, dayanışmayı büyütmeye ve emperyalist tuzaklara düşmemeye davet ediyoruz."
Basın açıklaması, İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun hocanın yaptığı duanın ardından son buldu.
(İLKHA)